Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Atasözleri

Atasözleri Kategorisine Ait Konular

Abanın kadri yağmurda bilinir

Abanın kadri yağmurda bilinir: 1) Aba giyen insan yağmurda ıslanmaz. Bu yüzden

Aba vakti, yaba, yaba vakti aba

Aba vakti, yaba, yaba vakti aba

Abdala “Kar yağıyor.” demişler, “Titremeye hazırım.” demiş

Abdala “Kar yağıyor.” demişler, “Titremeye hazırım.” demiş: Bazı sıkıntılara alışmış

Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz

Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz: İnsan fırsat buldukça sevdiği

Abdalın dostluğu, köy görünceye kadardır

Abdalın dostluğu, köy görünceye kadardır: Çıkarma düşkün insanın dostluğu

Abdalın karnı doyunca, gözü pabucundadır

Abdalın karnı doyunca, gözü pabucundadır: Çıkarcı insanın dostluğu ve arkadaşlığı

Acar tazı çullu da belli olur, çulsuz da

Acar tazı çullu da belli olur, çulsuz da: Bir insanın değeri, kılık kıyafetinden değil

Acele ile menzil alınmaz

Acele ile menzil alınmaz: Çok çabuk davranmakla sonuca ulaşılmaz

Acele işe şeytan karışır

Acele işe şeytan karışır: Bir iş çok çabuk yapılmaya kalkışıldığında

Acele yürüyen yolda kalır

Acele yürüyen yolda kalır: Acele yürüyen, çabuk yorulup yolda kalır

Acemi katır, kapı önünde yük indirir

Acemi katır, kapı önünde yük indirir: Bir işi, ustasına yaptırmayıp

Acıkan doymam, susayan kanmam sanır

Acıkan doymam, susayan kanmam sanır: Uzun süre herhangi bir şeyin yokluğunu çeken

Acıkan ne yemez, acıyan ne demez

Acıkan ne yemez, acıyan ne demez: Acıkan insan ne bulsa yer

Acıklı başta akıl olmaz

Acıklı başta akıl olmaz: Acılı insanın acısından dolayı aklı başında

Acıkmış kudurmuştan beterdir

Acıkmış kudurmuştan beterdir: Çok acıkmış bir kimse, kudurmuş bir hayvandan

Acından kimse ölmemiş

Acından kimse ölmemiş

Acı patlıcanı kırağı çalmaz

Acı patlıcanı kırağı çalmaz: 1) Kırağı sebzeleri dondurup bozar.

Acıyan çok ama ekmek veren yok

Acıyan çok ama ekmek veren yok: Yoksulların durumuna yalnızca

Acıyan uyumuş, acıkan uyumamış

Acıyan uyumuş, acıkan uyumamış: İnsan her türlü acıya katlanabilir

Aça kuru ekmek helva gibi gelir

Aça kuru ekmek helva gibi gelir: Aç insan ne bulsa yer

Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez

Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez: Aç insan, önce karnını doyurmayı düşünür

Aç at yol almaz, aç it av almaz

Aç at yol almaz, aç it av almaz: Aç insan iş yapamaz.

Aç domuz darıdan çıkmaz

Aç domuz darıdan çıkmaz: Aç olan kişi, önce karnını doyurmayı düşünür.

Aç doymam, tok acıkmam sanır

Aç doymam, tok acıkmam sanır: Çok acıkan insan, önüne ne kadar yiyecek konursa konsun doymayacağını, sanır.

Aç elini kara sokar

Aç elini kara sokar: Aç bir kimse, kamını doyurmak

Aç gezmekten tok ölmek yeğdir

Aç gezmekten tok ölmek yeğdir: Canlılar için ölüm kaçınılmaz bir sondur.

Aç gözünü, açarlar gözünü

Aç gözünü, açarlar gözünü: Bir toplumu oluşturan bireylerin hepsinin huyu ve ahlakı aynı değildir. Arlı-arsız, hırlı-hırsız, kolay yoldan para kazanmak isteyen

Aç it fırın deler

Aç it fırın deler: Aç kalan canlı, kamını doyurmaktan başka bir şey düşünmez.

Açık kaba it değer

Açık kaba it değer: 1) Açık kaptaki yiyeceği kedi, köpek gibi hayvanlar yiyebilir.

Açık yaraya tuz ekilmez

Açık yaraya tuz ekilmez: Acılı bir insanın yanında, ona acısını

Açılan solar, ağlayan güler

Açılan solar, ağlayan güler: Doğadaki her şey değişir. Güzellik, yaşlılıkta kaybolur.

Açın gözü ekmek teknesinde olur

Açın gözü ekmek teknesinde olur: İnsan, neyi çok istiyorsa hep onu düşünür

Açın karnı doyar, gözü doymaz

Açın karnı doyar, gözü doymaz. 1) Uzun zamandan beri aç kalmış bir insanın karnı

Açın karnında ekmek durmaz

Açın karnında ekmek durmaz: Yoksul, kazandığını harcamak

Açın uykusu gelmez

Açın uykusu gelmez: 1) Aç insan zor uyur. 2) Temel ve sosyal ihtiyaçlarını

Aç karın katık istemez

Aç karın katık istemez. 1) Aç insan bulduğunu yer, daha lezzetlisini

Aç kurt aslana saldırır

Aç kurt aslana saldırır: 1) Kurt, çok aç kalırsa ölümü göze alıp

Açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna

Açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna: Sırrımızı verdiğimiz insan, bunu bir vesile ile arkadaşlarından birine

Aç ne yemez, tok ne demez

Aç ne yemez, tok ne demez: 1) Aç insan ne bulursa yer, tok insan ise her yiyeceği

Aç ölmez, gözü kararır; susuz ölmez benzi sararır

Aç ölmez, gözü kararır; susuz ölmez benzi sararır: Yoksulluk insanı öldürmez

Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır

Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır

Aç, tokun yüzüne bakmakla doymaz

Aç, tokun yüzüne bakmakla doymaz: Bir şeyi elde etmek için o işi

Ada bana, adayım sana

Ada bana, adayım sana: Saygı gösteren, saygı görür; iyilik yapan

Adadığı çok verdiği yok

Adadığı çok verdiği yok: Bazı insanlar, “yaparım-ederim”

Adam adama gerek olmasa her biri bir dağ başında olurdu

Adam adama gerek olmasa her biri bir dağ başında olurdu: İnsanlar toplu hâlde yaşarlar.

Adam adama gerek olur

Adam adama gerek olur: İnsanlar toplu olarak yaşarlar.

Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil

Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil: Her canlı sonludur, bir gün gelir ölür.

Adam adamdan korkmaz

Adam adamdan korkmaz: Karşımızdaki kimsenin susması, bizden korktuğu

Adam adamı bir kere sınar

Adam adamı bir kere sınar: 1) Bir insanın nasıl bir insan olduğu ilk sınamada anlaşılır.

Adam adam, pehlivan başka adam

Adam adam, pehlivan başka adam: Hep yararlı işlerle uğraşan, hiçbir ortamda dürüstlüğünü

Adam ahbabından bellidir

Adam ahbabından bellidir: Bir kimsenin nasıl biri olduğu, kimlerle

Adamın adı çıkacağına canı çıksın

Adamın adı çıkacağına canı çıksın: Davranışlarımıza dikkat etmeliyiz.

Adamın iyisi, iş başında belli olur

Adamın iyisi, iş başında belli olur: Bir insanın iyi mi, kötü mü; başarılı mı

Adam olana bir söz yeter

Adam olana bir söz yeter: İyi ve anlayışlı bir insana fazla

Adam yanıla yanıla, pehlivan yenile yenile

Adam yanıla yanıla, pehlivan yenile yenile: 1) Bir güreşçi, güreşe güreşe ustalaşır ve yenmeyi öğrenir. İnsanlar da bazı şeyleri

Ağaca balta vurmuşlar, “sapı bedenimden” demiş

Ağaca balta vurmuşlar, “sapı bedenimden” demiş: Kötülük, kimden gelirse gelsin insanı

Ağacı kurt, insanı dert yer

Ağacı kurt, insanı dert yer: Kurt, ağacı nasıl içinden yiyerek çürütürse, dert de

Ağaç ağaç içinde büyür

Ağaç ağaç içinde büyür: İyi insan, iyi insanların bulunduğu bir çevrede yetişir.

Ağaç, meyvesi olunca başını aşağı salar

Ağaç, meyvesi olunca başını aşağı salar: Olgunlaşan bir insan başkalarına tepeden

Ağaç ne kadar uzasa göğe eremez

Ağaç ne kadar uzasa göğe eremez: Her şeyin ve her işin ulaşabileceği bir son nokta vardır.

Ağaçtan maşa olmaz

Ağaçtan maşa olmaz: Ağaçtan ateş maşası olmaz, olsa da onunla ateş tutulmaz.

Ağaç yaprağıyla güzeldir

Ağaç yaprağıyla güzeldir: 1) Yapraksız bir ağaç nasıl güzel görünmezse

Ağaç yaşken eğilir

Ağaç yaşken eğilir: Büyük yaştaki insanı eğitmek zor

Ağanın alnı terlemezse ırgatın burnu kanamaz

Ağanın alnı terlemezse ırgatın burnu kanamaz: İşveren (ağa) eğer işini iyi takip

Ağanın gözü ata tımardır

Ağanın gözü ata tımardır: Patronun takibi ve ilgisi, işçileri iyi ve

Ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez

Ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez: Yaşlılık da üzüntü de ne yaparsak yapalım

Ağır git ki yol alasın

Ağır git ki yol alasın: Acele eden değil, bilgi ile hareket eden

Ağır kazan geç kaynar

Ağır kazan geç kaynar: 1) Soğukkanlı insan çabucak öfkelenmez.

Ağır otur ki bey desinler

Ağır otur ki bey desinler: Bir mecliste bulunan insan dinlemeyi bilmeli

Ağır taş yerinden oynamaz

Ağır taş yerinden oynamaz: Ağırbaşlı insan, başkalarının sözü

Ağır yongayı yel kaldırmaz

Ağır yongayı yel kaldırmaz: Ağırbaşlı ve aklı başında olan bir kişiyi

Ağız büzülür, göz süzülür, ille burun, ille burun

Ağız büzülür, göz süzülür, ille burun, ille burun: 1) Bazı kusurları düzeltmek kolaydır.

Ağlamakla yar ele girmez

Ağlamakla yar ele girmez: İnsanın elde etmek istediği şey

Ağlamayan çocuğa meme vermezler

Ağlamayan çocuğa meme vermezler: Hakkını istemeyene kolayca hakkını vermezler

Ağlarsa anam ağlar, gayrisi yalan ağlar

Ağlarsa anam ağlar, gayrisi yalan ağlar: Bir insana anasından daha yakın bir varlık yoktur.

Ağlatan gülmez

Ağlatan gülmez: Başkalarına acı verennin, yaptığı yanma kalmaz

Ağrısız baş mezarda gerek

Ağrısız baş mezarda gerek: İşi, mevkisi ve yaşı ne olursa olsun

Ağustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar

Ağustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar: Sıcak soğuk demeyip

Ağustosta gölge kovan, zemheride karın ovar

Ağustosta gölge kovan, zemheride karın ovar: Yazın sıcak diye çalışmayıp gölgede

Ağzın karnından büyük olmasın

Ağzın karnından büyük olmasın: Gücümüzü ve boyumuzu aşan işleri

Ahali isterse padişahı tahttan indirir

Ahali isterse padişahı tahttan indirir: Halk ister ve örgütlenirse mevcut

Ak akçe kara gün içindir

Ak akçe kara gün içindir: Sağlıklı ve iyi günlerde kazandıklarımızın

Akan çay her zaman kütük getirmez

Akan çay her zaman kütük getirmez: Çalışmadan para kazanmak ender rastlanır

Akarsu çukurunu kendi kazar

Akarsu çukurunu kendi kazar: Akarsu akacağı yolu nasıl kendisi kazarsa

Akıl akıldan üstündür

Akıl akıldan üstündür: Bir insanın her şeyi bilmesi, her konuda doğru

Akıl kişiye sermayedir

Akıl kişiye sermayedir: Bir iş yapabilmek için belli bir para (sermaye) gerekir.

Akıllı söylemeden düşünür, akılsız düşünmeden söyler

Akıllı söylemeden düşünür, akılsız düşünmeden söyler: Akılsız kişi, sonunun nereye varacağını

Akıl para ile satılmaz

Akıl para ile satılmaz: Akıl, parayla pulla satılan bir şey değildir.

Akılsız başın cezasını ayaklar çeker

Akılsız başın cezasını ayaklar çeker: 1) Düşünüp taşınmadan yapılan her işte hata yapma

Akıl yaşta değil başta baştadır

Akıl yaşta değil başta baştadır: Aklın yaşla ilgisi yoktur, kafa ile ilgilidir.

Aklına geleni işleme, her ağacı taşlama

Aklına geleni işleme, her ağacı taşlama: Düşünüp taşınmadan, aklımıza gelen her şeyi yapmaya kalkmak doğru değildir.

Alacakla borç ödenmez

Alacakla borç ödenmez: Alacaklı olmak, başka birine olan borcumuzu ortadan

Ala keçi, her vakit püsküllü oğlak doğurmaz

Ala keçi, her vakit püsküllü oğlak doğurmaz: Kendisi değerli olan bir şeyden

Alçak uçan yüce konar, yüce uçan alçak konar

Alçak uçan yüce konar, yüce uçan alçak konar: Ekonomik, toplumsal ve kültürel bakımdan iyi

Alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır

Alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır: Olanaklarımızın üstünde veya altındaki bir yaşam tarzı, insanı pek çok sıkıntıya sokar.

Alçak yerde tepecik kendini dağ sanır

Alçak yerde tepecik kendini dağ sanır: Cahillerin çoğunlukta olduğu yerde

Alet işler, el övünür

Alet işler, el övünür: Bazı işler, gerekli aletler olmadan yapılamaz.

Al gömlek gizlenmez

Al gömlek gizlenmez: Olağan veya yasa dışı olarak yapılan

Al malın iyisini çekme kaygısını

Al malın iyisini çekme kaygısını: Ucuz diye, kalitesinden emin olmadığımız bir mal alırsak

Alim unutmuş, kalem unutmamış

Alim unutmuş, kalem unutmamış: Her şeyi aklımızda tutamayız.

Allah bile kulunun karasını yüzüne vurmamış

Allah bile kulunun karasını yüzüne vurmamış: Hatasız kul olmaz, herkes hata yapar. Bir kimsenin yanlışını toplum içinde yüzüne vurmamak gerekir.

Allah bir kapıyı kaparsa bir kapıyı açar

Allah bir kapıyı kaparsa bir kapıyı açar: Yapılan her iş başarı ile sonuçlanmaz. Bu durumdan

Allah dağına göre kar verir

Allah dağına göre kar verir: Allah herkese dayanabileceği

Allah herkesin gönlüne göre verir

Allah herkesin gönlüne göre verir: Allah, gönlü zengin olup başkasının

Allah sabırlı kullarını sever

Allah sabırlı kullarını sever: Acı, yoksulluk, haksızlık gibi üzücü durumlar

Allah kardeşi kardeş yaratmış, kesesini ayrı yaratmış

Allah kardeşi kardeş yaratmış, kesesini ayrı yaratmış: Günümüz koşullarında geçinmek

Allah’tan umut kesilmez

Allah’tan umut kesilmez: Her yokuşun bir inişi olduğu gibi, her derdin

Alma mazlumun ahım, çıkar aheste aheste

Alma mazlumun ahım, çıkar aheste aheste: Mazlumun ahım alan kişi

Altın eşik, gümüş eşiğe muhtaç olur

Altın eşik, gümüş eşiğe muhtaç olur: Durumumuzun parlaklığına aldanıp kimseyi

Altının kıymeti azlığındandır

Altının kıymeti azlığındandır: Çok bulunan ve kolay elde edilen şeyin değeri az

Altının kıymetini sarraf bilir

Altının kıymetini sarraf bilir: Herhangi bir şeyin kıymetini

Altın kepeğe muhtaç

Altın kepeğe muhtaç: Altın değerli bir madendir ama parlatılmak için kepekle ovulur

Altın leğenin kan kusana ne faydası var

Altın leğenin kan kusana ne faydası var: Ölmek üzere olan bir insana

Altın pas tutmaz

Altın pas tutmaz: Altın nasıl pas tutmazsa, değerli insan da yalan

Altın yerde paslanmaz, taş yağmurdan ıslanmaz

Altın yerde paslanmaz, taş yağmurdan ıslanmaz: Değerli şey ve kişi olumsuz

Altın yere düşmekle pul olmaz

Altın yere düşmekle pul olmaz: Değerli insan, her türlü ortamda

Aman diyene kılıç kalkmaz

Aman diyene kılıç kalkmaz: Yaptığı yanlışı fark edip pişmanlık

Amca baba yarısı

Amca baba yarısı: Amcanın yeğenini oğlu gibi sevmesi ve ilgilenmesi

Amcam, dayım, herkesten aldım payım

Amcam, dayım, herkesten aldım payım: Yakınlarından beklediği ilgi ve yardımı göremeyen

Ana gibi yâr olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz

Ana gibi yâr olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz: Bir insanın kendisine annesinden daha yakın olan hiç kimse yoktur.

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az: Anlayışlı insan, bir sözü hemen anlar

Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur

Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur: Olumsuz sonuçlanan işlerden sonra

Arabanın ön tekerleği nereden geçerse art tekerleği de oradan geçer

Arabanın ön tekerleği nereden geçerse art tekerleği de oradan geçer: Çocuk birçok şeyi, büyüklerini izleyerek

Arayan Mevla’sını da bulur, belasını da

Arayan Mevla’sını da bulur, belasını da: İyilik isteyen ve bunun için uğraşan

Ar dünyası değil kâr dünyası

Ar dünyası değil kâr dünyası: Gelişen teknoloji, yeni yeni buluşlarla yaşamı kolaylaştırmakta ama aynı zamanda ihtiyaçlarımızı da çoğaltmaktadır.

Arı, bal alacak çiçeği bilir

Arı, bal alacak çiçeği bilir: 1) Açıkgöz insan, nereden neyi nasıl alacağını iyi bilir.

