Frida Kahlo
(1910-1954). MeksikalI ressam Frida Kahlo Meksiko’da Coyoacân’da dünyaya geldi. 15 yaşındayken geçirdiği bir trafik kazası yüzünden ömür boyu sakat kaldı. Yatağa bağımlı olduğu ilk gençlik yıllarında resim yapmaya başladı. Son resmini de bir ayağı kesildikten sonra tekerlekli sandalyesinde yaptı. Yaşamında hastalık bir gölge gibi hiç peşini bırakmadı.
İki kez evlendiği MeksikalI ressam Diego Rivera’nın Frida’nm yaşamında çok önemli bir yeri vardı. Yaptığı resimlerde kendi gerçeğini yansıtan sanatçı yaşadığı anı, özlemlerini, ölüme direnişini genellikle küçük boyda (40x50 cm) tuvallere işledi. Satmak amacıyla yapılmayan bu resimler bir anı defterinin sayfaları gibidir. Kendini gerçeküstücü bir sanatçı olarak tanımlamasa da, 1930’lardan sonra resimlerinde öne çıkan psikolojik içerik, simgesel nesneler ve imgeler onu gerçeküstücü ressamlara yakınlaştırır. Diego’ dan ayrıldığı sırada yaptığı biri sevilen, öbürü sevilmeyen İki Frida'nın yan yana yer aldığı resimde, kanayan yürekleri birleştiren ortak atar damar, çektiği acıyı simgeler. Ülkesi Meksika’nın topuklara kadar inen geleneksel giysileriyle ve özgün takılarla dolaşmaktan hoşlanan Frida, yaptığı resimlerde sakat bedenini ortopedik korse içinde gözler önüne sermekten çekinmez.
Işığı kullanmayı çok iyi bilen sanatçının resimleri, parlak renkleriyle bir mücevher gibidir. 1938’de bu resimleri gören Gerçeküstücülük Akımı'nın kurucusu Andre Breton, 1939’da ilk sergisinin açılmasına ön ayak oldu. 1953’te Meksika Çağdaş Sanat Galerisinde açılan son sergisine cankurtaranla getirilen Frida, galeriye yerleştirilmiş olan yatağından sergisinin açılışını izledi. Bu sergideki 200 kadar resmin çoğu kendi portresiydi. Frida Kahlo 44 yaşında doğduğu evde öldü. Bu ev bugün kendi adını taşıyan bir müzedir.