Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Cemil Cem

  • Okunma : 335

(1882-1950). Çağdaş Türk karikatür sanatının ilk ustası sayılan Cemil Cem İstanbul’da doğdu. Daha küçük yaşlardayken yapmaya başladığı resimler aile ve yakın çevresindeki sanattan anlayan kişilerin dikkatini çekiyor, beğeniliyordu. Ortaöğrenimini İstanbul’da tamamladıktan sonra gene aynı kentte hukuk öğrenimi görmeye başladı. Bu sırada memur olarak hariciye nezaretine (dışişleri bakanlığı) girdi. 1903’te yükseköğrenimini tamamlayınca kendisine yurtdışında görev verilerek Fransa’ya gönderildi. Görevini Fransa’nın çeşitli kentlerinde, daha sonra Paris’te sürdürdü. Bu arada Paris’ te siyasal bilimler öğrenimi gördü. Resimle birlikte karikatürle de ilgilenen Cem karikatürün bir sanat olduğunu Paris’te anladı. Fransız karikatürcülerinin etkisiyle başladığı karikatürleri ilgi gördü ve mizah dergilerinde yayımlandı. Ama bu dönemde, dostları ve kendisi için çizen bir karikatür sanatçısı olarak kaldı. Bu arada Osmanlı Devleti’nde siyasal değişmeler oluyordu. 1908’de II. Meşrutiyet ilan edilmiş ve basın üzerindeki baskılarla birlikte II. Abdülhamid’in koyduğu karikatür yasağı da kalkmıştı. Cem, 1908’de yayımlanmaya başlayan ve Türkiye’nin ilk önemli mizah dergilerinden biri olan Kalem'e Avrupa’dan karikatürler göndermeye başladı. Cem’in çizdikleri o zamana kadar çizilenlerden farklıydı. Karikatürleri yalnızca çizgiye dayanmıyor altyazıya da önem veriyordu. Bu arada Türkiye’ye geldi ve tekrar görev alarak A vrupa’ya gitti. Cem ülkesindeki güncel siyasal gelişmeleri Avrupa’dan izleyemediğini düşünerek 1910’da görevini bırakıp İstanbul’a döndü. Aynı yıl ünlü mizah dergisi Cem'i çıkarmaya başladı. Artık tek uğraşı karikatür olmuştu. Derginin ilk sayısında “Biriki Söz” başlığı altında yazdığı önsözde, karikatürün hem söz sanatı olarak edebiyata, hem de çizgiye dayandığını; ince bir alay taşımadan ve becerili bir çizgi sergilemeden karikatür olamayacağını vurguluyordu. Gerçekten de, özellikle portre karikatürlerinde sanatının doruğuna ulaşıyordu. Devlet adamlarının portre karikatürlerinde kişiliklerinin ve dış görünüşlerinin en belirgin yanlarını ustaca yansıtıyordu. II. Balkan Savaşı sırasında cepheden yenilgi haberi gelmeye başlayınca Cem 1912’de dergiyi kapattı ve Avrupa’ya gitti. Kurtuluş Savaşı’nm başladığı yıllarda Avrupa’ daydı. Savaş sürerken yurda döndü ve İstanbul Sanayi-i Nefise Mektebi’nde (bugün Mimar Sinan Üniversitesi) müdürlük yaptı. 1927’de dergisi Cerrii yeniden yayımlamaya başladı. Vergilerin ağır olmasını eleştiren bir karikatürü nedeniyle yargılanıp bir yıllık hapis cezasına çarptırıldıysa da temyiz mahkemesi Cem’i akladı. Ama o dönemin bakanlarından Recep Peker’i konu alan bir karikatürü nedeniyle dergisi 1928’de kapatıldı ve karikatür yayımlaması yasaklandı. Bir süre İstanbul Belediye Şehir Meclisi üyeliği yaptıktan sonra evine çekilen Cem zamanını resim yapmaya ayırdı.

    Cem karikatürlerinde genellikle Türkiye’ nin siyasal yaşamını konu alır. II. Abdülhamid’in baskıcı yönetimi, İttihat ve Terakki döneminin yolsuzlukları ve içinde değişik görüşte kişileri barındıran muhalefetteki Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın tutum u, sözünü sakınmayan sanatçının eleştirilerinden kurtulamamıştır. Çizgilerindeki gerçekçilik ve ince mizah anlayışı daha sonra birçok karikatür sanatçısını etkilemiştir. Cem’in 1909’da yayımladığı adsız bir karikatür albümü vardır. Ayrıca Cem’le ilgili, karikatürlerini de içeren bazı inceleme ve araştırma kitapları yayımlanmıştır.