Arı, bey olan kovana üşer

Arı, bey olan kovana üşer: Bir topluluğu oluşturan bireylerin

Arı, kızdıranı sokar

Arı, kızdıranı sokar: İnsan, kendisine zarar veren

Arife tarif gerekmez

Arife tarif gerekmez: Arif olan insana, bir şeyi uzun uzun

Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim

Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim: Bir insan, huyu suyu kendisine benzeyen

Armut dibine düşer

Armut dibine düşer: 1) Bir insan, çok yakınında bulunan kimselerden

Arpacıya borç eden ahırını tez satar

Arpacıya borç eden ahırını tez satar: Herkesten ve her iş için borç almak doğru değildir.

Arpa eken buğday biçmez

Arpa eken buğday biçmez: iyilik yapan iyilik, kötülük yapan kötülük bulur.

Arpa samanıyla, kömür dumanıyla

Arpa samanıyla, kömür dumanıyla

Arpa unundan kadayıf olmaz

Arpa unundan kadayıf olmaz: Bir işte kullanılacak malzemenin

Arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez

Arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez: Gerekli olanaklar sağlanmadan ve emeğinin

Arpayı buğdayı taşlı yerden, kızı kardeşli yerden

Arpayı buğdayı taşlı yerden, kızı kardeşli yerden: Arpa ve buğday taşlı tarlada daha iyi yetişir. Kardeşi olan kız, kardeşsiz kıza

Aslan kocayınca sıçan deliği gözetir

Aslan kocayınca sıçan deliği gözetir: İnsan genç ve güçlüyken, kolayca yapabildiği bazı şeyleri

Aslanla gezen taşa, kurtla gezen leşe konar

Aslanla gezen taşa, kurtla gezen leşe konar: Erdemli insanla arkadaşlık eden kişi, bunun yararını görür ve başı derde girmez.

Aslan yatağından belli olur

Aslan yatağından belli olur: Bir insanın nasıl biri olduğu

Aşık her zaman bey oturmaz

Aşık her zaman bey oturmaz: İşimiz her zaman iyi gitmeyebilir.

Aşk olmayınca meşk olmaz

Aşk olmayınca meşk olmaz: Öğrenmek için büyük bir istek duymayan

Aş taşınca kepçeye paha olmaz

Aş taşınca kepçeye paha olmaz: Değersiz bulduğumuz bir aracın aslında

Aş tuz ile tuz oran ile

Aş tuz ile tuz oran ile: Tuzsuz yemeğin lezzeti olmaz. Çok tuzlu yemek de yenmez.

Aşure yemeye giden kaşığını yanında taşır

Aşure yemeye giden kaşığını yanında taşır: Herhangi bir iş veya durumdan yararlanmak

Ata arpa, yiğide pilav

Ata arpa, yiğide pilav: Her hayvanın beslendiği yiyecek farklıdır. Yararlandığımız hayvanı buna göre beslersek sağlıklı olur ve daha çok işe yarar.

Ata binen nalını, mıhını arar

Ata binen nalını, mıhını arar: İnsan, alacağı bir şeyin, önce eksiği gediği

At adımına göre değil, adamına göre yürür

At adımına göre değil, adamına göre yürür: Ata iyi binmek için cesur ve yetenekli olmak gerekir. Bunun gibi, bir işin de doğal

Ata dostu oğula mirastır

Ata dostu oğula mirastır: Bir insanın çocuğuna bırakabileceği en iyi miras

Ata eyer gerek, eyere er gerek

Ata eyer gerek, eyere er gerek: Bir işte başarıya ulaşmak için yeterince araç gereç

Ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek

Ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek: Atadan kalan miras kısa sürede biter gider

At binenin, kılıç kuşananın

At binenin, kılıç kuşananın: Ata binmeyi bilmeyen bir insanın atı olmasının; kılıç kullanmayı bilmeyen bir insanın kılıcı olmasının; kendisine

At bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz

At bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz: Bir işin olmayacağı varsa olmaz. Şöyle ki: Gerekli malzeme bulunur ama koşullar uygun değildir

At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır

At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır: Ölen bir atı, sahibinden başka kimse pek hatırlamaz

Ateş düştüğü yeri yakar

Ateş düştüğü yeri yakar: Acı bir olay herkesi üzer ama acıyı yaşayanı

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz: Ateş olmayan yerden duman çıkmayacağı gibi

Atılan ok geri dönmez

Atılan ok geri dönmez: 1) Bir işe başladıktan sonra geri dönmek zordur.

Atını tepmez, itim kapmaz deme

Atını tepmez, itim kapmaz deme: At, canı yanınca, canını yakan sahibi de olsa, onu tekmeler. İt, canı yanınca, canını yakanı ısırır. Bunun gibi, canı çok yanan

Atma bakan ardına bakmaz

Atma bakan ardına bakmaz: Atma iyi bakan kişi,

Atın dorusu, yiğidin delisi

Atın dorusu, yiğidin delisi: Atın dorusu, yiğidin de bir olay karşısında

Atın ürkeği, yiğidin korkağı

Atın ürkeği, yiğidin korkağı: Ürkek at, tehlikeyi koklaya koklaya yol alır.

Atın varken yol tanı, ağan varken el tanı

Atın varken yol tanı, ağan varken el tanı: Elde olanak varken gezmek, görmek

At kaçmaz, et kaçar

At kaçmaz, et kaçar: İyi bakılan ve beslenen

Atlar tepişir, arada eşekler ezilir

Atlar tepişir, arada eşekler ezilir: Güçlü kişiler, birebirleriyle dalaştıklarında

Atlı kaçar, kaçar; yaya arkasına ne düşer

Atlı kaçar, kaçar; yaya arkasına ne düşer: Bazı işleri başarabilmek büyük güç ister

Atlıya saat olmaz

Atlıya saat olmaz: Atlı bir kimse, yayaya göre daha iyi ve

Atlıyla yayanın yoldaşlığı olmaz

Atlıyla yayanın yoldaşlığı olmaz: Aralarında pek çok bakımdan

At sahibine göre kişner

At sahibine göre kişner

Ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz

Ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz: İstedikten sonra her türlü kuş avlanabilir.

Ava giden avlanır

Ava giden avlanır: Kendi çıkarını düşünerek, başkalarını kullanmak

Avcı ne kadar al bilse, ayı o kadar yol bilir

Avcı ne kadar al bilse, ayı o kadar yol bilir: Rakibi küçümsememek gerekir.

Ayağın sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin

Ayağın sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin

Ayağını yorganına göre uzat

Ayağını yorganına göre uzat: Harcamalarımızı, kazancımıza

Ayda gel bir dostuna; kalksın ayak üstüne; günde bir gel dostuna, yatsın sırtı üstüne

Ayda gel bir dostuna; kalksın ayak üstüne; günde bir gel dostuna, yatsın sırtı üstüne: Dostluğumuzun zedelenmesini istemiyorsak, ziyaret ve isteklerimizle onu bunaltmamalıyız.

Ay ışığında ceviz silkilmez

Ay ışığında ceviz silkilmez: İş, koşullar uygun olduğu zaman yapılmalıdır.

Ay var yılı besler, yıl var ayı beslemez

Ay var yılı besler, yıl var ayı beslemez: Ücret ya da maaş karşılığı çalışmayan serbest meslek

Az ateş çok odunu yakar

Az ateş çok odunu yakar: Bir kaşık yoğurt, atıldığı tenceredeki sütü yoğurda dönüştürür.

Az eli aşta gör, çok eli işte gör

Az eli aşta gör, çok eli işte gör: Yemek yapmak için fazla kişi gerekmez.

Az olsun, öz olsun

Az olsun, öz olsun: Bir şeyin çok olması değil, işe yaraması önemlidir.

Az söyle, çok dinle

Az söyle, çok dinle: Çok konuşmak hem hata yapmaya neden olur

Az tamah çok ziyan verir

Az tamah çok ziyan verir: Elindekiyle yetinmeyip daha fazlasına sahip

Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır

Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır: Babanın davranışları ile kazandığı kötü şöhret, çocuklarını da etkiler. Çünkü insanlar, çocuğun babaya çekeceğini

Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana

Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana

Babanın sanatı oğula mirastır

Babanın sanatı oğula mirastır: Çocuk, babasının yaptığı işe

Baba oğluna bir bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş

Baba oğluna bir bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş

Baca eğri de olsa duman doğru çıkar

Baca eğri de olsa duman doğru çıkar: Dürüst bir kişi, en olumsuz

Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun

Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun: Bilişten verim almak için çok

Bağ demiş ki; “bak bana, bakayım sana.”

Bağ demiş ki; “bak bana, bakayım sana.”: Bakılan bağ, bol üzüm verir.

Bağın taşlısı, kadının saçlısı

Bağın taşlısı, kadının saçlısı: Bağın taşlısı iyidir.

Baht olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta

Baht olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta

Bahtsızın bağına ya taş yağar ya dolu

Bahtsızın bağına ya taş yağar ya dolu

Bakan göze yasak olmaz

Bakan göze yasak olmaz

Bakarsan bağ olur bakmazsan dağ olur

Bakarsan bağ olur bakmazsan dağ olur: Dağın yamacı işlenerek bağ hâline getirilebilir.

Bakmakla usta olunsa kediler kasap olurdu

Bakmakla usta olunsa kediler kasap olurdu: bir iş yalnızca bakarak öğrenilmez.

Baktın ki kar havası, eve gel kör olası

Baktın ki kar havası, eve gel kör olası

Bal bal demekle ağız tatlanmaz

Bal bal demekle ağız tatlanmaz: Uğrunda bir çaba göstermedikçe

Bal ile kaymak yenir ama her keseye göre değil

Bal ile kaymak yenir ama her keseye göre değil: Herkes daha iyi yaşamak ister.

Bal olan yerde sinek de olur

Bal olan yerde sinek de olur: Zengin kimsenin çevresinde

Bal tutan parmağını yalar

Bal tutan parmağını yalar: Bazı insanlar, başkaları

Balcının bal tası var, oduncunun baltası

Balcının bal tası var, oduncunun baltası: Her işin kendine

Balçığı duvara vur, tutarsa da hoş, tutmazsa da hoş

Balçığı duvara vur, tutarsa da hoş, tutmazsa da hoş: Getirisi çok olmayan

Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir

Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir

Balık baştan kokar

Balık baştan kokar: Yöneticinin kötü örnek olduğu yerde

Balın olsun, sinek Bağdat’tan gelir

Balın olsun, sinek Bağdat’tan gelir: Malı mülkü çok olan varlıklı kişinin yanına

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın: Zalimin zulmüne, “Nasıl olsa bana dokunmuyor”,

Baskın basanındır

Baskın basanındır

Bana benden olur her ne olursa, başım rahat olur dilim durursa

Bana benden olur her ne olursa, başım rahat olur dilim durursa

Baş ağır gerek, kulak sağır

Baş ağır gerek, kulak sağır: İnsan nerede ve nasıl konuşacağım bilmeli

Başa gelen çekilir

Başa gelen çekilir: İnsanın başına öyle işler gelebilir ki

Baş dille tartılır

Baş dille tartılır

Başın başı, başın da başı vardır

Başın başı, başın da başı vardır: Orduda da toplum yönetiminde de makam sırası vardır.

Başın sağlığı, dünya varlığı

Başın sağlığı, dünya varlığı: Dünyada sağlıktan daha büyük zenginlik yoktur.

Baş kes, yaş ağaç kesme

Baş kes, yaş ağaç kesme: Rastgele ağaç kesmek, doğal dengeyi bozar ve çevreye zarar verir.

Baş nereye giderse, ayak da oraya gider

Baş nereye giderse, ayak da oraya gider: Yöneticiler nasıl bir yol izlerse

Baş sağ olursa börk çok bulunur

Baş sağ olursa börk çok bulunur

Baş yarılır börk içinde, kol kırdır kürk içinde

Baş yarılır börk içinde, kol kırdır kürk içinde

Baş yastığı baş derdini bilmez

Baş yastığı baş derdini bilmez

Bedava sirke baldan tatlıdır

Bedava sirke baldan tatlıdır

Bekarın parasını it yer, yakasını bit

Bekarın parasını it yer, yakasını bit: Bekâr insan, parasım dışarıda harcar. Kötü kişiler de bu

Bekarlık rezilliktir

Bekarlık rezilliktir

Bekarlık sultanlıktır

Bekarlık sultanlıktır

Beleş atın dişine bakılmaz

Beleş atın dişine bakılmaz

Besle kargayı, oysun gözünü

Besle kargayı, oysun gözünü: Bazı insanlar, kendilerine yapılan iyiliklerin

Beş kuruşun varsa beş yere düğümle

Beş kuruşun varsa beş yere düğümle: Paramızı kuruşunu bile ziyan etmeden

Beş parmak bir olmaz

Beş parmak bir olmaz

Beterin beteri var

Beterin beteri var

Bey ardından çomak çalan çok olur

Bey ardından çomak çalan çok olur: Güçlü kimselerin karşısında suspus

Beylik vermekle yiğitlik vurmakla

Beylik vermekle yiğitlik vurmakla: Bey dediğin kimsesiz ve yoksullara yardım eder. Vermekten çekinmez ve çevresine yararlı olur.

Bez alırsan Musul’dan, kız alırsan asilden

Bez alırsan Musul’dan, kız alırsan asilden

Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp

Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp: Bir insanın her şeyi bilmesi

Bin bilsen de bir bilene danış

Bin bilsen de bir bilene danış: Bir insan çok bilgili de olsa, yine de bilmediği şeyler vardır.

Bilinmedik aş ya karın ağrıtır ya baş

Bilinmedik aş ya karın ağrıtır ya baş: Daha önce hiç yemediğimiz ve

Bin dost az, bir düşman çok

Bin dost az, bir düşman çok: İnsanın çok dostu olması güzel bir

Bin işçi, bir başçı

Bin işçi, bir başçı: Ekip olarak yapılan işler, iş bölümü iyi olursa

Bin nasihatten, bir musibet yeğdir

Bin nasihatten, bir musibet yeğdir: Bazı insanlar, özellikle gençler, öğütle yola gelmezler. Bazı şeyleri (neyin yapılıp yapılmaması gerektiğini)

Bin ölçüp bir biçmeli

Bin ölçüp bir biçmeli: Ölçü alınıp ve bu ölçüye göre çizim yapılmadan elbise biçilmez

Bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır

Bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır

Bir adamın adı çıkacağına canı çıksın

Bir adamın adı çıkacağına canı çıksın: “Adı çıkmış dokuza inmez sekize”,

Bir ağaçta gül de biter diken de

Bir ağaçta gül de biter diken de: Aynı soydan gelen insanlar

Bir avuç altının olacağına, bir avuç toprağın olsun

Bir avuç altının olacağına, bir avuç toprağın olsun

Bir baş soğan bir kazanı kokutur

Bir baş soğan bir kazanı kokutur

Bir çöplükte iki horoz ötmez

Bir çöplükte iki horoz ötmez: Yönetilmesi gereken bir yerde (daire-kurum-toplum)

Bir deli kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış

Bir deli kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış: Bazı insanların yaptığı yanlışı ya da

Bir dirhem et, bin ayıp örter

Bir dirhem et, bin ayıp örter: Çok zayıf olan insanın bazı çirkinlikleri ortaya çıkar

Bir elinin verdiğini öbür elin görmesin

Bir elinin verdiğini öbür elin görmesin: Yardım yapılacaksa, bunu gizli yapmak gerekir.

Bir elin nesi var iki elin sesi var

Bir elin nesi var iki elin sesi var: Bazı işler, el birliği ile daha kolay yapılır.

Bir günlük beylik, beyliktir

Bir günlük beylik, beyliktir: Bazı şeyleri hiç yaşamamak yanlıştır.

Bir inat, bir murat

Bir inat, bir murat: İnat ve sebat ederek çok çalışan

Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar

Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar: Bir toplumda gelir dağılımı adaletsizse, yani toplumun

Bir korkak bir orduyu bozar

Bir korkak bir orduyu bozar: Korkak bir askerin paniği, diğer askerleri de etkiler.

Bir koyundan iki post çıkmaz

Bir koyundan iki post çıkmaz: Bir insandan yapabileceğinin üstünde iş istemek

Bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır

Bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır: Kötü insanların varlığı ve eylemleri,

Bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, üçüncüde ele geçersin çekirge

Bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, üçüncüde ele geçersin çekirge

Bir sürçen atın başı kesilmez

Bir sürçen atın başı kesilmez: Bir defa tökezledi (sürçtü) diye, yıllardır

Bol bol yiyen bel bel bakar

Bol bol yiyen bel bel bakar: Geleceği düşünmeden, gününü gün

Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek

Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek: Borçlu insan, alacaklıyla karşılaştığında utanır ve sıkılır.

Borç iyi güne kalmaz

Borç iyi güne kalmaz: Borcumuzu ödemek için iyi günümüzü

Borçlunun dili kısa gerek

Borçlunun dili kısa gerek: Borçlu bir insan, alacaklısının

Borçtan korkan kapısını geniş açmaz

Borçtan korkan kapısını geniş açmaz: Borçtan korkan buna göre davranmalı

Boş çuval ayakta durmaz

Boş çuval ayakta durmaz: 1) Bilgisi ve görgüsü yetersiz kişi, görevlendirildiği işi

Boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir

Boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir: Uzun süre işsiz dolaşmak, insanı tembelleştirir.

Boş ite menzil olmaz

Boş ite menzil olmaz

Boynuz kulaktan sonra çıkar ama kulağı geçer

Boynuz kulaktan sonra çıkar ama kulağı geçer: Akıllı ve yetenekli insan, yeni girdiği bir işte bile çok başarılı olur.

Boyuma göre boy buldum, huyuma göre huy bulamadım

Boyuma göre boy buldum, huyuma göre huy bulamadım

Böyle başa böyle tıraş

Böyle başa böyle tıraş

Böyle gelmiş böyle gider

Böyle gelmiş böyle gider: Yaşlı kimseler, düzendeki aksaklıkların eskiden beri devam ettiğini

Bugün bana ise, yarın sana

Bugün bana ise, yarın sana: Bugün bana yapılan insanlık dışı davranışla yarın sen

Bugünkü işini yarına bırakma

Bugünkü işini yarına bırakma: Yapılması gereken bir iş, o gün yapılmadığında

Bugünkü tavuk yarınki kazdan iyidir

Bugünkü tavuk yarınki kazdan iyidir: Yarın neler olacağını kimseler bilemez.

