Mevlana
(1207-1273). Tasavvuf düşüncesinin Anadolu’daki öncülerinden olan Mevlana’nın asıl adı Muhammed Celaleddin’dir. Anadolu’ya geldikten sonra Celaleddin Rumi (Araplar’ın eski dönemlerde Anadolu’ya Roma ülkesi anlamında verdikleri ad), ünlendikten sonra da Mevlana (efendimiz) sanlarıyla anılmıştır.
Mevlana o zamanlar Harezmşahlar’ın yönetiminde bulunan Belh’te (bugün Afganistan’da) doğdu. Babası Bahaeddin Veled Sultanü’l-Ulema (bilginler sultanı) olarak anılan ünlü bir bilgin ve mutasavvıftı. Bahaeddin Veled 1218’de Moğol akınları yüzünden karışıklık içine düşen Belh’ten ayrılarak İran’a doğru yola çıktı. Bir süre çeşitli İran kentlerinde kaldı. Mekke’ye giderek hacı oldu.
Daha sonra Bağdat üzerinden Anadolu’ya geldi. Bir süre Karaman’da oturan Bahaeddin Veled 1228’de Konya’ya geçerek burada müderrisliğe başladı. Bu sırada Anadolu Selçuklularının tahtında I. Alaeddin Keykubad (1220-37) bulunuyor, başkent Konya da en parlak dönemini yaşıyordu.
1218-28 arasındaki 10 yıllık yolculuğunda hep babasının yanında bulunan Mevlana din ve tasavvuf alanındaki temel bilgileri ondan öğrendi. Bahaeddin Veled 1231’de ölünce müderrislik Mevlana’ya verildi. 1232’de Konya’ya gelen babasının eski öğrencilerinden Burhaneddin Muhakkik’in tasavvuftan, bu alanda ortaya yeni çıkan düşüncelerden, akımlardan söz etmesi Mevlana’yı etkiledi. Bu arada büyük tasavvuf düşünürü Muhyiddin Arabi’nin en yakın izleyicisi Sadreddin Konevi’den de çok şey öğrendi. Ama asıl 1244’te Konya’ya gelen İranlı mutasavvıf Şems-i Tebrizi ile tanışması Mevlana’yı bütünüyle tasavvufa yöneltti. Şems-i Tebrizi’nin 1247’de ortadan kaybolmasından sonra müderrisliği bırakan, içine kapanan Mevlana şiir yazmaya koyuldu. İlk büyük yapıtı olan altı ciltlik Divan-ı Kebir'i yazdı.
Bu arada 1243 Kösedağ Savaşı yenilgisinden sonra Anadolu Moğol istilasına uğramış, halk ekonomik yönden çöküntüye uğramış, inanç ve değerler düzeni de sarsılmıştı. İşte böyle bir ortamda tasavvuf düşüncesi etkili olmaya başladı. Hacı Bektaş Veli’nin, Yunus Emre’nin, Mevlana’nın düşünceleri giderek artan sayıda yandaş topladı. Mevlana’nın düşünceleri özellikle Selahaddin Zerkub (Kuyumcu) ve Ahi babası Hüsameddin Çelebi tarafından yayıldı. Mevlana, Hüsameddin Çelebi’nin isteği üzerine öğretisini ünlü yapıtı Mesnevi’de açıkladı. Yaklaşık 26 bin beyitten oluşan, alegori ve fıkraların da yer aldığı Mesnevi Anadolu’da gelişen tasavvuf düşüncesinin en görkemli yapıtlarından biridir. Mesnevi'yi bitirdikten kısa bir süre sonra Konya’da ölen Mevlana’nın sohbetleri yakın dostları tarafından Fih ma fih adıyla derlenmiş, mektupları ve rubaileri de sonradan bir araya getirilmiştir. Mevlana bütün yapıtlarını o dönemde Anadolu’da kültür dili olarak kullanılan Farsça yazmıştır. Düşünceleri oğlu Sultan Veled’in temelini attığı Mevlevilik tarikatı yoluyla yüzyıllar boyu canlı biçimde yaşamıştır.