Demeter
Eski Yunan’da toprak ve bereket tanrıçasıydı. Ekinleri ve özellikle buğdayı simgeleyen bu tanrıça için Eleusis’teki ünlü tapınakta şenlikler düzenlenirdi.
Tanrıların tanrısı Zeus’un eşi olan Demeter’in Persephone adında çok sevdiği bir kızı vardı. Persephone bir gün çayırda çiçek toplarken, yeraltının karanlık tanrısı Hades kızı kaçırarak onunla evlendi. Demeter gece gündüz bütün yeryüzünü dolaşarak kızını ararken toprağın bereketi kalmadı, insanlar kıtlıkla karşı karşıya kaldılar. Demeter sonunda kızının başına gelenleri öğrenince Zeus’a başvurarak ondan Persephone’nin geri getirilmesini istedi. Zeus da, kızın ancak yeraltında hiçbir şey yememişse geri dönebileceğini söyledi. Oysa Persephone kendisine Hades’in sunduğu narı yemiş ve bu sevgi büyüsüyle yeraltı tanrısına bağlanmıştı. Bu yüzden, yılın altı ayını annesi Demeter’in yanında, ama geri kalan altı ayı sonsuza kadar her yıl yeraltında, Hades ile geçirmesi kararlaştırıldı. Persephone’nin yeraltında geçirdiği süre kışı, annesinin yanma döndüğü süre de çiçek açma ve meyve zamanını simgeler.
Öte yandan, efsaneye göre İÖ 496’da Roma’da kıtlık baş gösterince, Romalılar kutsal kitaplarına başvurarak Demeter’e tapmaları gerektiğini öğrendiler. Latince “topraktan bitmek” anlamına gelen bir kökten türemiş olan Ceres adını verdikleri bu tanrıça için eskiden Roma’da her yıl nisan ayında Cerealia adı verilen büyük bir şenlik düzenlenirdi.