Karantina
Karantina, bulaşıcı bir hastalığın mikrobunu taşıma olasılığı bulunan kişilerin yasalar gereğince bir süre ayrı bir yerde tutulmasıdır. Bu süre, bir mikrobun insana bulaşması ile hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasına kadar olan kuluçka dönemine eşittir. Kulukça döneminde insanlar kendileri hasta olmadıkları halde taşıdıkları mikrobu kolayca başkalarına bulaştırabilirler.
Karantina, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engellemek için başvurulan çok eski bir yöntemdir. Özellikle deniz ticaretinin gelişmesinden sonra, bulaşıcı ve salgın hastalıkların görüldüğü ülkelerden gelen gemilerin bütün yolcuları ve mallarıyla birlikte karantinaya alınması tek çare olarak görülmüştü. O zamanlar karantina süresi 40 gündü. Nitekim bu uygulamanın adı da 40 anlamındaki İtalyanca quaranta sözcüğünden gelmedir.
Bulaşıcı hastalıklara karşı koruyucu aşıların geliştirilmesinden sonra karantina uygulaması eski önemini yitirdi. Günümüzde birçok ülkeye girişte, o kişinin bulaşıcı hastalıklara karşı aşılanmış olduğunu gösteren bir belge yeterlidir. Ama başka bir ülkeden gelen hayvanlar için bugün bile karantina uygulanır. Örneğin İngiltere’ye deniz ya da havayoluyla götürülen bütün köpekler kuduz virüsünü taşıma olasılığına karşı önlem olarak altı ay karantinada tutulur ve bu kurallara uymamak ağır bir suçtur.