Mihail Şolohov
(1905-1984). 1965’te Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan SSCB’li roman ve öykü yazan Mihail Şolohov, Toplumcu Gerçekçilik Akımı’nın önde gelen adlarından biridir.
Don Irmağı havzasında, küçük bir Kazak köyünde doğdu. 15 yaşında Kızıl Ordu’ya katılmak amacıyla okulu bırakarak Moskova’ya gitti. O yıllarda edebiyatla ilgilenmeye başladı. Çeşitli gazete ve dergilerde öyküleri ve röportajları yayımlandı. Dört yıl sonra köyüne döndü. 1932’de Sovyetler Birliği Komünist Partisi’ne (SBKP) girdi. II. Dünya Savaşı sırasında Pravda gazetesi adına cephede savaş muhabirliği yaptı.
17 yaşında yazmaya başlayan Şolohov, ilk öykülerini Don Hikâyeleri (1926) adlı kitabında topladı. 1925’te yazmaya başladığı ve başyapıtı sayılan Ve Durgun Akardı Don, 1928-40 yıllan arasında dört cilt olarak yayımlandı. Yazar bu yapıtında Don Irmağı kıyılarındaki Kazaklar’ın yaşamını, I. Dünya Savaşı öncesinden başlayarak Ekim Devrimi’ni, iç savaşı ve devrim sonrasını kapsayan geniş bir zaman dilimi içinde anlattı. Son derece güçlü bir gözlem yeteneği ve ayrıntı zenginliğiyle kişilerin derinlemesine incelendiği, Don Kazaklarının Bolşevikler’e karşı yürüttüğü bağımsızlık mücadelesini nesnel bir bakış açısıyla anlatan bu yapıt belgesel bir nitelik taşır. Roman kahramanının öyküsü aynı zamanda, tarihsel değişim sürecinde toplumdaki değişimleri kavrayamayan kişilerin trajik öyküsüdür. 1941’de yapıtı Stalin Ödülü’yle onurlandırılan yazar 1949’da SSCB Bilimler Akademisi üyeliğine, 1954’te Sovyet Yazarlar Birliği Prezidyumu’na, 1961’de de SBKP Merkez Komitesi üyeliğine seçildi. Tarımın kolektifleştirilmesi sürecini işlediği ikinci romanı Uyandırılmış Toprak'ı (1932-60) 28 yılda tamamlayabildi. Şolohov insanları savaşın vahşetinden ve acılarından korumak, uzak tutmak için, onlara sürekli savaşı anımsatmak gerektiğine inanıyordu. Savaş muhabirliği yaptığı dönemde karşılaştığı olaylardan esinlenerek yazmaya başladığı tamamlanmamış romanı Vatan İçin Döğüştüler (1942) ve İnsanın Yazgısı (1956) adlı yapıtlarında savaş temasını işledi. 1965’te tüm yapıtları, özellikle de Ve Durgun Akardı Don için Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü.
Yazarın dilimize de çevrilen öteki önemli yapıtları Alyoşka’nın Yüreği (1925) ve Mavi Bozkır'dır (1926).