Buğday ekmeğin yoksa buğday dilin de mi yok

Buğday ekmeğin yoksa buğday dilin de mi yok: Olanaklarımız el vermiyorsa, konuklarımızı ağırlamak için mutlaka mükemmel

Buğdayım var deme ambara girmeyince, oğlum var deme yoksulluğa düşmeyince

Buğdayım var deme ambara girmeyince, oğlum var deme yoksulluğa düşmeyince

Buldum bilemedim, bildim bulamadım

Buldum bilemedim, bildim bulamadım

Buz üstüne yazı yazılmaz

Buz üstüne yazı yazılmaz: Lüzumsuz ya da önemsiz işler yapmak, buz üstüne yazı

Bülbülü altın kafese koymuşlar, “ah vatanım”, demiş

Bülbülü altın kafese koymuşlar, “ah vatanım”, demiş: Hiçbir insan, doğup büyüdüğü yeri kolay kolay unutamaz.

Cahil adam meyve vermeyen ağaca benzer

Cahil adam meyve vermeyen ağaca benzer: Her türlü ağaç yararlıdır. Ama meyveli ağaç, meyvesiz ağaçtan daha yararlıdır. Cahil bir kimsenin de yapabileceği işler vardır

Cahile laf anlatmak, deveye hendek atlatmaktan zordur

Cahile laf anlatmak, deveye hendek atlatmaktan zordur

Cahilin dostluğundan âlimin düşmanlığı yeğdir

Cahilin dostluğundan âlimin düşmanlığı yeğdir: Cahil insan, çoğu zaman ve çoğu yerde nasıl davranması gerektiğini bilmez, olmadık yer ve zamanda bizi

Cambaz ipte, balık dipte gerek

Cambaz ipte, balık dipte gerek

Cami ne kadar büyük olsa, imam gene bildiğini okur

Cami ne kadar büyük olsa, imam gene bildiğini okur: İmamın ne söyleyeceği, caminin büyüklüğüne göre değişmez.

Can boğazdan gelir

Can boğazdan gelir: Yiyeceklerin kalori değerleri ve yararlılıkları birbirinden farklıdır.

Can bostanda bitmez

Can bostanda bitmez: Sağlığın değeri hastalanınca anlaşılır.

Can canın yoldaşıdır

Can canın yoldaşıdır: İnsan toplumsal bir varlıktır, tek başına yaşayamaz

Can çıkmayınca huy çıkmaz

Can çıkmayınca huy çıkmaz

Canı acıyan eşek attan yörük olur

Canı acıyan eşek attan yörük olur: 1) Herhangi bir konuda cam yanan insan, bundan ders alır. Bir dahaki sefer dikkatli davranır ve başarılı olur.

Cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilmez

Cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilmez: Yeteri kadar çile çekmemiş insan

Cins cinse çeker

Cins cinse çeker: Halk arasında oğlan dayıya, kız halaya benzer diye bir kam vardır

Cins horoz yumurtada öter

Cins horoz yumurtada öter: Yetenekli olacak kişi, bu durumunu bebekliğinde

Cins kedi ölüsünü göstermez

Cins kedi ölüsünü göstermez

Cömert der maldan ederler, yiğit der candan ederler

Cömert der maldan ederler, yiğit der candan ederler: Dalkavuklar, insanı yalancılıktan överek parasını yer ve maldan ederler.

Cömertle herkesin harcı birdir

Cömertle herkesin harcı birdir: Cömert insan, gerektiği yerde para harcamaktan kaçınmaz. Parasına acımaz. İyi yer, iyi giyer.

Çağrılan yere erinme çağrılmayan yerde görünme

Çağrılan yere erinme çağrılmayan yerde görünme: İnsanın, davet edildiği yere çok önemli bir işi yoksa

Çağrılmayan yere çörekçi ile börekçi gider

Çağrılmayan yere çörekçi ile börekçi gider: Çağrılmayan yere gidilmez.

Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez

Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez

Çalışmak, ibadetin yarısıdır

Çalışmak, ibadetin yarısıdır: İbadet, Allah’ın buyruklarını yerine getirmektir.

Çalışan kazanır

Çalışan kazanır

Çalma elin kapısını, çalarlar kapını

Çalma elin kapısını, çalarlar kapını

Çam ağacından ağıl olmaz, el çocuğundan oğul olmaz

Çam ağacından ağıl olmaz, el çocuğundan oğul olmaz

Çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar

Çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar: Ne ekilirse o biçilir. İyilik eden iyilik, kötülük eden kötülük bulur.

Çanakta balın olsun, Yemen’den arı gelir

Çanakta balın olsun, Yemen’den arı gelir: Kaliteli mal satan esnafa

Çarşı iti ev beklemez

Çarşı iti ev beklemez: Başı boş yaşamaya alışmış kişi, disiplinli

Çatal kazık yere batmaz

Çatal kazık yere batmaz

Çerçi kızı boncuğa aşıktır

Çerçi kızı boncuğa aşıktır: Çocuk, annesi ya da babasının yaptığı

Çıkmadık candan umut kesilmez

Çıkmadık candan umut kesilmez: 1) Ölmedikçe hastanın iyileşeceğine inanılır.

Çıngıraklı deve kaybolmaz

Çıngıraklı deve kaybolmaz

Çiftçinin ambarı sabanın ucundadır

Çiftçinin ambarı sabanın ucundadır

Çiğnemeden yutulmaz

Çiğnemeden yutulmaz

Çingeneye beylik vermişler, önce babasını asmış

Çingeneye beylik vermişler, önce babasını asmış

Çirkefe taş atma üstüne sıçrar

Çirkefe taş atma üstüne sıçrar

Çivi çıkar ama izi kalır

Çivi çıkar ama izi kalır

Çivi çiviyi söker

Çivi çiviyi söker: Soğuk algınlığını gidermek için soğuk su ile duş yapanlar vardır.

Çoban armağanı çam sakızı

Çoban armağanı çam sakızı

Çobanın gönlü olursa tekeden yağ çıkarır

Çobanın gönlü olursa tekeden yağ çıkarır

Çobansız koyunu kurt kapar

Çobansız koyunu kurt kapar: 1) Korumasız kimse, başkaları tarafından daha kolay ezilir. 2) Danışacağı,

Çocuğa iş buyuran, ardınca kendi gider

Çocuğa iş buyuran, ardınca kendi gider: Yapılması güç işleri çocuğa vermek, boşuna

Çocuğun yediği helâl giydiği haram

Çocuğun yediği helâl giydiği haram: Çocuğun sağlıklı büyümesi ve gelişmesi, iyi beslenmesi ile mümkündür. Bu yüzden çocuğun yediği helal kabul edilir

Çocuktan al haberi

Çocuktan al haberi: Çocukların yüreği temizdir. Ayrıca neyin söylenip

Çoğu zarar, azı karar

Çoğu zarar, azı karar: Çok yararlı bir besin bile, fazla yenildiğinde insanı rahatsız eder.

Çok bilen çok yanılır

Çok bilen çok yanılır: Bir kimsenin her şeyi bilmesi mümkün değildir.

Çok gezen çok bilir

Çok gezen çok bilir

Çok havlayan köpek ısırmaz

Çok havlayan köpek ısırmaz: Kızgınlık hâlinde bağırıp çağıran

Çok koşan çabuk yorulur

Çok koşan çabuk yorulur: Aceleyle iş yapmaya kalkan, çabuk yorulur.

Çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz

Çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz: Parayı kazanmak kolay değildir. Bu yüzden, aşırı mal varlığı olan kişinin, bunu yasal ya da ahlâki olmayan yollardan

Çok naz âşık usandırır

Çok naz âşık usandırır

Çok söyleme arsız, aç bırakma hırsız edersin

Çok söyleme arsız, aç bırakma hırsız edersin: Çok sık uyarılmak kimsenin hoşuna gitmez. Çok sık uyardığımız kişi isyan eder.

Çok yaşayan bilmez, çok gezen bilir

Çok yaşayan bilmez, çok gezen bilir: Çok gezen, gezdiği ve gördüğü yerlerde birçok

Çöreğin büyüğü unun çoğundan olur

Çöreğin büyüğü unun çoğundan olur: Az undan büyük çörek olmayacağı gibi

Çul içinde aslan yatar

Çul içinde aslan yatar: Bir insanın değeri, giysisinden değil, bilgisi, görgüsü

Çürük tahta çivi tutmaz

Çürük tahta çivi tutmaz: Çok eskimiş ve kullanma süresini doldurmuş

Dağ başına kış gelir, insan başına iş gelir

Dağ başına kış gelir, insan başına iş gelir: Kış, ovalardan önce dağlara gelir

Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur

Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur: 1) “Bir daha birbirimizi göremeyiz”, diye düşünmek, doğru değildir.

Dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz

Dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz

Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar

Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar

Damdan düşen, damdan düşenin halini bilir

Damdan düşen, damdan düşenin halini bilir: Kötü duruma düşmüş bir insanın neler çektiğini

Damlaya damlaya göl olur

Damlaya damlaya göl olur

Danışan dağı asmış, danışmayan yolu şaşmış

Danışan dağı asmış, danışmayan yolu şaşmış: Sora sora Bağdat bulunduğu gibi, sora sora (danışa danışa), hiç bilmediğimiz

Davetsiz, döşeksiz oturur

Davetsiz, döşeksiz oturur: Davet edilmediğimiz bir yere gitmek doğru değildir.

Davul dengi dengine çalar

Davul dengi dengine çalar: 1) Birlikte yaşamak veya evlenmek isteyen iki insanın huyunun

Davulun sesi uzaktan hoş gelir

Davulun sesi uzaktan hoş gelir: Uzaktan güzel görünen şeylerin çoğu, aslında güzel değildir.

Değirmenden gelenden poğaça umarlar

Değirmenden gelenden poğaça umarlar

Değirmene gelen nöbet tutar

Değirmene gelen nöbet tutar: Değimene gelen kişi, kendinden önce gelenleri bekler

Değirmen iki taştan, muhabbetten iki baştan

Değirmen iki taştan, muhabbetten iki baştan: İş, ortaklık, evlilik ve dostluk gibi, en az

Deli arlanmaz, soyu (sahibi) arlanır

Deli arlanmaz, soyu (sahibi) arlanır: Toplumun hoşlanmadığı biçimde aykırı

Deli deli akanı, bura bura tıkarlar

Deli deli akanı, bura bura tıkarlar

Deli deliyi görünce çomağını saklar

Deli deliyi görünce çomağını saklar: Zorbalıkla veya işi serseriliğe vurarak iyi

Deliden al uslu haberi

Deliden al uslu haberi

Deli ile çıkma yola, başına getirir bela

Deli ile çıkma yola, başına getirir bela: İlkesiz, ne zaman ne yapacağı

Deliye her gün bayram

Deliye her gün bayram: Aklım kullanmayan kişinin, deliden pek farkı yoktur.

Demir ıslanmaz, deli uslanmaz

Demir ıslanmaz, deli uslanmaz: Demir madeni ıslanmaz. Kötü alışkanlığı

Demir nemden, insan gamdan çürür

Demir nemden, insan gamdan çürür: Demir nemde paslanır ve çürür.

Demir tavında dövülür

Demir tavında dövülür: 1) Bir işi, koşullar elverişliyken ve tam ve zamanında

Denizdeki balığın pazarlığı olmaz

Denizdeki balığın pazarlığı olmaz

Denize düşen yılana sarılır

Denize düşen yılana sarılır: İçinde bulunduğu zor durumdan kurtulmak isteyen

Derdini söylemeyen derman bulamaz

Derdini söylemeyen derman bulamaz: Her derdin bir dermanı vardır. Ayrıca bu dermanın ne

Dertsiz baş olmaz

Dertsiz baş olmaz

Derviş dervişi tekkede bulur

Derviş dervişi tekkede bulur: Her insanın bulunmaktan hoşlandığı yer vardır.

Dervişin fikri ne ise zikri de odur

Dervişin fikri ne ise zikri de odur: İnsan, bazen farkında olmadan da düşündüğünü

Destursuz bağa girilmez

Destursuz bağa girilmez: Bazı yerlere girmek ya da bazı işleri yapmak için

Deve boynuz ararken kulaktan olmuş

Deve boynuz ararken kulaktan olmuş: Sahip olduğuna razı olmayıp

Deve büyüktür amma beşini bir eşek yeder

Deve büyüktür amma beşini bir eşek yeder: Deve kervanının başını eşek çeker. Çünkü eşek, yol bulmada, deveye göre daha mahirdir.

Deve Kabe’ye gitmekle hacı olmaz

Deve Kabe’ye gitmekle hacı olmaz: 1) Bir işi bir kez başarmış olmak, artık o işin ustası

Deveden büyük fil var

Deveden büyük fil var: İnsan, her bakımdan (zenginlik, mevki, güç vb. durumlar) çok iyi durumda olsa bile

Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur

Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur: Devenin ne pahasına olursa olsun

Devlet adama ayağıyla gelmez

Devlet adama ayağıyla gelmez: Atadan kalmadıkça, durduk yerde hiç kimse

Dibi görünmeyen tastan su içme

Dibi görünmeyen tastan su içme: Nasıl ve nice olduğunu bilmediğimiz

Dikensiz gül olmaz

Dikensiz gül olmaz: Gül, güzel ve yararlı bir çiçektir ama gül dalı

Dilden gelen elden gelse, her fukara padişah olur

Dilden gelen elden gelse, her fukara padişah olur

Dilencinin torbası dolmaz

Dilencinin torbası dolmaz

Dilenciye borçlu olma, ya düğünde ister ya bayramda

Dilenciye borçlu olma, ya düğünde ister ya bayramda: Borç alacağımız kişi seviyeli olmalıdır.

Dilim seni dilini dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim

Dilim seni dilini dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim

Dilin kemiği yok, nereye çevirsen oraya döner

Dilin kemiği yok, nereye çevirsen oraya döner: Sivri dilli olmak da tatlı dilli olmak da bizim

Dinsizin hakkından imansız gelir

Dinsizin hakkından imansız gelir: Zalim kişi, kendisinden zalim biri ile karşılaştığında

Doğan anası olma, doğuran anası ol

Doğan anası olma, doğuran anası ol: İnsan, kendisi de çocuk sahibi olunca

Doğru sarsılır ama yıkılmaz

Doğru sarsılır ama yıkılmaz: İyi ahlaklı, güvenilir insan, iftiraya uğradığında sarsılır ama yıkılmaz.

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar: Doğruların ve gerçeklerin söylenmesi, toplumun yararınadır. Ama bu, eğri işler yaparak geçimini sağlayanların işlerine gelmez.

Doğru söz acıdır

Doğru söz acıdır: Erdeki kişiler dışında hiç kimse, hatasının

Domuzdan toklu doğmaz

Domuzdan toklu doğmaz: Kötü huylu ya da ahlaka aykırı işler yapan

Domuz derisinden post olmaz, eski düşman dost olmaz

Domuz derisinden post olmaz, eski düşman dost olmaz Dinimize göre, domuzun eti yenmez

Donsuzun gönlünden dokuz top bez geçer

Donsuzun gönlünden dokuz top bez geçer

Dost başa bakar, düşman ayağa

Dost başa bakar, düşman ayağa: Dost, dostuna sevgiyle bakar, kusur aramaz. Düşman kusur

Dost, dostun ayıbım yüzüne söyler

Dost, dostun ayıbım yüzüne söyler: Gerçek dost, bir kusurumuz, bir yanlışımız varsa, bunu

Dost dostun eğerlenmiş atıdır

Dost dostun eğerlenmiş atıdır: Öyle acil bir durum olur ki ancak eğerlenmiş (binmeye hazır durumdaki) at işimize yarar.

Dost ile ye, iç, alışveriş etme

Dost ile ye, iç, alışveriş etme: Ticaret kâr amaçlıdır. Dostla alışveriş yapıldığında, satıcı durumda olan ya malını kârından vazgeçerek

Dostun attığı taş, baş yarmaz

Dostun attığı taş, baş yarmaz: Dost, dostuna karşı ikiyüzlülük etmez.

Dut yaprağı açtı, soyun; döktü giyin

Dut yaprağı açtı, soyun; döktü giyin: Dut ağacı, yaz geldiğinde yaprak açar, güz gelip havalar

Düğün aşıyla dost ağırlanmaz

Düğün aşıyla dost ağırlanmaz: Gerçek dost, akrabalarımızın pek çoğundan iyidir.

Dünya malı dünyada kalır

Dünya malı dünyada kalır: 1) Daha fazla mal mülk sahibi olayım diye, kendimizi paralar biçimde çalışmak yersizdir. Çünkü dünya malı dünyada kalır

Dünya ölümlü, gün akşamlı

Dünya ölümlü, gün akşamlı: Dünyada ölümsüz canlı olmadığı gibi, akşamı olmayan gün de yoktur. Dünyada hiçbir durum kalıcı değildir.

Dünya sultan Süleyman’a bile kalmamıştır

Dünya sultan Süleyman’a bile kalmamıştır: Dünyada ölümsüz canlı yoktur. Hem kral hem de peygamber olan ve kutsal kitapların yazdığına göre

Düşenin dostu olmaz

Düşenin dostu olmaz: İnsan güçlü iken çevresindekiler yüzüne güler ve ona

Düşmez kalkmaz bir Allah

Düşmez kalkmaz bir Allah: Düşmez kalkmaz bir Allah’tır. Bu yüzden, insan çok iyi durumda

Dut demeye dudak gerek

Dut demeye dudak gerek: Bir işi iyi yapabilmek için o işi iyi

Ecele çare bulunmaz

Ecele çare bulunmaz: Birçok hastalığın çaresi bulunmuş, bazılarının

Ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane

Ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane: Her canlı, günü geldiğinde bir şekilde ölür.

Eceli gelen köpek cami duvarına siyer

Eceli gelen köpek cami duvarına siyer: Yasalara ya da toplum vicdanına aykırı

Edebi edepsizden öğren

Edebi edepsizden öğren: Terbiyesiz kişinin yaptığını yapmayan

Eden bulur, inleyen ölür

Eden bulur, inleyen ölür

Eğreti ata binen tez iner

Eğreti ata binen tez iner: Ödünç alınmış araçlarla girişilen

Eğri oturalım, doğru konuşalım

Eğri oturalım, doğru konuşalım: Bir insan, toplumu rahatsız etmemek

Ekmeden biçilmez

Ekmeden biçilmez: 1) Tarlayı biçmek için önce onu ekmek gerekir.

