Lev Nikolayeviç Tolstoy
(1828-1910). Dünyanın en ünlü romanlarından ikisi olan Savaş ve Barış (1865-69) ile Anna Karenina (1875-77), Rus yazar Lev Nikolayeviç Tolstoy'un yapıtlarıdır. Toprak sahibi soylu bir ailenin oğlu olan Tolstoy, romanlarında bu sınıftan kişilerin sorunlarına eğilirse de, aslında her sınıftan insana yer vermiştir. Tolstoy onların mutlulukları ve davranışları kadar duygularını, düşüncelerini, gereksinimlerini ve acılarını da dile getirmiştir. Savaş ve Barış'ta tarih de önemli bir yer tutar. Rusya’ yı istila eden Napolyon’un ordularına karşı girişilen savaş roman kişilerinin yaşamlarını etkiler.
Tolstoy 1828’de, ailesinin Yasnaya Polyana’daki malikânesinde doğdu. Üniversitede üç yıl okuduktan sonra, Yasnaya Polyana'ya dönerek topraklarını yönetmeye karar verdiyse de, bunda başarılı olamadı. Bir süre sonra gene Moskova’daki kaygısız yaşama döndü. Tolstoy yapıtlarında insanların mutlu yaşayabilmeleri, haklı ve doğru yolu bulabilmeleri için çözüm aramaya çalıştı.
20 yaşlarındayken öykü ve roman yazmaya başlayan yazar, 1862’de evlendikten sonra kır evine taşındı ve orada Savaş ve Barış ile Anna Kareninayı yazdı. Mutlu evliliğine ve yoğun yazarlık çalışmalarına karşın, Tolstoy bencilce bir yaşam sürmekte olduğunu düşünerek, şiddete başvurmamayı ve acılara katlanmayı öğütleyen Hz. İsa’nın öğretisine yöneldi. Tolstoy’a göre şiddet ve zorbalık kötü duygulardı. Ancak alçak gönüllülük, sevgi ve sevecenlik mutluluk getirebilirdi. Mala ve mülke sahip olmanın yanlışlığını da düşünmeye başladı. Yaşamının sonuna doğru kendisine büyük saygınlık, ün ve onur kazandıran yapıtlarıyla bu düşüncelerini yaymaya çalıştı. Ne var ki, en küçük kızı Aleksandra dışında bütün ailesi onun görüşlerine karşı çıktı ve evdeki son yılları mutsuz geçti. Sonunda, bir gece gizlice Aleksandra ile birlikte evden ayrıldı. Birkaç gün sonra da öldü.