Soğurma
Soğurma, genellikle bir katının bir sıvıyı içine çekmesi ya da emmesi anlamında kullanılan bir terimdir. Sünger suyu, kurutma kâğıdı mürekkebi “soğurur” . Bilimde, “soğurma” sözcüğü bazı önemli süreçleri tanımlamak için kullanılır.
Güneş ışığı gibi sıradan bir beyaz ışık, gerçekte değişik renklerin ya da dalga boylannın bir karışımıdır. Cisimler üzerlerine düşen ışıktaki bazı renkleri soğurur, öteki renkleri ise yansıtır, bu nedenle de renkli görünür. Kırmızı bir yüzeyin bu renkte görünmesinin nedeni, üzerine düşen mavi ve yeşil ışığı soğurması ve yalnızca kırmızı ışığı yansıtmasıdır. Üzerine düşen bütün ışığı yansıtan yüzeyler beyaz, soğuranlar ise siyah görünür. Kırmızı bir yüzeye mavi ya da yeşil ışık altında bakılacak olursa, yansıtacağı kırmızı ışık bulunmadığından yüzey siyah görünür. Güneş ışığında, çıplak gözle görülemeyen, uzun dalga boylu kızılötesi ışınlar da vardır; bu ışınları soğuran bütün yüzeyler ısınır. Sıcak ülkelerde, Güneş’ten gelen ışınımı yansıtmak için çoğu kez beyaz elbise giyilir.
Konser salonlarındaki ya da hoparlörlerdeki istenmeyen yankıları önlemek için ses dalgalannı soğuran malzemelerden yararlanılır. Tıp biliminin önemli bir dalı olan radyografi, kemiklerin röntgen ışını da denen X ışınlarını belli ölçüde soğurmasına dayanır.
Hayvanlarda, sindirilmiş besinin bağırsak duvarlanndan kan damarlarına geçişini tanımlamak
için de soğurma terimi kullanılır. Bitkiler topraktan, hücre duvarları çok ince olan kök tüylerinin yardımıyla su ve mineral tuzlarını soğururlar.