Ekmeğin büyüğü hamurun çoğundan olur

Ekmeğin büyüğü hamurun çoğundan olur: Büyük ekmek yapmak için daha fazla un

Ekmek çiğnemeyince yutulmaz

Ekmek çiğnemeyince yutulmaz: Gerekli çalışmalar yapılmadıkça

Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını

Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını: İyi tohumdan iyi ürün elde edilir. Bunun gibi, kişi

El ağzına bakan, karısını tez boşar

El ağzına bakan, karısını tez boşar: Her işi bilerek ve isteyerek yapmak gerekir.

Elçiye zeval olmaz

Elçiye zeval olmaz: Getirdiği mesajda geçen kötü

Elde bulunan beyde bulunmaz

Elde bulunan beyde bulunmaz: Bu sözde “bey”, varlıklı; “el”, ise yoksul anlamındadır.

Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz

Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz: Ele güne güvenerek yapılan iş ya vaktinde bitmez ya da yarım kalır.

El elden üstündür

El elden üstündür: Dünyada insan çoktur. Bu yüzden her zaman

El el ile, değirmen yel ile

El el ile, değirmen yel ile: Yel değirmeni, yeterince yel esmezse çalışmaz.

El elin eşeğini türkü çağırarak arar

El elin eşeğini türkü çağırarak arar: El elin eşeğini ararken, kendini sıkmadan

Eli boşa “ağa uyur” derler; eli doluya “ağa buyur” derler

Eli boşa “ağa uyur” derler; eli doluya “ağa buyur” derler

El ile gelen düğün bayram

El ile gelen düğün bayram: Herkesin aynı sıkıntıyı çekmesi durumunda

Elin ağzı torba değil ki büzesin

Elin ağzı torba değil ki büzesin: El bu, işine geldiği gibi konuşur.

El öpmekle ağız aşınmaz

El öpmekle ağız aşınmaz: Yetkili kişiye derdimizi anlatmak

Emanete hıyanet olmaz

Emanete hıyanet olmaz: Geri verilmek üzere alman bir şeyin titizlikle korunması ya da

Erenlerin sağı solu olmaz

Erenlerin sağı solu olmaz: Eren kişi, alışmışın dışında davranışlarda

Eregene karı boşaması kolaydır

Eregene karı boşaması kolaydır: Hiçbir iş yapmamış genç, o işin pek kolay yapıldığını ve bu işi kendisinin de yapabileceğini düşünür.

Erkek sel, kadın göl

Erkek sel, kadın göl: Erkek, çalışıp kazanmalı ve eve para getirmelidir.

Eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez

Eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez: Dostluk, birlikte yaşanan bazı önemli olaylardan sonra gerçekleşir.

Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı

Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı: 1) İnsan yeni şeylere sahip olmak ister ve olanağı varsa onu alır.

Eşeğe altın semer vursalar yine eşektir

Eşeğe altın semer vursalar yine eşektir: Altın semer vurulması, eşeği eşek olmaktan kurtarmaz.

Eşeğe cilve yap demişler, çifte atmış

Eşeğe cilve yap demişler, çifte atmış: Kaba ve cahil kişi, görgüsüz olduğundan

Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a ısmarla

Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a ısmarla: Bir şeyin korunmasını, gerekli önlemleri almayıp Allah’tan

Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun der kimi kısa

Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun der kimi kısa

Eşek eşeği ödünç kaşır

Eşek eşeği ödünç kaşır

Eşek hoşaftan ne anlar?

Eşek hoşaftan ne anlar? Öyle şeyler vardır ki bunu ıiııcak akıllı ve bilgili

Eşek kocamakla tavlabaşı olmaz

Eşek kocamakla tavlabaşı olmaz: Kaba ve görgüsüz kişi, yaşlanmakla

Et tırnaktan ayrılmaz

Et tırnaktan ayrılmaz: Aile bireyleri arasında anlaşınazlıklar

Etme bulma dünyası

Etme bulma dünyası: Kötülük edenin kötülük, iyilik edenin

Ev alma komşu al

Ev alma komşu al: İyi komşu insana huzur; kötü komşu ise huzursuzluk verir.

Evdeki hesap çarşıya uymaz

Evdeki hesap çarşıya uymaz: Yapmayı düşündüğümüz bir şey

Ev sahibinin bir evi, kiracının bin evi var

Ev sahibinin bir evi, kiracının bin evi var

Evi ev eden avrat yurdu şen eden devlet

Evi ev eden avrat yurdu şen eden devlet: Bilgili ve becerikli bir anne, evi öyle bir çekip çevirir ki o evde herkes rahat eder ve mutlu olur.

Evladın var mı derdin var

Evladın var mı derdin var: Aile, çocuklarını ne kadar iyi yetiştirirse o ölçüde rahat eder.

Evladı olmayanda merhamet olmaz

Evladı olmayanda merhamet olmaz: Çocuğu olan kimsede acıma duygusu gelişir. Çünkü çocuklarının yaramazlıklarını

Evlenenle ev alana Allah yardım eder

Evlenenle ev alana Allah yardım eder: Her ailenin bir evinin olması, yetişkin gençlerin evlenip yuva kurması, toplumca benimsenen

Evli evinde, köylü köyünde gerek

Evli evinde, köylü köyünde gerek: 1) İşimiz, mevkimiz ve ekonomik durumumuza uygun yerlerde oturup kalkmalıyız.

Fakirin karnı doyunca sırtı üşür

Fakirin karnı doyunca sırtı üşür: Yoksul kimse, pek çok şeyden yoksundur.

Fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp

Fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp: Yoksulluk utanılacak bir durum değildir.

Fare çıktığı deliği bilir

Fare çıktığı deliği bilir

Faydasız baş mezara yaraşır

Faydasız baş mezara yaraşır

Fazla mal göz çıkarmaz

Fazla mal göz çıkarmaz: Fazla malı

Felek, kimine kavun yedirir, kimine kelek

Felek, kimine kavun yedirir, kimine kelek: Üzücüdür ama gerçektir. Dünyada, hak ettiği hâlde iyi yaşamayan birçok insan olduğu gibi

Fırsat her vakit ele geçmez

Fırsat her vakit ele geçmez: Fırsat, ender yakalanır bir durumdur.

Fırsat sakal altından geçer

Fırsat sakal altından geçer: Kimse, eline nasıl bir fırsat geçeceğini önceden bilemez.

Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar

Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar: Varlıklı kişi de yoksul kişi de aynı malı üreterek satsalar; varlıklı kişi, yoksula göre daha fazla para kazanır.

Gafile kelam, nafile kelam

Gafile kelam, nafile kelam: Gafil kişi hem dalgın hem bilgisizdir.

Gammaz olmasa tilki pazarda gezer

Gammaz olmasa tilki pazarda gezer: Yasa dışı iş yapan, yakalanmayacağını

Garibe bir selam, bin altın yerine geçer

Garibe bir selam, bin altın yerine geçer: Yabancı bir kimseye selam vermek

Garip kuşun yuvasını Allah yapar

Garip kuşun yuvasını Allah yapar

Gavurun ekmeğini yiyen gavurun kılıcını çalar

Gavurun ekmeğini yiyen gavurun kılıcını çalar: İnsan ekmek yediği kapıyı

Geç olsun da güç olmasın

Geç olsun da güç olmasın: Bazı işlerin yapılıp kurtarılması çok zordur.

Geçmişe mazi, yenmişe kuzu derler

Geçmişe mazi, yenmişe kuzu derler: Geçmiş de yenmiş de bir daha geri gelmez.

Gel demesi kolay ama git demesi güçtür

Gel demesi kolay ama git demesi güçtür: İyice düşünüp taşınmadan hiç kimseyi bir yere çağırmamalıyız.

Gelene git denilmez

Gelene git denilmez: Çağırılmadığı hâlde bizi ziyarete gelen bir kişi, geri çevrilmez.

Gelen geçer, konan göçer

Gelen geçer, konan göçer: Dünyadaki her şey geçici ve değişkendir.

Gelen gideni aratır

Gelen gideni aratır: Bir işin veya görevin başına sonradan gelen kişi

Gelin girmedik ev olur, ölüm girmedik ev olmaz

Gelin girmedik ev olur, ölüm girmedik ev olmaz: Bir delikanlı evlenmedikçe

Gem almayan atın ölümü yakındır

Gem almayan atın ölümü yakındır: Gemi azıya alıp söz dinlemeyen

Gemisini batıran, sandalını aramaz

Gemisini batıran, sandalını aramaz

Gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta bilinir

Gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta bilinir: Gençliğin değeri, yaşlanıp

Gençlikte para kazan kocalıkta kur kazan

Gençlikte para kazan kocalıkta kur kazan: Gençliğinde çalışıp para

Gezen ayağa taş değer

Gezen ayağa taş değer

Giden gelse dedem gelirdi

Giden gelse dedem gelirdi: Öbür dünyaya giden birinin geri gelmesi

Gidip de gelmemek gelip de görmemek var

Gidip de gelmemek gelip de görmemek var: Bir yere giden, oralarda ölüp geri dönmeyebilir.

Göğe direk, denize kapak olmaz

Göğe direk, denize kapak olmaz

Gönlün yazı var, kışı var

Gönlün yazı var, kışı var: İsteklerle ilgili olarak, insanın saati saatine uymaz.

Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz

Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz: Gönül cam gibidir, kırıldığında bir daha eski hâlini

Gönül ferman dinlemez

Gönül ferman dinlemez

Gönül kimi severse güzel odur

Gönül kimi severse güzel odur: Bizim güzel bulduğumuzu

Gönül kocamaz

Gönül kocamaz: İnsan yaşlanır ama gönlü genç kalır.

Gönülsüz yenen aş ya karın ağrıtır ya baş

Gönülsüz yenen aş ya karın ağrıtır ya baş: 1) İstemeye istemeye yenilen yiyecek, insana dokunmasa bile dokunmuşçasına rahatsız eder.

Gördün deli, savul geri

Gördün deli, savul geri: Ne zaman ne yapacağı belli olmayan

Görmemiş görmüş, bayılmış ölmüş

Görmemiş görmüş, bayılmış ölmüş: Görgüsüz kişi, bir şeyi

Gören gözün hakkı vardır

Gören gözün hakkı vardır: Doğru olan, başkasının imreneceği şeyleri açıkta yememektir.

Görgülü kuşlar gördüğünü işler, görmedik kuşlar ne görsün ki ne işler?

Görgülü kuşlar gördüğünü işler, görmedik kuşlar ne görsün ki ne işler?

Görmemiş görmüş, güle güle ölmüş

Görmemiş görmüş, güle güle ölmüş: Beklemediği ve hak etmediği

Görünen köy kılavuz istemez

Görünen köy kılavuz istemez: Açık seçik ortada olan ya da bilinen

Göz görmeyince gönül katlanır

Göz görmeyince gönül katlanır: 1) Tanıdığımız birinin çektiği sıkıntı, gözümüzle görmedikçe bizi fazla üzmez.

Göze yasak olmaz

Göze yasak olmaz: Meydanda olan bir olayı herkes izler.

Gözlüye gizli yoktur

Gözlüye gizli yoktur

Gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz

Gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz: Gözü tanede olan kuş, kolay ava gelir.

Gülme komşuna, gelir başına

Gülme komşuna, gelir başına: Başkalarının zararına sevinen kişi, genellikle

Gülü seven dikenine katlanır

Gülü seven dikenine katlanır: Gülün dikeni olduğu gibi, her insanın

Gün bugün

Gün bugün: Öyle işler vardır ki yarma bırakmamak

Gün doğmadan neler doğar

Gün doğmadan neler doğar

Gün geçer, kin geçmez

Gün geçer, kin geçmez

Gün varken davarını eve götür

Gün varken davarını eve götür: Bir işin zamanında yapılması gerekir.

Güneş balçıkla sıvanmaz

Güneş balçıkla sıvanmaz: Gerçekleri, uzun süre saklamaya olanak yoktur.

Güneş girmeyen eve doktor girer

Güneş girmeyen eve doktor girer: Güneş ışığı hem mikropları öldürür hem de kemik sağlığımız için gerekli olan

Gürültü istemeyen bakırcı dükkanına girmez

Gürültü istemeyen bakırcı dükkanına girmez

Güvenme dostuna, saman doldurur postuna

Güvenme dostuna, saman doldurur postuna: Dost, güvenilir insandır, onunla ölüme bile gidilir.

Güvenme varlığa, düşersin darlığa

Güvenme varlığa, düşersin darlığa: Hiçbir şey, hep aynı durumda kalmaz ve değişir.

Güzele bakmak sevaptır

Güzele bakmak sevaptır: Tasavvufçular her güzel şeyde Allah’ı ve onun büyüklüğünü görürler

Güzele ne yakışmaz

Güzele ne yakışmaz: Güzellik, doğal bir durumdur ve kolay

Güzeli herkes sever

Güzeli herkes sever

Güzellerin talihi çirkin olur

Güzellerin talihi çirkin olur: Güzel, kendisi gibi güzel birini arar. Güzel şeylere layık olduğunu düşünür.

Güzün gelişi yazdan bellidir

Güzün gelişi yazdan bellidir

Hacı hacıyı Mekke’de bulur

Hacı hacıyı Mekke’de bulur: Müslümanlar, Mekke’ye giderek hacı olurlar.

Hacı Mekke’de derviş tekkede

Hacı Mekke’de derviş tekkede

Hacı hacı olmaz gitmekle Mekke’ye, dede dede olmaz gitmekle tekkeye

Hacı hacı olmaz gitmekle Mekke’ye, dede dede olmaz gitmekle tekkeye

Haddini bilmeyene bildirirler

Haddini bilmeyene bildirirler: Kural tanımayan ya da olur olmaz her şeye karışan

Hak deyince akan sular durur

Hak deyince akan sular durur: Haklıyı haksızdan ayırırken yansız davranılırsa, haksız olan

Hak doğrunun yardımcısıdır

Hak doğrunun yardımcısıdır

Hak gelince batıl gider

Hak gelince batıl gider: Adalet egemen olunca, haksızlık

Hak yerini bulur

Hak yerini bulur: Devlet ve adalet hakkı teslim etmez ya da teslimde gecikirse

Hak yerde kalmaz

Hak yerde kalmaz: Devlet ve adalet hakkı teslim etmez ya da teslimde

Hak verilmez, alınır

Hak verilmez, alınır: Ne yazık ki işveren, hiçbir zaman, çalışanların hakkını

Haklı söz, haksızı Bağdat’tan çevirir

Haklı söz, haksızı Bağdat’tan çevirir: Haklı söz ya da hüküm

Hamala semeri yük olmaz

Hamala semeri yük olmaz: 1) Sorumlu olduğumuz kişilerin sorunları ile yüksünmeden ilgilenmek

Hamama giren terler

Hamama giren terler: Bir işe girişen kişi, o işle ilgili olarak

Hamı tatlı, yetkini acı

Hamı tatlı, yetkini acı: Çocuk, küçükken pek sorun yaratmaz.

Hanım kırarsa kaza, halayık kırarsa ceza

Hanım kırarsa kaza, halayık kırarsa ceza: Vazoyu kıran evin hanımıysa “kaza”; hizmetçiyse “hata” denir.

Hamam döven öküzün ağzı bağlanmaz

Hamam döven öküzün ağzı bağlanmaz

Harman dövmek keçinin işi değil

Harman dövmek keçinin işi değil: Bir işi, rastgele birine yaptırmayıp

Harman sonu dervişlerindir

Harman sonu dervişlerindir: Derviş aç gözlü değildir. “Bir lokma bir hırka”, yeter der.

Hasta ol benim için, öleyim senin için

Hasta ol benim için, öleyim senin için: Her şey karşılıklıdır. İyilik gören bir kişi

Hasta olmayan, sağlığın kadrini bilmez

Hasta olmayan, sağlığın kadrini bilmez: Bir şeyin değeri, onu yitirdiğimizde daha iyi bilinir.

Hastaya döşek sorulmaz

Hastaya döşek sorulmaz: Neye ihtiyacı olduğunu bildiğimiz bir kişiye

Hatasız kul olmaz

Hatasız kul olmaz: Kusursuz insan yoktur. Ayrıca herkes hata yapabilir.

Hatır için çiğ tavuk yenir

Hatır için çiğ tavuk yenir: İnsan, bazen hatır için yapmak istemediği, sevmediği şeyleri yapmak

Haydan gelen huya gider

Haydan gelen huya gider: Emeksiz elde edilen kazanç, kolay harcanır.

Hayır dile komşuna, hayır gele başına

Hayır dile komşuna, hayır gele başına

Hayvan koklaşa koklaşa, insan söyleşe söyleşe

Hayvan koklaşa koklaşa, insan söyleşe söyleşe

Hazıra dağlar dayanmaz

Hazıra dağlar dayanmaz: Hazır para ne denli çok olursa olsun

Hekimden sorma, çekenden sor

Hekimden sorma, çekenden sor: Bir hastalığın ağrısını, sızısını ve sıkıntısını

Hekimsiz, hâkımsiz memlekette oturma

Hekimsiz, hâkımsiz memlekette oturma: Hekim olmayan yerde sağlığımızı, hâkim olmayan

Helal kazanç ile yağlı pilav yenmez

Helal kazanç ile yağlı pilav yenmez: Emek verilerek kazınılan para ile krallar gibi yaşamak

Her ağaç kökünden kurur

Her ağaç kökünden kurur: Ağaç, köküyle toprağa tutunarak yaşar. Kökü topraktan yeterince su ve besin alamayan bir ağaç, kısa sürede kurur ve ölür.

Her ağaçtan kaşık olmaz

Her ağaçtan kaşık olmaz: 1) Herkes her işi, her görevi yapamaz.

Her damardan kan alınmaz

Her damardan kan alınmaz: Huyunu suyunu bilmediğimiz

Her düşüş, bir öğreniş

Her düşüş, bir öğreniş: Bazı şeyler sınaya sınaya, yanıla yanıla daha iyi öğrenilir.

