Kadı Burhaneddin
(1345-1398), Orta Anadolu’da kendi adını taşıyan bir beylik kurmuştur. Divan şairi olarak da büyük ün kazanmıştır.
Kayseri kadısı Şemseddin Mehmed’in oğlu olan Kadı Burhaneddin babası gibi medrese öğrenimi gördü. Kahire, Şam ve Halep’te okudu. 1364’te Kayseri’ye dönünce Eretna Beyi Gıyaseddin Mehmed tarafından kentin kadılığına getirildi. Gıyaseddin M ehmed’in 1365’te ölümünden sonra başa geçen Alaeddin Ali döneminde Eretna Beyliği komşu devletlerin yoğun baskılarına ve saldırılarına uğradı. Kadı Burhaneddin bu dönemde Kayseri’yi Karamanoğulları’nın saldırısından korudu ve kent yönetiminde başarılı işler yaparak kendisini gösterdi. 1378’de vezirliğe getirildi. 1380’de Alaeddin Ali’nin ölümü üzerine baş gösteren karışıklıklardan yararlanarak karşıtlarını beylik merkezi Sivas’tan uzaklaştırdı. Önce saltanat naibi oldu. Bir süre sonra da Eretna Beyliği’ne son vererek 1381 ’de hükümdarlığını ilan etti.
Kadı Burhaneddin’in hükümdarlığı sürekli savaşmakla geçti. Komşu beyliklere karşı hayli başarılar kazandı. Doğudaki güçlü komşusu Akkoyunlular’la 1388’den sonra iyi ilişkiler kurdu. Kadı Burhaneddin 1389’da Osmanlılar’ın Rumeli’de fetihlerle uğraşmasından yararlanarak beyliğinin sınırlarını batıya doğru genişletmeye girişti. Bu yüzden OsmanlI Devleti’yle arası açıldı. 1392’de üzerine gönderilen Osmanlı ordusunu bozguna uğrattı. İki devlet arasındaki ilişkiler ancak 1394’te Timur’un Anadolu’ya gireceği haberlerinin yayılması üstüne düzeldi. Osmanlı Devleti, Memlûklar, Akkoyunlular ve Kadı Burhaneddin beliren Timur tehlikesine karşı birleşme kararı aldılar. Ama Timur’un Anadolu’ya girmeyip Kafkasya’ya yönelmesi üzerine birlik dağıldı.
Kadı Burhaneddin, Karamanoğullarinın eline geçen Kayseri’yi geri almak için 1396’da Akkoyunlular’la birlikte harekete geçti. Kentin alınmasından sonra bağışlayacağına ilişkin söz vermesine karşın Kayseri valisini öldürtünce Akkoyunlular’la arası açıldı. 1398’de Sivas yakınlarındaki savaşta Akkoyunlular’a yenilen Kadı Burhaneddin, Akkoyunlu H ükümdarı Kara Yülük Osman Bey tarafından öldürtüldü. Beyliği de kısa bir süre sonra Osmanlılar’ın eline geçti.
Kadı Burhaneddin iyi bir yönetici, bilgin ve şair bir kişi olarak tanınmıştı. Dinsel konulardaki Arapça kitapları yanında Türkçe, Arapça ve Farsça şiirler de yazmıştı. Azeri ağzıyla kaleme aldığı Türkçe şiirlerinden oluşan Divan'ı (1980) 14. yüzyıl Türkçe’sinin özelliklerini ayrıntılarıyla yansıtması bakımından önemli bir kaynaktır.