Marmara Denizi
Marmara Denizi, Akdeniz’e bağlı bir içdenizdir. Tümüyle ülkemizin sınırları içinde yer alan Marmara Denizi, adını verdiği bölgenin orta kesimindedir. İstanbul Boğazı’yla Karadeniz’e açılan bu içdeniz, Çanakkale Boğazı yoluyla ilintili olduğu Ege Denizi aracılığıyla da Akdeniz’e bağlanır. Uzunluğu İzmit ile Gelibolu yakınındaki Çankaya Burnu arasında 278 km olan Marmara Denizi’nin
en geniş yeri Silivri ile Kurşunlu arasındadır ve 76 kilometredir. Doğu ve güneyde Anadolu, batı ve kuzeyde de Trakya kıyıları tarafından kuşatılan Marmara Denizi, 11.350 km2’lik bir alanı kaplar.
Fazla girintili çıkıntılı olmayan Trakya kıyısında iki lagün yer alır. Son jeolojik dönemde deniz baskınına uğrayarak sular altında kalan eski akarsu ağızlarının daha sonra kıyı kordonlarıyla kapanması sonucunda oluşan bu lagünler, Küçükçekmece ve Büyükçekmece gölleridir. Anadolu kıyıları ise oldukça girintili çıkıntılıdır. Başlıca çıkıntılar Samanlı Dağlarinın batıya doğru sokulduğu Bozburun ya da Armutlu Yarımadası ile Kapıdağ Yarımadası’dır. En belirgin girintiler ise bu yarımadalann iki tarafındaki İzmit ve Gemlik körfezleri ile Bandırma ve Erdek körfezleridir.
Anadolu kıyısı açığında genişleyen kıta sahanlığında birçok ada yer alır. Marmara Denizi’ndeki başlıca adalar Kızıl Adalar olarak da anılan Prens Adaları, İmralı Adası ve Marmara Adaları’dır. Bozburun’un batısında yer alan İmralı Adası’nda bir yarı açık cezaevi vardır. Üç büyük ve birçok küçük adadan oluşan Marmara Adaları, Kapıdağ Yarımadasinm batı ve kuzeybatısında yer alır. Bu takımadaların başlıcaları Marmara, Paşalimanı ve Avşa (Türkeli) adalarıdır. Bunların en büyüğü olan Marmara Adasının yüzölçümü 117 km2’dir. Eskiçağda Prokonnesos adıyla anılan bu adada çok eskiden beri işletilen mermer yatakları vardır. Bu ada ile takımadalar ve çevredeki denizin adı, Yunanca mermer anlamına gelen “marmaron” sözcüğünden kaynaklanır. Marmara Denizi ilkçağda Propontis adıyla anılıyordu.
Kıta sahanlığı geniş alanlar kaplayan deniz çanağında, derinliği 1.000 metreyi aşan üç çukur vardır. Bu çukurlar Marmara Bölgesi’nin doğu kesiminde doğal yapıyı önemli ölçüde belirleyen Adapazarı Ovası, Sapanca Gölü, İzmit Körfezi çöküntü alanı dizisinin batıdaki devamı niteliğindedir. Bunların ilki Prens Adaları’nın güneyinde, İkincisi Marmara Ereğlisi’nin güneyinde, üçüncüsü ise Ganos
Dağı’nın doğusunda yer alır. Bunların İkincisinde 1.258 metreye ulaşan çukurluk, Marmara Denizi’nin en derin yeridir.
Marmara Denizi jeolojik çağlarda, kuzeyindeki Ergene Havzası ile güneyindeki Manyas, Ulubat havzaları gibi bir göl alanıydı. Ortadaki bu alan son jeolojik dönemde kenarlarında oluşan kırıklar boyunca çökerek kuzey ve güneyde yer alan havzalardan daha çok çukurlaştı. Bu çukurlaşmaya yol açan ve günümüzde de etkinliğini sürdüren kırık çizgileri nedeniyle Marmara Bölgesi, ülkemizdeki en önemli deprem kuşaklarından birinin üstünde yer alır. Çukurlaştıktan sonra iki kez Akdeniz sularının baskınına uğrayan Marmara, bugünkü durumuna son jeolojik dönem sonlarında geldi. Buzulların erimesinden sonra denizlerin yükselmesi sonucunda Marmara’yı dolduran Akdeniz’in suları bugün İstanbul Boğazı diye adlandırılan yörede akarsuların açtığı vadiyi aşarak Karadeniz’e ulaştı. Eskiden Kapıdağ Yarımadasinın uzantısı olan Marmara Adaları da alçak kesimlerin sular altında kalmasıyla bu dönemde ortaya çıktı.