Her gün baklava börek yense bıkılır

Her gün baklava börek yense bıkılır: Tek düze bir yaşam insanı sıkar

Her horoz kendi çöplüğünde öter

Her horoz kendi çöplüğünde öter: İnsanın her yerde, özellikle tanınmadığı

Her inişin bir yokuşu vardır

Her inişin bir yokuşu vardır: Kötü günler de iyi günler de zamanla gelip geçer.

Her işin başı sağlık

Her işin başı sağlık: Sağlıksız bir insan, sağlıklı bir insan gibi

Her kaşığın kısmeti bir olmaz

Her kaşığın kısmeti bir olmaz: Aynı işi yapan kişiler (meslektaşlar) arasında

Her ağacın meyvesi olmaz

Her ağacın meyvesi olmaz: Meyvesiz ağaçlar olduğu gibi

Her işte bir hayır vardır

Her işte bir hayır vardır: İşler zaman zaman yolunda gitmeyebilir, hatta olumsuz

Her koyun kendi bacağından asılır

Her koyun kendi bacağından asılır: Kişi yaptıklarından sorumludur. Yanlış yapan

Her kuşun eti yenmez

Her kuşun eti yenmez: Bir insanın dış görünüşüne ya da bir iki hareketine bakarak

Her ne verirsen elinle, o gelir seninle

Her ne verirsen elinle, o gelir seninle: Yardımsever ve hayırsever insanların yaptıkları iyiliklerin karşılıksız kalmayacağını

Her şeyin yenisi, dostun eskisi makbuldür

Her şeyin yenisi, dostun eskisi makbuldür

Her taş baş yarmaz

Her taş baş yarmaz

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır

Her yüze güleni dost sanma

Her yüze güleni dost sanma: Her yüze gülen dost değildir. Yüze gülen kimseler içinde

Her zaman gemicinin istediği rüzgar esmez

Her zaman gemicinin istediği rüzgar esmez: İşimizi yapabilmek için yararlandığımız dış etkenler, bazen alışılan ve beklenen biçimde olmayabilir.

Herkes davul çalar ama çomağı makama uyduramaz

Herkes davul çalar ama çomağı makama uyduramaz

Herkesin aklı bir olsa koyun gütmeye çoban bulunmaz

Herkesin aklı bir olsa koyun gütmeye çoban bulunmaz: İnsanlar beceri ve yetenek bakımından birbirlerinden farklı olmasalardı

Herkesin ettiği yoluna gelir

Herkesin ettiği yoluna gelir

Herkesin geçtiği köprüden sen de geç

Herkesin geçtiği köprüden sen de geç: Birçok konuda farklı düşünmek ve davranmak

Herkesin tenceresi kapalı kaynar

Herkesin tenceresi kapalı kaynar: İnsan, bazı sıkıntılarını saklar. Ailesi dışında da

Hırsıza kilit olmaz

Hırsıza kilit olmaz: Hırsız kilidi umursamaz, yakalanmaktan korkar.

Hırsız evden olursa mandayı bacadan aşırır

Hırsız evden olursa mandayı bacadan aşırır: Aileden olan kötü niyetli kişİ

Hile ile iş gören mihnet ile can verir

Hile ile iş gören mihnet ile can verir: Hile hurda ile iş görerek para

Hiddet ile kalkan zarar ile oturur

Hiddet ile kalkan zarar ile oturur: Öfkelenen insan öz denetimini kaybettiğinden

Hocanın dediğini yap, yaptığım yapma

Hocanın dediğini yap, yaptığım yapma: Kendisi de sigara içen bir doktor bile “Sigara sağlığa zararlıdır.” der, demek zorundadır.

Hocanın vurduğu yerde gül biter

Hocanın vurduğu yerde gül biter: Eskiden, dayağın yola getirici bir etkisi olduğuna inanılırdı. Bu yüzden öğretmenlerin

Horoz ölür, gözü çöplükte kalır

Horoz ölür, gözü çöplükte kalır: Bir insan, yaşadığı ve alıştığı yerden

Horozu çok olan köyün sabahı geç olur

Horozu çok olan köyün sabahı geç olur

Huylu huyundan vazgeçmez

Huylu huyundan vazgeçmez: Huy doğuştan gelen bir özelliktir.

Irak yerin haberini kervan getirir

Irak yerin haberini kervan getirir

Irgat gibi kazan, bey gibi ye

Irgat gibi kazan, bey gibi ye: Bu söz, para kazanmak için çok

Irmak kenarına çeşme yapılmaz

Irmak kenarına çeşme yapılmaz: Yararlanacağımız bir yer varken

Irmaktan geçerken at değiştirilmez

Irmaktan geçerken at değiştirilmez

Isıracak it dişini göstermez

Isıracak it dişini göstermez: Kötülük yapmak isteyen kişi, sinsi davranır

Isıramadığın eli öp de başına koy

Isıramadığın eli öp de başına koy

Isırgan ile taharet olmaz

Isırgan ile taharet olmaz: Kirli su ile temizlik yapılmaz. Bunun gibi

Islanmışın yağmurdan korkusu olmaz

Islanmışın yağmurdan korkusu olmaz: Parasızlığa alışmış kişi, parasızlıktan korkmaz.

Ismarlama hac, hac olmaz

Ismarlama hac, hac olmaz: Kendi yapmamız gereken ve bunda sayısız fayda

Işığını akşamdan önce yakan, sabaha çırasında yağ bulamaz

Işığını akşamdan önce yakan, sabaha çırasında yağ bulamaz

İbadet de gizli, kabahat de

İbadet de gizli, kabahat de: İbadetin ve yapılan iyiliklerin ulu orta ve gösteriş için yapılanı değil, içtenlikle ve gizli yapılanı makbuldür.

İğneyi kendine, çuvaldızı ele batır

İğneyi kendine, çuvaldızı ele batır: Acı vereceğini düşündüğümüz veya hoşlanmadığımız bir şeyi, bir davranışı başkalarına yapmadan önce

İki aslan bir posta sığmaz

İki aslan bir posta sığmaz: Bir iş yerinde, eşit yetkide iki yönetici olmaz

İki at bir kazığa bağlanmaz

İki at bir kazığa bağlanmaz: Karakterleri farklı olan iki kişinin geçinmesi ve anlaşması zordur.

İki baş bir kazanda kaynamaz

İki baş bir kazanda kaynamaz: Dünya görüşleri farklı olan iki kişi

İki cambaz bir ipte oynamaz

İki cambaz bir ipte oynamaz: 1) Kurnazlıkta eşit olan iti kişi birbirini aldatamaz.

İki çıplak bir hamama yakışır

İki çıplak bir hamama yakışır: Evlenecek olan erkekle kızın, ikisinden birinin

İki deliye bir akıllı

İki deliye bir akıllı: İki delinin, herhangi bir konuda anlaşması mümkün değildir.

İki dinle bir söyle

İki dinle bir söyle: Çok konuşan hata yapabilir ama

İki el bir baş içindir

İki el bir baş içindir: Eskiden, bir insan çalışarak ancak kendi geçimini

İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur

İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur: Sevenler için zenginlik önemli

İki kardeş savaşmış, ebleh buna inanmış

İki kardeş savaşmış, ebleh buna inanmış: Kardeşler arasındaki kavga geçicidir, kısa bir süre sonra barışırlar.

İki testi tokuşunca biri elbet kırılır

İki testi tokuşunca biri elbet kırılır

İnsan çeşit çeşit, yer damar damar

İnsan çeşit çeşit, yer damar damar: Toprağın her kamanı birbirinden farklıdır.

İnsan doğduğu yerde değil, doyduğu yerde

İnsan doğduğu yerde değil, doyduğu yerde: Dünya nüfusunun hızla çoğalması, insanların doğduğu topraklarda yaşamasını zorlaştırmıştır.

İnsanın eti yenmez, derisi giyilmez; tatlı dilinden başka nesi var?

İnsanın eti yenmez, derisi giyilmez; tatlı dilinden başka nesi var?

İnsan insanın şeytanıdır

İnsan insanın şeytanıdır: Bir insanı yoldan çıkaran, yine

İnsan kendini beğenmese çatlar

İnsan kendini beğenmese çatlar: Kendini beğenmeyen insan olmaz.

İnsan kıymetini insan bilir

İnsan kıymetini insan bilir

İnsan konuşa konuşa, hayvan koklaşa koklaşa

İnsan konuşa konuşa, hayvan koklaşa koklaşa

İnsan sözünden hayvan yularından tutulur

İnsan sözünden hayvan yularından tutulur: Yularından çekilen hayvan, istenilen yere gider. Çünkü hayvan yulara bağlıdır.

İnsanın adı çıkacağına canı çıksın

İnsanın adı çıkacağına canı çıksın: Haklı veya haksız yere, insanın adı bir defa kötüye çıktı mı, ondan sonra yaptıkları

İnsanın alacası içinde, hayvanın alacası dışında

İnsanın alacası içinde, hayvanın alacası dışında: Bir insanın giyinişine, yüze gülüşüne bakarak hüküm

İnsanın suyu bir, huyu bindir

İnsanın suyu bir, huyu bindir: İnsanlar şekil olarak birbirlerine

İnsanın söylemezinden, suyun şarlamazmdan korkulur

İnsanın söylemezinden, suyun şarlamazmdan korkulur: Sessiz sessiz akan su, sele dönüştüğünde

İnsan ayaktan, at tırnaktan kapar

İnsan ayaktan, at tırnaktan kapar: Ayakları üşütmek pek çok hastalığa sebep olabilir

İp koptuğu yerden bağlanır

İp koptuğu yerden bağlanır: Ortada düzeltilmesi gereken bir durum varsa

İşin yanma varan is, misin yanma varan mis kokar

İşin yanma varan is, misin yanma varan mis kokar: İyi kimseyle düşüp

İstediğini söyleyen, istemediğini işitir

İstediğini söyleyen, istemediğini işitir: Güzel şeyler söyleyen güzel söz

İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü

İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü: 1) İnsan, başkasından bir şey istemeye utanır ama mecbur olduğu için utana sıkıla ister. İnsanlar birbirine muhtaçtır.

İşine hor bakan boynuna torba takar

İşine hor bakan boynuna torba takar: İşine gereken önemi vermeyen kişi

İşini kış tut da yaz çıkarsa bahtına

İşini kış tut da yaz çıkarsa bahtına: Her tutulan iş, iyi sonuçlanmayabilir.

İş insanın aynasıdır

İş insanın aynasıdır

İşin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol

İşin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol: Şahit olan kişi, mahkemeye gide gele işinden gücünden olur. Kefil olan kişi, kefil olduğu kişi borcunu ödemezse

İşleyen demir ışıldar

İşleyen demir ışıldar: Çalışan kişi, çalıştıkça ustalaşır, hem kendine hem çevresine yararlı olur.

İş olacağına varır

İş olacağına varır

İşten artmaz dişten artar

İşten artmaz dişten artar

İt ağzım kemik tutar

İt ağzım kemik tutar: Kemik verilen it nasıl havlamayı keserse

İti öldürene sürütürler

İti öldürene sürütürler: Çığrından çıkmış olan bir işin düzeltilmesi

İt itin kuyruğuna basmaz

İt itin kuyruğuna basmaz: Kötü kişiler birbirlerini tanırlar.

İtle çuvala girilmez

İtle çuvala girilmez

İtle dalaşmaktan çalıyı dolaşmak yeğdir

İtle dalaşmaktan çalıyı dolaşmak yeğdir: Çok yorulacak olsak bile

İyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder

İyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder: Evladın yaptığı yanlış davranışlar ailesini sıkıntıya

İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı

İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı: İyiliğe iyilikle karşılık verilir

İyilik eden iyilik bulur

İyilik eden iyilik bulur

İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir

İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir: İyilik yerde kalmaz. Yeter ki iyilik yapalım.

İyilik iki başlı olur

İyilik iki başlı olur: Tek taraflı iyilik (veya jest), yapanı usandırır, yapılanı ezer. İki kişinin bir arada yaşamak veya çalışmak

İyi olacak hastanın hekim ayağına gelir

İyi olacak hastanın hekim ayağına gelir: Allah, düzelmesini istediği hasta veya iş

Kabahat öldürende değil, ölendedir

Kabahat öldürende değil, ölendedir: Normal bir insan, iyice çileden

Kaçan balık büyük olur

Kaçan balık büyük olur

Kaçanın anası ağlamamış

Kaçanın anası ağlamamış: Kavgaya bulaşmayanın başı derde girmez.

Kadı anlatışa göre fetva verir

Kadı anlatışa göre fetva verir: Kadı, olayı taraflardan ve tanıklardan dinler

Kadının fendi, erkeği yendi

Kadının fendi, erkeği yendi: Kadınlar kurnazlıkta erkeklerden üstündürler.

Kadın var arpa ununu aş eder; kadın var buğday ununu keş eder

Kadın var arpa ununu aş eder; kadın var buğday ununu keş eder

Kaldın mı oğul eline, mudara eyle geline

Kaldın mı oğul eline, mudara eyle geline: Evde işleri çekip çeviren kadındır.

Kalp kalbe karşıdır

Kalp kalbe karşıdır: İnsan sevildiğini ve sayıldığını hisseder.

Kanaat gibi devlet olmaz

Kanaat gibi devlet olmaz: Elinde bulunanla yetinen ve durumundan

Kanatsız kuş olmaz

Kanatsız kuş olmaz: Her başarılı insanın arkasında

Kanı kanla yumazlar, kanı su ile yurlar

Kanı kanla yumazlar, kanı su ile yurlar: Kötülük, kötülük yapılarak düzetilmez ancak iyilik yapılarak ortadan kaldırılır.

Kan kus, “kızılcık şerbeti içtim”, de

Kan kus, “kızılcık şerbeti içtim”, de: Bazı şeylerin, açıklanmaması gerekir. Çekilen her eziyet söylenmez.

Kara gün kararıp kalmaz

Kara gün kararıp kalmaz: Her şey gelip geçicidir.

Kardeş kardeşi atmış, yar başında tutmuş

Kardeş kardeşi atmış, yar başında tutmuş: Kardeşler arasında anlaşmazlık

Kardeş kardeşin ne öldüğünü ister, ne onduğunu

Kardeş kardeşin ne öldüğünü ister, ne onduğunu

Kardeşten karın yakın

Kardeşten karın yakın

Kar eden ar etmez

Kar eden ar etmez: Helal ya da yasal yollardan

Kar zararın kardeşidir

Kar zararın kardeşidir: Ticarette her zaman ve

Karga kekliği taklit edeyim derken kendi yürüyüşünü şaşırmış

Karga kekliği taklit edeyim derken kendi yürüyüşünü şaşırmış: Başkalarım taklit etmek doğru değildir.

Karga yavrusuna bakmış, “benim ak pak evladım” demiş

Karga yavrusuna bakmış, “benim ak pak evladım” demiş

Karıncadan ibret al, yazdan kışı karşılar

Karıncadan ibret al, yazdan kışı karşılar: Karınca, kışın çalışmadığı için yazın çok çalışıp kışlık yiyeceğini hazırlar.

Karnı tok it gölgede yatar

Karnı tok it gölgede yatar: Sorumsuz kişi, tok

Karpuz kesmekle hararet sönmez

Karpuz kesmekle hararet sönmez: Kötülük eden bir kişiden, onun yakınma zarar vererek

Kasavetsiz ağız anahtarsız açılır

Kasavetsiz ağız anahtarsız açılır

Kaş ile göz, gerisi söz

Kaş ile göz, gerisi söz

Katrandan olmaz şeker, olsa da cinsine çeker

Katrandan olmaz şeker, olsa da cinsine çeker: Kolay kolay değiştirilemeyen

Kavak, yaprağını tepeden dökerse kış çok olur

Kavak, yaprağını tepeden dökerse kış çok olur: Kavakların yapraklarını

Kavurga karın doyurmaz

Kavurga karın doyurmaz: İnsanın pek çok şeye ihtiyacı vardır.

Kaynayan kazan kapak tutmaz

Kaynayan kazan kapak tutmaz: İçin için gelişen olaylar veya duygular

Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez

Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez: Büyük çıkarların söz konusu

Kazma elin kuyusunu, kazarlar kuyunu

Kazma elin kuyusunu, kazarlar kuyunu: Başkasının kötü duruma

Kedinin boynuna ciğer asılmaz

Kedinin boynuna ciğer asılmaz: Bir kimseye kullanıp zarar vereceği

Kedinin kanadı olsaydı serçenin adı kalmazdı

Kedinin kanadı olsaydı serçenin adı kalmazdı

Kedi, uzanamadığı ciğere pis dermiş

Kedi, uzanamadığı ciğere pis dermiş

Kediyi sıkıştırırsan üstüne atılır

Kediyi sıkıştırırsan üstüne atılır: Çaresiz kalan kişi

Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü olur

Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü olur

Kelin ilacı olsa başına sürer

Kelin ilacı olsa başına sürer

Kelin ayıbını takke örter

Kelin ayıbını takke örter: Mevki sahibi ve zengin kişinin kusurları

Kendi düşen ağlamaz

Kendi düşen ağlamaz: Kendi zararına kendi

Kenarın dilberi nazik de olsa nazenin olmaz

Kenarın dilberi nazik de olsa nazenin olmaz: İyi aile terbiyesi almamış kişi

Keserin tıkırtısı gündeliğe göredir

Keserin tıkırtısı gündeliğe göredir: Kişi, emeğinin karşılığını alabiliyorsa

Keskin sirke küpüne zarar verir

Keskin sirke küpüne zarar verir

Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan

Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan

Kırk hırsız bir çıplağı soyamamış

Kırk hırsız bir çıplağı soyamamış

Kırkından sonra azanı teneşir paklar

Kırkından sonra azanı teneşir paklar: Yaşlandığı hâlde yaşma uygun davranmayıp eskisi

Kırk gün taban eti, bir gün av eti

Kırk gün taban eti, bir gün av eti: Avcılar her ava gittiklerinde avlanamaz ve çoğu kez eli

Kırk yıl kıran olmuş, eceli gelen ölmüş

Kırk yıl kıran olmuş, eceli gelen ölmüş: Eceli gelmedikçe kimsenin

Kırk yıllık yani, olur mu kani

Kırk yıllık yani, olur mu kani: Dürüst, iyiliksever kişi, uzun yıllar geçse de kolay

Kısa günün karı az olur

Kısa günün karı az olur: Kısa zamanda az iş veya satış yapılır.

