Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

İbni Battuta

  • Okunma : 729

İbni Battuta, Arap gezgini (Tanca 1304-Fas 1369'dan sonra). Genç yaşta hacca gitmek bahanesiyle geziye çıkan İbni Battuta (asıl adı Şerafettin Ebu Abdullah Muhammet Bini Abdullah Bini Muhammet Bin İbrahim et-Tanci el-Levati'dir), Antakya çevresini, İran'ı, Kuzey Irak ile Mardin arasını dolaştı. 1329-1330 yıllarını Mekke'de geçirdikten sonra, Somali, Doğu Afrika kıyıları ve Zengibar'ı gezip, Arabistan'a.döndü. Yeniden yolculuğa çıkıp, Marmara, Güney Anadolu, Orta Anadolu, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu'yu dolaştı ve Sinop'tan gemiyle Kırım'a geçerek Özbek hanının yanına gitti. Özbekistan'ın başkenti Saray'ı, Harzem'i, Maveraünnehir, Horasan ve Afganistan'ı dolaşıp, Hindistan'da yedi yıl kalarak, çeşitli devlet görevlerinde bulundu; kadılık yaptı; Çin'e elçi olarak gönderildi. Endonezya'yı, Cava'yı gezdikten sonra Çin'e, oradan da Tanca'ya dönüp (1349), İspanya'ya geçti. Sonra Büyük Sahra'yı aşıp, Sudan ve Mali'yi dolaştıktan sonra Fas'a döndü ve Fas sultanı Ebu İnan'ın isteğiyle notlarını Muhammet Bin Cuzey'e yazdırdı.

Gerçek adı Tuhfet ün-Nazzar fi Garaib il-Emsal ve'l-Acaib il-Esfar (Garip Seferler ve Tuhaf Örneklerle Karşılaşanların Armağanı) olan, Rihle (Göç) adı da verilen yapıtı, daha çok İbni Battuta Seyahatnamesi adıyla bilinir. Kitap oluşturulurken, İbni Battuta gördüklerini anlatmış, Muhammet Bin Cuzey de yazmış, bazı bilgiler, öyküler ve dizelerle metni zenginleştirmiştir. Bazı bilgilerin öbür gezginlerin kitaplarından alınmış, bazılarınınsa yanlış olmasına karşın, yapıtta, Doğu Afrika, Nijerya, Sudan, Maldiv adaları, İndus, Sumatra'yla ilgili bilgiler çok değerlidir. Ayrıca, Asya'daki çeşitli valiler, emîrler, komutanlar, İlhanlılar, Luristan atabekleriyle ilgili geniş bilgi verilmiştir.

İbni Battuta'nın seyahatnamesi etnoloji, folklor, İslâm dünyası iktisadı, sanatı ve ulaştırma yolları konusunda önemli bilgiler veren bir kaynaktır. Yazılması 1355'te tamamlanan yapıtın özgün nüshası Paris'te Biblotheque Nationale'dedir. Birçok Batı dilinin yanı sıra, Damat Mehmet Şerif Paşa tarafından Türkçe'ye (1917-1919) çevrilmiştir.