Salvador Dali
(1904-1989), Gerçeküstücülük Akımının önde gelen temsilcilerinden İspanyol ressam Salvador Dali, Barselona yakınlarında bir köyde doğdu. 1921’de Madrid Güzel Sanatlar Okulu’na girdi. Ne var ki, alışılmamış davranışları, kimsenin giydiğine benzemeyen giysileri ve kuralları hiçe sayan resimleriyle okul çevresinde tepkiyle karşılandı. 1925’te sınavlarda başarı sağlayamayınca okuldan atıldı. Dali Madrid’de film yönetmeni Luis Bunuel ile birlikte Bir Endülüs Köpeği (Un Chien Andalou; 1928) adlı filmi yaptı.
Aynı yıl Paris’e giden Dali orada, Andre Breton’un başlattığı, Rene Magritte, Giorgio de Chirico, Yves Tanguy gibi ressamlarca da benimsenen Gerçeküstücülük Akımı’na katıldı. Dali kılı kırk yaran titiz bir ustaydı. Kullandığı fırça ve boyalarla resimlerine ipek gibi bir görünüm kazandırıyordu. Ona göre bunlar “elle yapılmış düş fotoğraflari’ydı. Ünü de kendi geliştirdiği bu özel üsluptan kaynaklanır.
Dali’nin tabloları düşlerden ve imgelemlerden doğan görüntülerle doludur. Bunlar gerçeküstü, içinde yaşadığımız dünyadan değişik bir dünya yaratır. New York Modern Sanat Müzesi’nde sergilenen Belleğin Israrı (1931) adlı tablosunda saatler sanki balmumundan yapılmış da erimiş gibi durur. Başka tablolarında da telefonlar, koltuk değnekleri, çekmeceler, kol ve bacaklar yumuşak, bükülebilir, kolayca biçimlendirilebilir bir görünümdedir.
Çalışmalarının çoğu izleyicileri şaşkınlığa düşürür. Londra’da, Tate Galerisi’nde bulunan bir tablosunda, sudaki yansımasına âşık olan efsane kahramanı Narkissos’u el biçiminde gösterir; bu tabloda, tıpkı sinema oyuncusu Mae West’in dudakları gibi bir koltuk ve almaçı ıstakoz biçiminde olan bir telefon yer alır.
Dali’nin en ünlü yapıtları Belleğin Israrı (1931; Modern Sanat Müzesi, New York), Mae West (1934-36; Sanat Enstitüsü, Chicago), Aydınlatılmış Hazlar (1929; Modern Sanat Müzesi, New York), Delfli Vermeer’in Bir Masa Olarak da Kullanılabilen Hayaleti (1934; Salvador Dali Müzesi; Cleveland), İç Savaş Sezgisi (1936; Sanat Müzesi Philadelphia), Yanan Zürafa (1936; Sanat Müzesi, Basel) ve Narkissos’un Değişimi'dir (1936-37;Tate Galerisi, Londra).
Dali çok yönlü bir sanatçıydı; resmin yanı sıra heykeller yaptı; şiirler, kitaplar yazdı. Ayrıca giysi, vitrin ve mücevher tasarımları, sahne dekorları hazırladı. Olağandışı ve şaşırtıcı kişiliğiyle ölünceye kadar kendinden söz ettirdi. 1936’da Londra’da düzenlenen Uluslararası Gerçeküstücülük Sergisi’nin açılışına dalgıç giysileriyle geldi. Dali 1965’te yayımlanan Journal d’un genie (1964; “Bir Dâhinin Günlüğü”) adlı yapıtında kendisini şu sözlerle tanımladı: “Bir deliyle benim aramdaki tek fark, benim deli olmayışımdır”