Kısmet gökten zembille inmez

Kısmet gökten zembille inmez: Durduk yerde, çalışıp çabalamadan

Kısmetinde ne varsa kaşığında o çıkar

Kısmetinde ne varsa kaşığında o çıkar: Kişi ne kadar çalışırsa çalışsın

Kısmet ise gelir Hint’ten Yemen’den, kısmet değil ise ne gelir elden

Kısmet ise gelir Hint’ten Yemen’den, kısmet değil ise ne gelir elden

Kız anasından görmeyince sofra kaldırmaz

Kız anasından görmeyince sofra kaldırmaz

Kız evi, naz evi

Kız evi, naz evi: Kız evi, her isteyene kızını vermez. Araştırır, soruşturur, uygun görürse kızını verir.

Kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya varır ya zurnacıya

Kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya varır ya zurnacıya

Kızını dövmeyen dizini döver

Kızını dövmeyen dizini döver

Kimi köprü bulamaz geçmeye, kimi su bulamaz içmeye

Kimi köprü bulamaz geçmeye, kimi su bulamaz içmeye

Kimse ayranım ekşi demez

Kimse ayranım ekşi demez

Kimse kendi memleketinde peygamber olmaz

Kimse kendi memleketinde peygamber olmaz

Kimseden kimseye hayır yok

Kimseden kimseye hayır yok

Kimsenin çırası tana kadar yanmaz

Kimsenin çırası tana kadar yanmaz

Kimsenin ettiği yanma kalmaz

Kimsenin ettiği yanma kalmaz: Yapılan kötülük karşılıksız kalmaz.

Kişi, ne yaparsa kendine yapar

Kişi, ne yaparsa kendine yapar: Başkalarına iyilik yapan kişi iyilik

Kişiyi vezir eden de karısı, rezil eden de

Kişiyi vezir eden de karısı, rezil eden de: “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır,” derler.

Kişinin çektiği dili belasıdır

Kişinin çektiği dili belasıdır

Kol kırılır yen içinde, baş yarılır fes içinde

Kol kırılır yen içinde, baş yarılır fes içinde: Zaman zaman aile içinde tatsızlık olabilir.

Komşu hakkı, Tanrı hakkıdır

Komşu hakkı, Tanrı hakkıdır: Komşu, pek çok konuda başvurulacak ilk kapıdır.

Komşu iti komşuya ürümez

Komşu iti komşuya ürümez

Komşu komşunun külüne muhtaçtır

Komşu komşunun külüne muhtaçtır: Ev hâlidir, gün gelir, en olmadık

Komşunun tavuğu, komşuya kaz görünür

Komşunun tavuğu, komşuya kaz görünür: Başka bir kimsenin malı

Korkak bezirgün ne kaâr eder; ne zarar

Korkak bezirgün ne kaâr eder; ne zarar: İş yapmaya korkan tüccar

Korkulu rüya görmektense uyanık yatmak evludır

Korkulu rüya görmektense uyanık yatmak evludır: Tehlikeli bir iş yapıp huzursuz olmaktan

Korkunun ecele faydası yoktur

Korkunun ecele faydası yoktur: İnsan, yalnızca korkmakla başına

Koyun can derdinde, kasap et derdinde

Koyun can derdinde, kasap et derdinde: Başkasının zararını umursamayan

Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler

Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler

Köpeğe gem vurma, kendisini at sanır

Köpeğe gem vurma, kendisini at sanır: Hak etmediği hâlde değer verilen insan

Köpek ekmek yediği kapıyı tanır

Köpek ekmek yediği kapıyı tanır: Köpek, hayvan olduğu hâlde

Köpeksiz sürüye kurt girer

Köpeksiz sürüye kurt girer

Köpek suya düşmeyince yüzmeyi öğrenemez

Köpek suya düşmeyince yüzmeyi öğrenemez: Zor durama düşen bir insan

Köpek sürünmekle etek kesilmez

Köpek sürünmekle etek kesilmez: İtin kopuğun sözüne bakılarak değerli kişiler

Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı derler

Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı derler: Kişi, işini gördürünceye

Kör bile düştüğü çukura bir daha düşmez

Kör bile düştüğü çukura bir daha düşmez: Yaşanan her kötü olaydan

Körler memleketinde şaşılar padişah olur

Körler memleketinde şaşılar padişah olur: Cahil kişilerden oluşan

Körle yatan şaşı kalkar

Körle yatan şaşı kalkar: Kötü kişilerle arkadaşlık yapan

Körün istediği bir göz, ikisi olursa ne söz

Körün istediği bir göz, ikisi olursa ne söz: İnsan, çok çok istediği bir şeye kavuştuğunda

Köseyle alay edenin top sakalı kara gerek

Köseyle alay edenin top sakalı kara gerek: Başkalarının kusurları ile

Kötü komşu insanı mal sahibi eder

Kötü komşu insanı mal sahibi eder: Kötü komşu aldığını beğenmez ama geri de vermez. İstenileni vermez.

Kötü söyleme eşine, zehir katar aşma

Kötü söyleme eşine, zehir katar aşma: Eşine kötü davranan bunun zararını görür.

Kul azmayınca Hak yazmaz

Kul azmayınca Hak yazmaz: İnsan doğru yoldan ayrılmadıkça

Kul kullanan, bir gözünü kör, bir kulağını sağır etmeli

Kul kullanan, bir gözünü kör, bir kulağını sağır etmeli: İşçi çalıştıranlar

Kul sıkılmayınca Hızır yetişmez

Kul sıkılmayınca Hızır yetişmez: Allah’ın, iyi niyetle çalışırken sıkıntıya

Kurcalama sivilceyi çıban edersin

Kurcalama sivilceyi çıban edersin: Küçücük bir sivilce kurcalanırsa çıbana dönüşür.

Kurda, “neden boynun kalın?” demişler, “işimi kendim görürüm de ondan” demiş

Kurda, “neden boynun kalın?” demişler, “işimi kendim görürüm de ondan” demiş

Kurdun adı yaman çıkmış, tilki vardır baş keser

Kurdun adı yaman çıkmış, tilki vardır baş keser: İnsanın dış görünüşüne aldanmamak gerekir.

Kurt dumanlı havayı sever

Kurt dumanlı havayı sever

Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur

Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur: Eski konumunu (güç, yetki vb.)

Kurt tüyünü değiştirir, huyunu değiştirmez

Kurt tüyünü değiştirir, huyunu değiştirmez

Kurtla görüşürsen köpeğini yanından ayırma

Kurtla görüşürsen köpeğini yanından ayırma: Tehlikeli bir işe girişecek

Kurtla koyun, kılıçla oyun olmaz

Kurtla koyun, kılıçla oyun olmaz: 1) Zararlı şeylerden uzak durmalıyız.

Kurtla ortak olan tilkinin hissesi, ya tırnaktır ya bağırsak

Kurtla ortak olan tilkinin hissesi, ya tırnaktır ya bağırsak: Kötü kişiyle ortaklık yapan

Kuru gayret çarık eskitir

Kuru gayret çarık eskitir: Bir işi başarıyla bitirebilmek için planlı

Kuru laf karın doyurmaz

Kuru laf karın doyurmaz: Çalışıp çabalamadan, sadece

Kurunun yanında yaş da yanar

Kurunun yanında yaş da yanar: Suçluyla suçsuzun ayrılmasının

Kuşa süt nasip olsa anasından olurdu

Kuşa süt nasip olsa anasından olurdu: Kişinin şansı olsa

Kuşkulu uyku evin bekçisidir

Kuşkulu uyku evin bekçisidir: Uykusu hafif olan, yani en ufak

Kuşu kuşla avlarlar

Kuşu kuşla avlarlar: Kötü niyetli kimse bir insanı

Kutlu gün doğuşundan bellidir

Kutlu gün doğuşundan bellidir: Bazı işlerin, iyi gidip gitmeyeceği

Küheylan at, çul içinde de bellidir

Küheylan at, çul içinde de bellidir: Değerli kişi, çul bile giyse

Külhancılığın beyliği hamamcılık demişler

Külhancılığın beyliği hamamcılık demişler: Başı boş gezen veya önemsiz

Kürk ile börk ile adam olunmaz

Kürk ile börk ile adam olunmaz: Giyinip kuşanmak ve para sahibi olmakla adam olunmaz.

Laf lafı açar

Laf lafı açar: Bir konu üzerinde konuşulurken, ilgisi

Lafla peynir gemisi yürümez

Lafla peynir gemisi yürümez: Konuşarak zaman kaybetmeyip

Lafla pilav pişerse deniz kadar yağı benden

Lafla pilav pişerse deniz kadar yağı benden: Atıp tutmakla iş görülseydi

Laf torbaya girmez

Laf torbaya girmez

Latife latif gerek

Latife latif gerek

Leyleğin ömrü laklaka ile geçer

Leyleğin ömrü laklaka ile geçer

Lokma çiğnenmeden yutulmaz

Lokma çiğnenmeden yutulmaz

Lokma karın doyurmaz, şefkat artırır

Lokma karın doyurmaz, şefkat artırır: Bir kimseye küçük bir ikramda

Mahkeme kadıya mülk değil

Mahkeme kadıya mülk değil: Devlet kapısında önemli bir göreve getirilip yetki sahibi olan

Mal adama hem dost hem düşmandır

Mal adama hem dost hem düşmandır: Malı, mülkü, parası olan, bunları dikkatli ve doğru

Mal canı kazanmaz, can malı kazanır

Mal canı kazanmaz, can malı kazanır: İnsan, ne kadar zengin olursa olsun

Mal canın yongasıdır

Mal canın yongasıdır: İnsan, yıllarca emek verip

Malını yemesini bilmeyen zengin her gün züğürttür

Malını yemesini bilmeyen zengin her gün züğürttür: Para, her türlü ihtiyacımızı

Mal malamatı örter

Mal malamatı örter: Zengin insanların bazı kusurları ve ayıpları

Malı ongun olanın adı angın olur

Malı ongun olanın adı angın olur

Mart ayı, dert ayı

Mart ayı, dert ayı: Mart ayı, takvime göre, ilkbaharın ilk ayı olsa da pek de bahar gibi geçmez.

Mart ayların çingenesidir

Mart ayların çingenesidir: Mart ayında havalar kararsızdır. Günler bazen soğuk, bazen ılık

Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır

Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır: Mart aymda bazen öyle bir kış olur, öyle bir kar yağar ki insan dışarı çıkamadığı gibi

Mart yağar, nisan övünür; nisan yağar, insan övünür

Mart yağar, nisan övünür; nisan yağar, insan övünür: Martta yağmur yağınca toprak ıslanır ve yumuşar, tarlanın sürülmesi kolaylaşır.

Maşa varken elini ateşe sokma

Maşa varken elini ateşe sokma: Zarar gelebilecek bir işi, zarar görmeden

Mayasız yoğurt tutmaz

Mayasız yoğurt tutmaz: Yapılacak her iş, az çok bir sermaye (ana para) ister.

Mazlumun ahı, tahttan indirir şahı

Mazlumun ahı, tahttan indirir şahı: 1) Haksızlığa uğrayan kişinin ahı tutar.

Meramın elinden bir şey kurtulmaz

Meramın elinden bir şey kurtulmaz: İstekli ve kararlı bir biçimde

Merdiven basamak basamak çıkılır

Merdiven basamak basamak çıkılır: Erişilmek istenen

Merhametten maraz doğar

Merhametten maraz doğar: İyi niyetli ve merhametli kişi

Meyhaneciden şahit istemişler, bozacıyı göstermiş

Meyhaneciden şahit istemişler, bozacıyı göstermiş

Meyveli ağacı taşlarlar

Meyveli ağacı taşlarlar: Bazı beceriksiz ve kıskanç kişiler

Mezar taşı ile övünülmez

Mezar taşı ile övünülmez

Mızrak çuvala sığmaz

Mızrak çuvala sığmaz

Minare de doğru ama içi eğri

Minare de doğru ama içi eğri: İnsanlar çoğu kez göründükleri gibi değildir.

Minareyi çalan kılıfını hazırlar

Minareyi çalan kılıfını hazırlar: Kolay kolay gizlenemeyecek kadar büyük

Minareyi yaptırmayan yerden bitmiş sanır

Minareyi yaptırmayan yerden bitmiş sanır: Bir iş yapmamış kişi, yapılan

Mirî malı balık kılçığıdır yutulmaz

Mirî malı balık kılçığıdır yutulmaz: Devlet malı, milletin ortak malıdır.

Misafir ev sahibinin kuzusudur

Misafir ev sahibinin kuzusudur

Misafirin umduğu, ev sahibine iki öğün olur

Misafirin umduğu, ev sahibine iki öğün olur: Misafir, olanaklara göre ağırlanır.

Misafir kısmeti ile gelir

Misafir kısmeti ile gelir: Müslümanlar, misafiri Tanrı misafiri sayarlar.

Misafir misafiri istemez, ev sahibi ikisini de

Misafir misafiri istemez, ev sahibi ikisini de: Misafir ilgi ister. İlgi azalacağından

Misafir umduğunu değil bulduğunu yer

Misafir umduğunu değil bulduğunu yer: Misafirin ikram edilenle yetinmesi

Misafirlik üç gündür

Misafirlik üç gündür: Misafirlik kısa süreli olmalıdır. Uzun sürerse, ev sahibi yorulur ve sıkılır.

Muhabbet iki baştan olur

Muhabbet iki baştan olur

Mum dibine ışık vermez

Mum dibine ışık vermez: Mevki sahibi ya da güçlü kişi, çeşitli

Mühür kimde ise Süleyman odur

Mühür kimde ise Süleyman odur: Bir işte yetki kimdeyse

Mürüvvete endaze olmaz

Mürüvvete endaze olmaz: İyiliğin, güzelliğin, hayra ve barışa yönelik

Namaza meyli olmayanın kulağı ezanda olmaz

Namaza meyli olmayanın kulağı ezanda olmaz

Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına

Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına

Ne ekersen onu biçersin

Ne ekersen onu biçersin: Tarlasına buğday eken buğday, arpa eken arpa kaldırır.

Nefesine güvenen borazancı başı olur

Nefesine güvenen borazancı başı olur: Başarabileceğine

Ne karanlıkta yat ne kora düş gör

Ne karanlıkta yat ne kora düş gör: Boş durmak, nasıl sonuçlanacağı

Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli

Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli: Gelecekte neler olacağı belli olmaz. Çünkü dünyadaki

Nerde birlik orda dirlik

Nerde birlik orda dirlik: Birlikten kuvvet doğar. Birlikte pek çok iş başarılır.

Nerde hareket orda bereket

Nerde hareket orda bereket: Hareket olan yerde (çok çalışılan yerde)

Ne verirsen elinle, o gider seninle

Ne verirsen elinle, o gider seninle: Dinle ilgili bir atasözüdür. Yaşarken yapılan

Ne yavuz ol asıl, ne yavaş ol basıl

Ne yavuz ol asıl, ne yavaş ol basıl: Ne gereğinden fazla güç gösterip kimseyi

Nikahta keramet vardır

Nikahta keramet vardır: Nikahlanıp evlenenlerin, her geçen

Nisan yağar sap olur, mayıs yağar çeç olur

Nisan yağar sap olur, mayıs yağar çeç olur: Nisan yağmurları, ekinlerin

Nisan yağmuru; altın araba, gümüş tekerlek

Nisan yağmuru; altın araba, gümüş tekerlek: Nisanda yağan yağmur, tarlalardan daha

Niyet hayır, akıbet hayır

Niyet hayır, akıbet hayır: İyi niyetle başlanan veya hayır

Oğlan anası kapı arkası, kız anası minder kabası

Oğlan anası kapı arkası, kız anası minder kabası: Gelin, kaynana pek anlaşamaz, gelin kaynanasının

Oğlan atadan öğrenir sofra açmayı, kız anadan öğrenir biçki biçmeyi

Oğlan atadan öğrenir sofra açmayı, kız anadan öğrenir biçki biçmeyi

Oğlan dayıya, kız halaya çeker

Oğlan dayıya, kız halaya çeker: Erkek çocukların dayılarına

Oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün

Oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün: Anadolu’nun pek çok yöresinde, doğacak çocuğun

Oğlan doğurdum, oydu beni; kız doğurdum, soydu beni

Oğlan doğurdum, oydu beni; kız doğurdum, soydu beni

Oğlanınki oğul balı, kızınki bahçe gülü

Oğlanınki oğul balı, kızınki bahçe gülü: Baba ve anne, oğullarının çocuklarını

Olacakla öleceğe çare bulunmaz

Olacakla öleceğe çare bulunmaz: Ölüm ve doğal afetleri engellemek

Olan dört bağlar, olmayan dert bağlar

Olan dört bağlar, olmayan dert bağlar: Varlıklı kişi, dilediği gibi para harcar

Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz

Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz: 1) Pek çok şey önce hayal edilir, sonra gerçekleştirilir. Bazı bilim adamları düşünülebilen her şeyin yapılabileceğine

Onmadık yılın yağmuru harman vakti yağar

Onmadık yılın yağmuru harman vakti yağar: Harman vakti yağan yağmur, harmandaki

On para on aslanın ağzında

On para on aslanın ağzında: İnsan, geçinebilmek için on aslanla boğuşmak

Ortak gemisi yürümüş, elti gemisi yürümemiş

Ortak gemisi yürümüş, elti gemisi yürümemiş

Ortak öküzden başka buzağı yeğdir

Ortak öküzden başka buzağı yeğdir: Küçük ama yalnız bize ait olan bir mal, ortak olarak

Otu çek köküne bak

Otu çek köküne bak: Kişinin nasıl biri olduğunu öğrenmek

Otuz iki dişten çıkan; otuz iki mahalleye yaydır

Otuz iki dişten çıkan; otuz iki mahalleye yaydır

Oynamasını bilmeyen kız, “yerim dar” demiş; yerini genişletmişler, “yenim dar” demiş

Oynamasını bilmeyen kız, “yerim dar” demiş; yerini genişletmişler, “yenim dar” demiş

Ödünç güle güle gider, ağlaya ağlaya gelir

Ödünç güle güle gider, ağlaya ağlaya gelir: Ödünç alan kişi, işi görüleceği için, veren kişi de bir tanıdığına yardımcı olduğu için memnun olur.

Öfke baldan tatlıdır

Öfke baldan tatlıdır: Öfkelenen insan bağırıp çağırdığı için rahatlar.