İstanbul ve Çanakkale boğazları aracılığıyla Karadeniz ile Ege Denizi arasında su alışverişi sağlayan Marmara Denizi’nin yüzey suları, Ege Denizi ve Akdeniz’e göre daha az, Karadeniz’e göre ise daha tuzludur. 15-20 metre derinlikteki yüzey katmanında binde 22 olan tuzluluk oranı, 30 metrede binde 37’ye, 150 metrede de, binde 38,5’e ulaşır. Marmara Denizi’nin yüzey sularında mevsimlik sıcaklık farkı 7°C ile 26°C arasında değişir. 300 metreden daha derindeki suların yaklaşık 14°C olan sıcaklığı her mevsim aynıdır.
Karadeniz ile Ege Denizi arasındaki düzey farkı nedeniyle Marmara Denizi’nde Ege’ye doğru bir yüzey akıntısı vardır. Ege Denizi’nin derindeki suları da ters bir dip akıntısıyla Karadeniz’e geçer.
Marmara Denizi gelgit olayından pek etkilenmez. Ama şiddetli rüzgârların yol açtığı fırtınaların birkaç gün sürmesi halinde Marmara Denizi kıyılarında bazı düzey değişiklikleri olduğu görülür. Şiddetli rüzgârın yüzeydeki suları itmesi nedeniyle uzun süren bir lodos fırtınası sırasında deniz düzeyi Bandırma kıyılarında alçalırken İstanbul kıyılarında yükselir. Poyraz fırtınalarının uzun sürmesi durumunda da bunun tersi gerçekledir. Daha çok kışın oluşan poyraz fırtınaları sırasında İstanbul kentinin iki yakası arasında ulaşımı sağlayan vapurların iskelelere yanaşmalarını ve yolcuların inip binmesini güçleştiren, deniz düzeyi alçalmasına yol açan bu olaya seş adı verilir.
Kıyılarında ilkçağdan günümüze kadar birçok yerleşim yeri kurulmuş olan Marmara Denizi, denizyolu ulaşımı açısından uluslararası çapta öneme sahiptir. Karadeniz’den gelen bol oksijenli sulara bölge kenarında Marmara’ya dökülen akarsuların taşıdığı plankton açısından zengin suların karışması, deniz canlılarının yaşamı için çok uygun bir ortam oluşturur. Ama özellikle kıyılarında yer alan kentlerin ve sanayi kuruluşlarının atıklarıyla son yıllarda yoğun biçimde kirlenen Marmara Denizi’ndeki canlı yaşamı sona erecek ölçüde çok ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Bunun bir nedeni de yurtdışına deniz ürünü satışını artırma amacıyla yapılan aşırı ve kurallara uygun olmayan avlanmadır. Eskiden çok miktarda karides ve yüzden fazla balık türünün yaşadığı bilinen Marmara Denizi’nde balık türlerinin son yıllarda çok azaldığı bildirilmektedir. İzmit Körfezi gibi kesimleri ölü bir denize dönüşen ve kıyısındaki kentlerin çöplüğü gibi kullanılan Marmara Denizi’ndeki yoğun kirlilik, turizmi de olumsuz yönde etkilemektedir. Oysa, doğal güzellikler açısından çok zengin olan Marmara Denizi kıyıları turizm açısından önem taşır. Kamu ve özel kesimce işletilen birçok otel, motel, tatil sitesi ile yazlıkların yer aldığı bu kıyıların bazı kesimleri kirlilik nedeniyle denize girilemez duruma gelmiştir. Marmara’nın Prens Adaları, Yalova, Çınarcık, Gemlik Körfezi, Mudanya, Bandırma, Erdek, Marmara Adaları kıyıları ile kuzey kıyıları yaz turizmi açısından özellikle İstanbullular için büyük önem taşır.