Gazi Osman Paşa
Gazi Osman Paşa (1833-1900), 19. yüzyılın en ünlü Osmanlı komutanlarındandır. Tokat’ta doğdu. Küçük yaşta İstanbul’a giderek askeri okullarda okudu. 1853’te Harbiye Mektebi’ni (bugün Kara Harp Okulu) bitirerek subay oldu. O yıl Osmanlı Devleti ile Rusya arasında Kırım Savaşı’nın çıkması üzerine Tuna Cephesi’ne gönderildi. 1856’da savaşın bitiminde İstanbul’a döndü ve 1858’de Erkân-ı Harbiye Mektebi’ni (bugün Kara Harp Akademisi) bitirerek kurmay oldu. Tesalya, Lübnan, Girit, İşkodra gibi yerlerde görev yaptı. 1868-71 yılları arasında bulunduğu Yemen’deki başarılarından ötürü paşalığa yükseldi. 1875’te Bosna-Hersek ayaklanmasının başlamasından sonra Vidin’deki tümenin komutanlığına getirilen Osman Paşa ertesi yıl Sırbistan’ın ayaklanmayı genişletmek amacıyla Osmanlı Devleti’ne karşı açtığı savaşta önemli başarılar kazandı ve rütbesi müşirliğe (mareşal) yükseltildi. Sırbistan’ın yenilgiye uğraması üzerine Rusya Nisan 1877’de Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etti. Savaş başladığında Vidin-Rahova bölgesi komutanı olan Osman Paşa’nın Ruslar’ı Tuna Irmağı’nın kuzeyinde karşılama yolundaki önerisi kabul edilmedi. Kısa bir süre sonra Ruslar Tuna’yı geçerek güneye doğru ilerleyince Osman Paşa Balkanlar’da önemli bir geçit noktasında bulunan Plevne’yi savunmakla görevlendirildi.
Osman Paşa hiçbir savunma tesisi bulunmayan Plevne’yi çepeçevre kazdırdığı siperler ve toprak tabyalarla güçlü bir direnme merkezi durumuna getirdi. O zamana kadar görülmemiş bu savunma düzeni Osman Paşa’ya askeri tarihte önemli bir yer kazandırdı. 60 bin kişilik Osmanlı ordusu zamanla sayıları 250 bine varan Rus-Rumen ordusuna karşı beş ay (Temmuz-Aralık 1877) başarılı bir savunma savaşı verdi. Girişilen üç büyük saldırıyı püskürten Osman Paşa da “Gazi” şanıyla ödüllendirildi. Ne var ki, Plevne’ nin kasım ayı başında bütünüyle kuşatılması üzerine hiçbir yardım alamayan Osman Paşa’nın 10 Aralık’ta giriştiği yarma hareketi başarısızlığa uğradı, kendisi de yaralandı. Teslim olmak zorunda kalan Osman Paşa’ya Rus Orduları Başkomutanı Grandük Nikola büyük saygı gösterdi. Savaş alanına kadar gelen Rus Çarı II. Aleksandr da Osman Paşa’nın askeri gelenek uyarınca sunduğu kılıcı geri verdi. Daha sonra Rusya’ya götürülen Osman Paşa’ya orada da savaş tutsağı olarak değil, bir konuk gibi davranıldı.
1878’de imzalanan Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşmasından sonra İstanbul’a dönen Osman Paşa sarayda hassa müşirliği ve mabeyn müşirliği gibi yüksek askeri görevlerde bulundu. 1878-91 yılları arasında aralıklarla dört kez seraskerlik (savaş bakanlığı) yaptı. Mabeyn müşiri iken İstanbul’da öldü.