Öksüz hırsızlığa çıkarsa ay ilk akşamdan doğar

Öksüz hırsızlığa çıkarsa ay ilk akşamdan doğar: Kimsesiz insan bir iş yapmaya kalktığında pek çok engelle karşılaşır.

Öksüz kuzu toklu olmaz:

Öksüz kuzu toklu olmaz: Kimsesiz kişi, destekten yoksun

Öksüz oğlan göbeğini kendi keser

Öksüz oğlan göbeğini kendi keser

Öksüzün karnına vurmuşlar, “vay arkanı!” demiş

Öksüzün karnına vurmuşlar, “vay arkanı!” demiş

Ölenle ölünmez

Ölenle ölünmez: Ölen kişi, çok sevilen ve önemli bir kişi olsa bile

Ölmüş koyun kurttan korkmaz

Ölmüş koyun kurttan korkmaz: Ölmüş koyunun, kurttan haberi bile olmaz

Ölüm hak miras helal

Ölüm hak miras helal: Ölüm nasıl doğal bir olaysa

Ölüm ile öç alınmaz

Ölüm ile öç alınmaz: Düşmanımız da olsa, bir insanın

Ölümü gören hastalığa razı olur

Ölümü gören hastalığa razı olur: 1) Elinden gelse kimse ölmek istemez. Herkes ölmekten

Ölürse yer beğensin, kalırsa el beğensin

Ölürse yer beğensin, kalırsa el beğensin: Her aile, çocuğunun iyi yetişmesini ister.

Ölüsü olan bir gün, delisi olan her gün ağlar

Ölüsü olan bir gün, delisi olan her gün ağlar: Ölüsü olan ev halkı, ilk günlerde çok üzülür.

Önce düşün, sonra söyle

Önce düşün, sonra söyle: Düşünüp taşınmadan söylenen söz, maksadı aşar ve yanlış anlamaya sebep olur.

Padişahın bile arkasından kılıç sallarlar

Padişahın bile arkasından kılıç sallarlar: Çok büyük bir mevkide

Palamut çok biterse kış erken olur

Palamut çok biterse kış erken olur

Papaz her gün pilav yemez

Papaz her gün pilav yemez: 1) Bir insanın şansı her zaman iyi olmaz.

Para dediğin el kiri

Para dediğin el kiri: Eldeki kirin yıkandığında çıkması

Para ile imanın kimde olduğu belli olmaz

Para ile imanın kimde olduğu belli olmaz: Bir kimsenin ne kadar parası olduğu

Para isteme benden buz gibi soğurum senden

Para isteme benden buz gibi soğurum senden: Geri alamama tehlikesi olduğundan, kimse borç vermeyi pek istemez ve borç istenmesinden de hoşlanmaz.

Paran gitti mi diye sormazlar, işin bitti mi diye sorarlar

Paran gitti mi diye sormazlar, işin bitti mi diye sorarlar

Paranın yüzü sıcaktır

Paranın yüzü sıcaktır: Her türlü hizmet ve mal para

Para parayı çeker

Para parayı çeker

Parası ucuz olanın kendisi kıymetli olur

Parası ucuz olanın kendisi kıymetli olur: Para harcamaktan çekinmeyen, parasını çevresi

Parayı veren düdüğü çalar

Parayı veren düdüğü çalar

Parayı zaptetmek, deliyi zaptetmekten zordur

Parayı zaptetmek, deliyi zaptetmekten zordur: Paranın açamayacağı kapı yoktur. Gece hayatı (kumar, içki, eğlence vb.) caziptir

Pazarda herkes ambarındaki unu kadar konuşur

Pazarda herkes ambarındaki unu kadar konuşur: 1) Pazara çıkan, maddi olanakları

Pekmezi küpten, kadını kökten al

Pekmezi küpten, kadını kökten al: İnsan, yediği, içtiği şeylerin kaliteli

Pek yaş olma sıkılırsın, pek de kuru olma kırılırsın

Pek yaş olma sıkılırsın, pek de kuru olma kırılırsın: Her istenilene hemen “evet, olur” demek de “hayır olmaz” demek de doğru değildir. Kişi, yerine göre

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir: Bazı işlerin nasıl sonuçlanacağı

Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın

Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın: Bazı kişileri başladığı işten döndürmek

Pilav yiyen kaşığını yanında taşır

Pilav yiyen kaşığını yanında taşır: Bir işi yapmak ya da bir işten yararlanmak

Rağbet güzel ile zenginedir

Rağbet güzel ile zenginedir: Para ve güzellik herkes için önemlidir.

Rakip ölsün de ne yüzünden ölürse ölsün

Rakip ölsün de ne yüzünden ölürse ölsün

Ramazanda yalan söyleyenin bayramda yüzü kara olur

Ramazanda yalan söyleyenin bayramda yüzü kara olur: 1) Ramazanda oruç tutmayan, bayramda oruç tutanlar gibi sevinemez.

Rençper kırk yılda, tüccar kırk günde

Rençper kırk yılda, tüccar kırk günde: En fazla parayı ticaretle uğraşan insan kazanır.

Rüşvet kapıdan girince îman (insaf) bacadan çıkar

Rüşvet kapıdan girince îman (insaf) bacadan çıkar: 1) Rüşvet almak da vermek de suçtur. Ama buna rağmen, devlet dairelerinde işi olanlar

Rüzgâra tüküren kendi yüzüne tükürür

Rüzgâra tüküren kendi yüzüne tükürür

Rüzgar eken fırtına biçer

Rüzgar eken fırtına biçer

Rüzgar esmeyince yaprak oynamaz

Rüzgar esmeyince yaprak oynamaz

Rüzgârın önüne düşmeyen yorulur

Rüzgârın önüne düşmeyen yorulur: Toplumun anlayışına

Rüzgârlı havanın kuytusu, yağmurlu havanın uykusu

Rüzgârlı havanın kuytusu, yağmurlu havanın uykusu: 1) İnsan güvenli bir ortamda, huzur içinde çalışmak ve yaşamak ister. Mümkün olduğunca gergin ortamlardan uzak durur.

Sabahın kızıllığı akşamı kış eder; akşamın kızıllığı sabahı güz eder

Sabahın kızıllığı akşamı kış eder; akşamın kızıllığı sabahı güz eder

Sabah ola hayır ola

Sabah ola hayır ola: Gün boyunca çalışan kişi, akşama yorgun olur.

Sabah sürçen geceye kadar sürçer

Sabah sürçen geceye kadar sürçer: İtina ile başlanılmayan işler

Sabahtan karnını doyuran, küçükken evlenen aldanmamış

Sabahtan karnını doyuran, küçükken evlenen aldanmamış: Sabah gerektiği gibi beslenen kişi, işinde daha başarılı

Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır

Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır: Sabırlı olmak önemli bir özelliktir, herkes beceremez.

Sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas

Sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas: Koruk olgunlaşır, üzüm olur. Üzüm suyu kaynatılarak koyulaştırılır pekmez yapılır.

Sabreden derviş muradına ermiş

Sabreden derviş muradına ermiş: Bir şeyi elde etmek ya da bir

Sabrın sonu selamettir

Sabrın sonu selamettir: Her gecenin bir sabahı olduğu

Saçın ak mı kara mı, önüne düşünce görürsün

Saçın ak mı kara mı, önüne düşünce görürsün

Saç sefadan, tırnak cefadan uzar

Saç sefadan, tırnak cefadan uzar: İşi iyi olanın, zevkten ve memnuniyetten

Sade pirinç zerde olmaz, bal gerektir kazana; baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana

Sade pirinç zerde olmaz, bal gerektir kazana; baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana

Sadık dost akrabadan yeğdir

Sadık dost akrabadan yeğdir: Atadan kalanların (mirasın) paylaşımı, kız almak ya da almamak

Safa ile yenen cefa ile kazanılır

Safa ile yenen cefa ile kazanılır: Almteri ile kolay para kazanılmaz.

Sağ baş yastık istemez

Sağ baş yastık istemez: Sağlıklı bir insan kuru yerde bile yatabilir

Sağdır ineğin buzağısı kesilmez

Sağdır ineğin buzağısı kesilmez: Buzağı, anasını (ineği) emdikçe, o inekten süt alınır

Sağır işitmez uydurur

Sağır işitmez uydurur: Sağır duymaz. Ama bunu belli etmemek

Sağlık varlıktan yeğdir

Sağlık varlıktan yeğdir: Bir insan için en önemli şey sağlıktır.

Sahipsiz eve it buyruk

Sahipsiz eve it buyruk: Yaşanılan yere sahip çıkmak ve koruyucu

Sakal bıyığa denk olmayınca berber ne yapsın

Sakal bıyığa denk olmayınca berber ne yapsın: 1) Gerçekleştirilmesi olanaksız bir işi, çok usta da olsa kimse yapamaz.

Sakınılan göze çöp batar

Sakınılan göze çöp batar: Nedendir bilinmez, üzerine çok düşülen

Sakla samanı gelir zamanı

Sakla samanı gelir zamanı: Gereksiz görülen şey bir gün gerekli olabilir.

Sanat altın bileziktir

Sanat altın bileziktir: Herhangi bir dalda ustalığı olan (zanaat sahibi) kişi

Sana lafla vurana sen aşla vur

Sana lafla vurana sen aşla vur: Erdemli insan

Zanaatı ustadan görmeyen öğrenemez

Zanaatı ustadan görmeyen öğrenemez: Zanaat, uzun yıllar bir usta

Sarhoştan deli bile korkar

Sarhoştan deli bile korkar: Sarhoş kişi, kendini bilmez durumdadır

Sarımsağı gelin etmişler; kırk gün kokusu çıkmamış

Sarımsağı gelin etmişler; kırk gün kokusu çıkmamış: İnsan kötü yanlarını kolay kolay belli etmez

Sayılı günler tez geçer

Sayılı günler tez geçer: Süresi verilen bir işe hemen başlamak gerekir.

Sel gider kum kalır

Sel gider kum kalır: Geçici durumlara güvenmek doğru değildir.

Sel ile gelen yel ile gider

Sel ile gelen yel ile gider

Sen ağa ben ağa, koyunları kim sağa

Sen ağa ben ağa, koyunları kim sağa: Herkes ağa olursa

Sen bir garip çingenesin, telli zurna nene gerek

Sen bir garip çingenesin, telli zurna nene gerek Yoksul ve kimsesiz bir kişinin

Sen işten korkma, iş senden korksun

Sen işten korkma, iş senden korksun: Yapılacak iş gözde büyütülürse, insanın

Sevda geçer yalan olur, sonra sokar yılan olur

Sevda geçer yalan olur, sonra sokar yılan olur: Birbirini çok seven iki kişi

Sev seni seveni hak ile yeksan ise, sevme seni sevmeyeni Mısır’a sultan ise

Sev seni seveni hak ile yeksan ise, sevme seni sevmeyeni Mısır’a sultan ise

Serçeden korkan darı ekmez

Serçeden korkan darı ekmez: Tehlikeleri gözde

Seyrek git dostuna, kalksın ayak üstüne

Seyrek git dostuna, kalksın ayak üstüne: Her şeyin fazlası insanı usandırır. Çok sık ziyaret edilen dost da bu durumdan

Sinek küçüktür ama mide bulandırır

Sinek küçüktür ama mide bulandırır

Sirkesini, sararmağını sayan paçayı yiyemez

Sirkesini, sararmağını sayan paçayı yiyemez: Daha ucuza mal edeyim diye yeteri kadar malzeme kullanmayan

Sofu soğan yemez, bulunca sapını komaz

Sofu soğan yemez, bulunca sapını komaz: Kötü iş yapmıyormuş gibi görünerek

Soğanın acısını yiyen bilmez doğrayan bilir

Soğanın acısını yiyen bilmez doğrayan bilir: Herhangi bir işin ne denli zor

Son pişmanlık fayda vermez

Son pişmanlık fayda vermez: İş işten geçtikten sonra “keşke böyle yapmasaydım”

Sora sora Bağdat bulunur

Sora sora Bağdat bulunur

Soydur çeker

Soydur çeker

Söz var, dağa çıkarır; söz var dağdan indirir

Söz var, dağa çıkarır; söz var dağdan indirir: Sözün değerini bilmek ve dikkatli konuşmak gerekir.

Söz var iş bitirir, söz var baş yitirir

Söz var iş bitirir, söz var baş yitirir: Tatlı dilli insan, olmaz işleri oldurur.

Su akarken testiyi doldurmak gerek

Su akarken testiyi doldurmak gerek: İnsan, para kazanabiliyorken, geleceğini düşünerek

Şahin ile deve avlanmaz

Şahin ile deve avlanmaz: Şahin ile ancak kuş avlanır, deve avlanamaz.

Şahin küçüktür ama koca turnayı havadan indirir

Şahin küçüktür ama koca turnayı havadan indirir: Görünüşe aldanmamak gerekir.

Şakanın sonu kakadır

Şakanın sonu kakadır: El ya da dil ile yapılan şakalara dikkat edilmez

Şaraptan bozma sirke keskin olur

Şaraptan bozma sirke keskin olur: Sonradan yoldan çıkan kişi

Şaşkın ördek başını bırakır, kıçından dalar

Şaşkın ördek başını bırakır, kıçından dalar: Nasıl yapılacağını bilmediği

Şeriatın kestiği parmak acımaz

Şeriatın kestiği parmak acımaz: Yasa dışı iş yapan, yakalanınca yasanın öngördüğü şekilde

Şeyh uçmaz müridi uçurur

Şeyh uçmaz müridi uçurur: Mürit şeyhine çok bağlı olup onun her dediğine inanır.

Şeytan adamı kandırır ama suyunu ısıtmaz

Şeytan adamı kandırır ama suyunu ısıtmaz: Kötü niyetli kişi, insanı yoldan çıkarır.

Şeytanın dostluğu darağacına kadardır

Şeytanın dostluğu darağacına kadardır: Kötü kişinin dostluğu, işi bitinceye ya da zoru

Şeytanla kabak ekenin kabak başına patlar

Şeytanla kabak ekenin kabak başına patlar: Düzenbaz bir kişiyle arkadaşlık yapan

Şimşek çakmadan gök gürlemez

Şimşek çakmadan gök gürlemez: Bir olayın gerçekleşmesinden önce

Şöhret felakettir

Şöhret felakettir: Ünlü biri olmanın, çok güzel bir şey olduğu düşünülür.

Tabağa sorarsan dünyada fena koku yoktur

Tabağa sorarsan dünyada fena koku yoktur

Tabak sevdiği deriyi yerden yere çalar

Tabak sevdiği deriyi yerden yere çalar: Bazı kimseler, sevdikleri

Tabancanın dolusu bir kişiyi korkutur, boşu kırk kişiyi

Tabancanın dolusu bir kişiyi korkutur, boşu kırk kişiyi: Dolu tabanca taşıyan, “sıkmak zorunda kalmaktan” korkar.

Tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır

Tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır: Yasa dışı işlerle uğraşan, yapacağı

Tarlada izi olmayanın harmanda sözü olmaz

Tarlada izi olmayanın harmanda sözü olmaz: Kendini yeterince işine vermeyen bir kişiden

Tarlanın iyisi suya yalan; daha iyisi eve yakın

Tarlanın iyisi suya yalan; daha iyisi eve yakın: Sulanan tarla verimli olur.

Tarlanın taşlısı, kızın saçlısı, öküzün başlısı

Tarlanın taşlısı, kızın saçlısı, öküzün başlısı: Halkın tercihi; kadının saçlısından, tarlanın

Tarlayı koçan zaptetmez saban zapteder

Tarlayı koçan zaptetmez saban zapteder: Tarlanın tapusuna sahip olmak, ona gerçek anlamda

Tarlayı taşlı yerden kızı kardeşli yerden

Tarlayı taşlı yerden kızı kardeşli yerden: Taşlı tarla daha verimli olur. Bu yüzden, tarlayı taşlı

Taş altında olmasın da dağ ardında olsun

Taş altında olmasın da dağ ardında olsun: Ayrılık zordur ama tekrar

Taş yerinde ağırdır

Taş yerinde ağırdır: Kişinin değeri, yaşadığı yörede daha iyi bilinir.

Taşıma su ile değirmen dönmez

Taşıma su ile değirmen dönmez

Tatarın kılavuza ihtiyacı yoktur

Tatarın kılavuza ihtiyacı yoktur: Ne yapacağını, nasıl davranacağını ve işini

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır: Tatlı dilin, yani etkili ve güzel konuşmanın yaptıramayacağı

Tatlı tatlı yemenin acı acı geğirmesi olur

Tatlı tatlı yemenin acı acı geğirmesi olur: Geleceğini düşünmeksizin safa sürüp

Tatsız aşa tuz neylesin, akılsız başa söz neylesin

Tatsız aşa tuz neylesin, akılsız başa söz neylesin: Gerektiği şekilde pişirilmeyen bir yemek

Tatlı ye tatlı söyle

Tatlı ye tatlı söyle: İyi davranan ve güzel sözler söyleyen

Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış

Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış

Tayfanın akıllısı geminin dümeninden uzak durur

Tayfanın akıllısı geminin dümeninden uzak durur

Tek kanatla kuş uçmaz

Tek kanatla kuş uçmaz: Kişi, bazı şeyleri tek başına yapamaz.

Tekkeyi bekleyen çorbayı içer

Tekkeyi bekleyen çorbayı içer: Çalışmasını ve sabretmesini

Tembele iş buyur sana akıl öğretsin

Tembele iş buyur sana akıl öğretsin: Tembel kimse, kendisinden

Temiz iş altı ayda çıkar

Temiz iş altı ayda çıkar

Tencere demiş, “Dibim altın.” Kaşık demiş, “Ben nerdeyim?”

Tencere demiş, “Dibim altın.” Kaşık demiş, “Ben nerdeyim?”

Tereciye tere satılmaz

Tereciye tere satılmaz: Bir işi iyi bilen bir kimseye o

Terzi kendi söküğünü dikemez

Terzi kendi söküğünü dikemez: İnsan başkalarına yaptığı

Terziye “dinlen” demişler, ayağa kalkmış

Terziye “dinlen” demişler, ayağa kalkmış

Terziye “göç” demişler “iğnem başımda” demiş

Terziye “göç” demişler “iğnem başımda” demiş: Küçük ya da hafif araçlarla

Teşbihte hata olmaz

Teşbihte hata olmaz: Konuşurken, anlatacaklarımızı

Tevekkelin gemisi batmaz

Tevekkelin gemisi batmaz: Gerekli önlemleri alıp sonrasını

Tırnağın varsa başını kaşı

Tırnağın varsa başını kaşı: Kişi, “nasıl olsa yardım ederler” diye başkalarına güvenerek bir işe

Tilkinin dönüp geleceği yer kürkçü dükkanıdır

Tilkinin dönüp geleceği yer kürkçü dükkanıdır: Kişi, işi ve alışkanlıkları gereği

Tilki tilkiliğini bildirinceye kadar post elden gider

Tilki tilkiliğini bildirinceye kadar post elden gider

Tok açın halinden anlamaz

Tok açın halinden anlamaz: Varlık içinde yaşayan

Tok ağırlaması güçtür

Tok ağırlaması güçtür: Aç kişi, önüne konulan yemeği iştahla yer

Tok iken yemek yiyen mezarını dişi ile kazar

Tok iken yemek yiyen mezarını dişi ile kazar: Fazladan (tokken) yenen yemeğin hazmı (sindirimi) zordur ve insanı rahatsız eder.

Ucuz alan pahalı alır

Ucuz alan pahalı alır: Herhangi bir malı, ucuz diye alan, aslında pahalıya almış olur.

Ucuzdur vardır illeti, pahalıdır vardır hikmeti

Ucuzdur vardır illeti, pahalıdır vardır hikmeti: Pahalı mal kaliteli olduğundan uzun süre dayanır. Ucuz mal kalitesiz olacağından, kısa sürede kullanılamaz hâle gelir.

Ucuz etin yahnisi tatsız olur

Ucuz etin yahnisi tatsız olur: Her etten, hele ucuz etten yahni yapılmaz.

Ulular köprü olsa basıp geçme

Ulular köprü olsa basıp geçme: Değerli ve bilge kişilere saygıda kusur eden ve onlara yeterince önem vermeyen toplumlar, kısa sürede

Ulu sözü dinlemeyen uluyakalır

Ulu sözü dinlemeyen uluyakalır: Yaşlı ve deneyimli kişilerin

Ummadığın taş baş yarar

Ummadığın taş baş yarar: Görüntü aldatıcıdır. Kimin ne zaman, nerede, ne yapacağı

Umut fakirin ekmeğidir

Umut fakirin ekmeğidir: Yoksul kişiler, bir gün durumlarının

Ustanın çekici bin altın

Ustanın çekici bin altın: Usta kişi, kimsenin yapamadığı bir işi

Utananın oğlu kızı olmamış

Utananın oğlu kızı olmamış: Utanan ya da üşenen kişinin çoluğu

Utanma pazar, dostluğu bozar

Utanma pazar, dostluğu bozar: Dostlar ya alışveriş etmemeli ya da utanıp sıkılmadan, her şeyi açık seçik konuşarak bu alışverişi gerçekleştirmelidirler.

Uyku ölümün kardeşidir

Uyku ölümün kardeşidir: Uyuyan kişinin çevresi

Uyku uykunun mayasıdır

Uyku uykunun mayasıdır: Zamanında yataktan kalkmasını

Üç göç bir yangın yerini tutar

Üç göç bir yangın yerini tutar: Birkaç kez taşınmak

Üç kuruşluk eşeğin, beş paralık sıpası olur

Üç kuruşluk eşeğin, beş paralık sıpası olur: Değersiz bir kimsenin veya

Üçlenmemiş eken, olmamış biçer

Üçlenmemiş eken, olmamış biçer: Bir işin gerçekleşmesinin belirli koşullan vardır.

Ürümesini bilmeyen köpek sürüye kurt getirir

Ürümesini bilmeyen köpek sürüye kurt getirir: 1) Beceriksiz kişi, iyilik yapayım derken zarara yol açar

Ürüyen köpek ısırmaz

Ürüyen köpek ısırmaz: Bağırıp çağırarak çevresini korkutmaya

Üşüntü köpekler mandayı paralar

Üşüntü köpekler mandayı paralar: Tek bir köpek mandaya bir şey yapamaz.

Üveye etme özünde bulursun, geline etme kızında bulursun

Üveye etme özünde bulursun, geline etme kızında bulursun: Herkes ettiğini bulur. Üvey çocuğuna iyi davranmayan bir kimsenin

Üvey öz olmaz kemha bez olmaz

Üvey öz olmaz kemha bez olmaz: İpek kumaştan bez olmaz.

Üzümü ye de bağını sorma

Üzümü ye de bağını sorma: Yararlanılan şeyin nereden

Üzüm üzüme baka baka kararır

Üzüm üzüme baka baka kararır: Her zaman bir arada bulunan veya arkadaşlık

Vakit nakittir

Vakit nakittir: Dünyada zamandan daha değerli hiçbir şey yoktur.

Vakitsiz öten horozun başını keserler

Vakitsiz öten horozun başını keserler: Yapılacak bir açıklama veya uyarının

Vardığın yer körse gözünü kapa

Vardığın yer körse gözünü kapa: Gittiğimiz yerde eş, dost bulabilmek, yani yalnız

Var evi kerem evi, yok evi verem evi

Var evi kerem evi, yok evi verem evi: Varlıklı kişinin geleni gideni eksik olmaz

Varışına gelişim, tarhana aşına bulgur aşım

Varışına gelişim, tarhana aşına bulgur aşım: Sevgi ve saygı karşılıklı olur. Gidene gelinir, verene verilir

Varlığa güvenilmez

Varlığa güvenilmez

Varını veren utanmamış

Varını veren utanmamış: Muhtaç kişiye iyi niyetle, olanakları ölçüsünde

Varsa hünerin, her yerde vardır yerin

Varsa hünerin, her yerde vardır yerin: Elinden birçok iş gelen hünerli

Varsa pulun herkes kulun, yoksa pulun dardır yolun

Varsa pulun herkes kulun, yoksa pulun dardır yolun: Parası pulu olan, parasını vererek

Var varlatır yok söyletir

Var varlatır yok söyletir: Varlıklı kişi, parasını çalıştırarak varlığına varlık

Veren eli herkes öper

Veren eli herkes öper: Eli açık, yardımsever kimse

Veren eli kimse kesmez

Veren eli kimse kesmez: Yardımsever kimsenin iyilik

Veresiye şarap içen iki kez sarhoş olur

Veresiye şarap içen iki kez sarhoş olur: Veresiye alışveriş eden biri

Verirsen doyur, vurursan duyur

Verirsen doyur, vurursan duyur: Yapılan yardımın yeterli ölçüde, en azından karşı tarafın bir eksiğini giderecek düzeyde olması gerekir.

Vermeyince Mabut, ne yapsın Mahmut

Vermeyince Mabut, ne yapsın Mahmut: Başımıza gelen ve sahip olduğumuz her şeyin Allah’ın takdiriyle olduğuna inanılır.

Vücut kocar gönül kocamaz

Vücut kocar gönül kocamaz: Kişi yaşlandıkça gücü azalır, melekeleri zayıflar, gençliğinde yapabildiği pek çok şeyi yapamaz olur.

Verme malını veresiye, akar gider kara suya

Verme malını veresiye, akar gider kara suya: Veresiye satış yapan kişi, alacaklarını tahsil edemezse iflas eder.

Yabancı koyun kenarda yatar

Yabancı koyun kenarda yatar: İnsan, yabancısı olduğu

Yağına kıymayan çöreğini yoz yer

Yağına kıymayan çöreğini yoz yer: Yağsız çörek, yağlı çöreğe göre kuru ve tatsız tutsuz bir şey olur.

Yağmur yağsa kış değil mi? Kişi hâlini bilse hoş değil mi?

Yağmur yağsa kış değil mi? Kişi hâlini bilse hoş değil mi?

Yağ yiyen köpek tüyünden belli olur

Yağ yiyen köpek tüyünden belli olur: Yasa dışı iş yapan kişi, çalışmadığı

Yalancı kim? İşittiğini söyleyen

Yalancı kim? İşittiğini söyleyen: Doğruluğundan kesinlikle emin olmadığı halde

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar: Yalanın da yalancının da hükmü bir yere kadardır.

Yalnızlık Allah’a mahsustur

Yalnızlık Allah’a mahsustur: İnsan, maddi ve manevi ihtiyaçlarım

Yalnız öküz çifte koşulmaz

Yalnız öküz çifte koşulmaz: Tek öküzle çift sürülemeyeceği gibi

Yalnız taş duvar olmaz

Yalnız taş duvar olmaz: Bir tek taşla duvar örülemeyeceği gibi, birçok malzeme kullanılarak

Yaman komşu, yaman avrat, yaman at, birinden göç, birini boşa, birini sat

Yaman komşu, yaman avrat, yaman at, birinden göç, birini boşa, birini sat

Yanık yerin otu tez biter

Yanık yerin otu tez biter: Yaşanan acı olaylar insanın yüreğini dağlar

Yanlış hesap Bağdat’tan döner

Yanlış hesap Bağdat’tan döner: Yapılan herhangi bir işte ortaya çıkan

Yara sıcakken sarılır

Yara sıcakken sarılır: Acı paylaşıldıkça azalır. Acıyı paylaşmak için yapılacak ziyaret

Yarası olan gocunur

Yarası olan gocunur: Herhangi bir konuda yanlış yapmış kişi

Yarım elma, gönül alıma

Yarım elma, gönül alıma: Hediyenin değerinden çok, nasıl verildiği

Yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder

Yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder: Karşılaştığımız sorunlarla ilgili olarak, bililerine danışmak ya da birilerinden yardım almak

Yarınki kazdan bugünkü tavuk yeğdir

Yarınki kazdan bugünkü tavuk yeğdir: Küçük de olsa, elde bulunan

Yaşa yaşa, gör temaşa

Yaşa yaşa, gör temaşa

Yaşı at pazarında sorarlar

Yaşı at pazarında sorarlar: Yaşla ilgisi bulunan bazı işler dışında

Yaş kesen baş keser

Yaş kesen baş keser: Yaş ağaç kesmek, doğal çevreye ihanettir.

Yaş yetmiş iş bitmiş

Yaş yetmiş iş bitmiş: Yetmiş yaş, ortalama insan ömrünün üzerindedir.

Yatan aslandan gezen tilki yeğdir

Yatan aslandan gezen tilki yeğdir: Çalışan bir insan, beceriksiz

Yatanın yürüyene borcu vardır

Yatanın yürüyene borcu vardır: Her toplum, çalışkan insanların sayesinde yükselir.

Yavaş huylu atın çiftesi pek olur

Yavaş huylu atın çiftesi pek olur: Ağır başlı, uysal kişi

Yavaş tükürüğün sakala zararı var

Yavaş tükürüğün sakala zararı var: Hoşgörünün de tahammül etmenin de bir sınırı vardır.

Yavuz hırsız ev sahibini bastırır

Yavuz hırsız ev sahibini bastırır

Yaza çıkardık danayı, beğenmez oldu anayı

Yaza çıkardık danayı, beğenmez oldu anayı: Evlat, karşılık beklenmeksizin

Yazın gölge hoş, kışın çuval boş

Yazın gölge hoş, kışın çuval boş: 1) Yazın sıcağını bahane edip çalışmayan

Yel gibi gelen, sel gibi gider

Yel gibi gelen, sel gibi gider: Çalışıp çabalamadan kolayca

Yel kayadan ne koparır?

Yel kayadan ne koparır?

Yemeyenin malını yerler

Yemeyenin malını yerler

Yengece, “Niçin yan gidersin?” demişler; “Serde kabadaydık var.” demiş

Yengece, “Niçin yan gidersin?” demişler; “Serde kabadaydık var.” demiş

Yerin kulağı vardır

Yerin kulağı vardır: Gizli de yapılsa bir konuşma, beklenmedik

Yılan yumuşak diye el sunma

Yılan yumuşak diye el sunma: Hain haindir.

Yılanın başı küçükken ezilir

Yılanın başı küçükken ezilir: Büyüdüğünde ya da çoğaldığında

Yılan sokan uyumuş, aç kalan uyumamış

Yılan sokan uyumuş, aç kalan uyumamış: Dünyada, açlıktan daha

Yırtıcı kuşun ömrü az olur

Yırtıcı kuşun ömrü az olur: 1) Çok mücadele eden çok yorulur

Yiğit arkasından vurulmaz

Yiğit arkasından vurulmaz: Orada bulunmadığı için kendisi savunamayacak

Yiğit lakabıyla anılır

Yiğit lakabıyla anılır: Yiğit kişi, lakabını davranışları ve karıştığı olaylardaki

Yiğit meydanda belli olur

Yiğit meydanda belli olur: Yiğit kişi, gözünü budaktan, sözünü beyden paşadan esirgemez.

Yiğidin malı meydandadır

Yiğidin malı meydandadır: Yiğit kişi, gizli saklı bilmez. Her şeyi ortadadır.

Yiğit yarasına yiğit katlanır

Yiğit yarasına yiğit katlanır

Yiğit yiğide at bağışlar

Yiğit yiğide at bağışlar: Yiğit kişi için at çok önemlidir.

Yoksul ala ata binse, selam almaz

Yoksul ala ata binse, selam almaz: Kendini bilmez kişi, iyi bir ata binse

Yol bilen kervana katılmaz

Yol bilen kervana katılmaz: İşini iyi bilen bir kişi

Yol sormakla bulunur

Yol sormakla bulunur: Bir yere nasıl gidileceği, yolu sora sora bulunur.

Yolcu yolunda gerek

Yolcu yolunda gerek: Yola çıkacak kimsenin, erken davranıp

Yolu ile giden yorulmaz

Yolu ile giden yorulmaz: Her işin kendine göre bir usulü

Yol yürümekle, borç ödemekle biter

Yol yürümekle, borç ödemekle biter: Yürümedikçe yol, ödemedikçe de borç bitmez.

Yorgun eşeğin çüş canına minnet

Yorgun eşeğin çüş canına minnet: Yorulan kişi, dinlenmeye

Yularsız ata binilmez

Yularsız ata binilmez: Kumanda etmek zor olduğu için ata yularsız

Yumurtada lal bitmez

Yumurtada lal bitmez: Doğa yasalarına aykırı bir işin gerçekleşmesine

Yumurtadan çıkan yine yumurta çıkarır

Yumurtadan çıkan yine yumurta çıkarır: Bütün canlılar, kendi türlerinin devamını

Yurdun otlusundan kutlusu yeğdir

Yurdun otlusundan kutlusu yeğdir: Bağımsız bir ülkede özgürce yaşamak

Yumurtlayan tavuk bağırgan olur

Yumurtlayan tavuk bağırgan olur

Yuvayı yapan dişi kuştur

Yuvayı yapan dişi kuştur: Evin kadını anlayışlı

Yük altında eşek kalır

Yük altında eşek kalır

Yürük ata kamçı olmaz

Yürük ata kamçı olmaz: İyi yürüyen ata kamçı vurmaya gerek

Yüzü güzel olanın huyu da güzel olur

Yüzü güzel olanın huyu da güzel olur: İnsanın içinin dışına yansıdığı düşünülür.

Yüz yüzden utanır

Yüz yüzden utanır: Ortada halledilmesi gereken bir sorun olduğunda ilgili

Yürük ata paha olmaz

Yürük ata paha olmaz

Zahirenin ambarı sabanın ucundadır

Zahirenin ambarı sabanın ucundadır: Sürülmeyen tarla ekilmez. Ekilmeyen tarla ürün vermez.

Zahmetsiz rahmet olmaz

Zahmetsiz rahmet olmaz

Zaman sana uymazsa sen zamana uy

Zaman sana uymazsa sen zamana uy: Zamanla her şey değişir. Değişmeyen tek şey, değişimin hep devam edecek olmasıdır.

Zarardan korkan kâr etmez

Zarardan korkan kâr etmez: Ticarette kâr da edilir zarar da

Zararın neresinden dönülse kardır

Zararın neresinden dönülse kardır: Yapılan her işte kâr etmek mümkün değildir. Bazen olumsuz dış koşullar ve etkiler yüzünden bazen de başta

Zemheride kar (yağmur) yağmadan kan (zehir) yağması iyi

Zemheride kar (yağmur) yağmadan kan (zehir) yağması iyi

Zemheride sür de çalı ile sür

Zemheride sür de çalı ile sür

Zemheride yoğurt isteyen cebinde bir inek taşır

Zemheride yoğurt isteyen cebinde bir inek taşır: Kişi, başkasından

Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır

Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır

Zenginin horozu bile yumurtlar

Zenginin horozu bile yumurtlar: Zengin kişi

Zenginin malı züğürdün çenesini yorar

Zenginin malı züğürdün çenesini yorar: Birinin zenginliği üstüne

Zengin giyerse “sağlıcakla”, fakir giyerse “nereden buldu ki?” derler

Zengin giyerse “sağlıcakla”, fakir giyerse “nereden buldu ki?” derler: Zengin kişinin giydiği her yeni elbise

Zenginin basması ipekli görünür

Zenginin basması ipekli görünür

Zengin kesesini, züğürt dizini döver

Zengin kesesini, züğürt dizini döver: Zengin kişi, sahip olduğu servetle övünür.

Zeytin dededen, incir babadan kalmalı

Zeytin dededen, incir babadan kalmalı: Zeytin ağacının meyve vermesi, dikildikten

Zor oyunu bozar

Zor oyunu bozar: Başkasını oyuna getirmek, hile yaparak

Zora dağlar dayanmaz

Zora dağlar dayanmaz: İnsan zor mor demez, azmeder

Zorla güzellik olmaz

Zorla güzellik olmaz: Baskı ile yaptırılan hiçbir şeyden hayır gelmez.

Zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına

Zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına: Rastgele yapılan plansız programsız işlerde yöntem

Züğürtlük zadeliği bozar

Züğürtlük zadeliği bozar

Züğürt olup diişünmektense, uyuz olup kaşınmak yeğdik

Züğürt olup diişünmektense, uyuz olup kaşınmak yeğdik

Zor kapıdan girince kanun bacadan çıkar

Zor kapıdan girince kanun bacadan çıkar: Zorbalık Yasa dışı bir davranıştır.

Zorlunun hakkından Allah gelir

Zorlunun hakkından Allah gelir: Baskı yapabilecek konumdaki