Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Van Gölü

  • Okunma : 340
Van Gölü Resim

Van Gölü, Van ve Bitlis illerinde yaşayanlar tarafından “deniz” olarak da adlandırılır. Karşı kıyının her yerden kolayca görülmemesi nedeniyle kapladığı alanın çok geniş olması düşünülerek yöre halkı tarafından böyle anılan Van Gölü, ülkemizdeki en büyük doğal göldür.

    Biçimi üçgeni andıran göl sularının deniz düzeyinden yüksekliği 1.646 metredir. Yaklaşık olarak 3.700 km2’lik bir alan kaplayan ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Van Gölü’nün doğu yansı Van ilinin, batı yarısı da Bitlis ilinin sınırları içinde kalır. Uzunluğu 130 kilometreyi, genişliği de 80 kilometreyi bulan gölün Erciş ve Van kıyıları açığında derinlik en çok 50 metredir. Van Gölü’nün en derin yeri, batı kesiminde Adilcevaz ve Ahlat açıklanndaki çukurluktp 450 metre kadardır. Van Gölü’nde yer alan adalar daha sığ olan doğu kesimdedir. Göldeki en önemli kara parçalan Yaka, Çarpanak ve Akdamar (Ahtamar) adalandır. Göl kıyılanndaki başlıca girintiler ise Erciş Körfezi ile Van, Gevaş ve Tatvan koylarıdır.

    Van Gölü’nün oluşumuyla sönmüş bir yanardağ olan Nemrut Dağı’nın ortaya çıkışı arasında doğal bir bağlantı vardır. Eski jeolojik çağlarda Muş Ovası’yla Van Gölü sulannın kapladığı çukurluk kesintisiz bir çöküntü alanıydı. Sonraki jeolojik dönemde Süphan ve Nemrut yanardağlarından püsküren lavların yığılmasıyla oluşan doğal baraj bu geniş çöküntü alanını ikiye ayırdı. Eskiden bu çöküntünün tümü sularını dışa akıtırken, Nemrut Dağı’nın çıkardığı lavlarla önü tıkanan doğu kesimde sular birikmeye başladı ve bugünkü Van Gölü ortaya çıktı.

    İçindeki suyun hacmi yaklaşık 600 km3 olarak tahmin edilen göl, daha çok dağlardan inen ve fazla uzun olmayan akarsularla beslenir. Bunlardan başlıcalan Zilan Deresi, Bendimahi ve Marmit çayları ile Hoşap Suyu’dur. Van Gölü’nün su toplama alanının genişliği 12.000 km2’dir. Van Gölü’nde yıllık düzey değişikliği 50-60 cm kadardır. Göl sularının düzeyi dağlardaki karlar ve buzların erimesine bağlı olarak yazın yükselir, suların donduğu kışın ise biraz çekilir. Van Gölü’nün geçmişte büyük düzey değişiklikleri gösterdiği bilinmektedir. Bunlardan biri Erciş kentinde yaşanmıştır. 1841 ’de göl suları yükselip kıyıdaki Erciş’i basınca, kent 3 km kadar içeride bulunan bugünkü yerine taşındı.

    Dışa akışı olmadığından Van Gölü’nün sulan tuzludur. Göl suları binde 22 oranında tuz içerir. Bu tuzlu sularda yüksek miktarda soda bulunmasının nedeni, gölü besleyen akarsuların geçtiği volkanik araziyi oluşturan kayaçlarda sodyum bileşiklerine rastlanmasıdır. Bu bileşiklerin eriyerek akarsular tarafından taşınması ve buharlaşma sonucunda oluşan yoğunlaşma göl sulannın sodalı olmasına yol açar. Göle girip uzunca bir süre yüzenlerin saçlan boyanmış gibi sarılaşır. Doğal çamaşır suyu özellikleri gösteren göl sularından soda elde edilir. Kıyıdaki kırsal yerleşmelerde yaşayanlar çamaşırlarını Van Gölü’nde yıkar. Erciş Körfezi kıyısında oldukça sığ olan sulann yüzeyi bazı kışlar görülen şiddetli soğuklar sırasında donar. Yazın göl sularının sıcaklığı yüzeyde 21°C’yi bulur.

    Van Gölü kıyılarındaki akarsu ağızlarında suların tuzluluğu azalır. Bu kesimlerde göl sulannın koşullarına uyum sağlamış bir balık türü olan inci kefali yaşar. Av yasağı uygulandığı dönemlerde teknelerini kamyonlara yükleyen bazı Karadenizli balıkçılar inci kefali avlamak amacıyla Van Gölü kıyısına gelir. Göl kıyısında sazlıklarla kaplı birçok sulak alan vardır. Bu alanların bir bölümü akarsuların taşıdığı alüvyonların yığılmasıyla oluşan küçük deltalar, bir bölümü de küçük birer lagün olan tuzlu bataklıklardır. Sulak alanlarda oldukça canlı bir yabanıl yaşam göze çarpar. Bu alanlardan en önemlileri Bendimahi deltası ile Çelebibağ, Edremit, Van ve Horkum sazlıklarıdır. Bu delta ve sazlıklarda çok sayıda kuş yaşar ve kuluçkaya yatar. Kuluçkaya yattığı gözlenen başlıca kuş türleri bat ağan, karabatak, balıkçıl, kaz, angıt, ördek, çamurcun, dikkuyruk, delice, turna, uzunbacak, kızılbacak, sumru, yelve, suna, çaylak, akbaba, kerkenez ve bülbüldür. Koruma altına alınmamış durumdaki bu doğal yaşam alanları saz kesimi, sürü otlatma ve aşın avlanma gibi tehlikelerle karşı karşıyadır.

    Van Gölü’ndeki adalardan en önemlisi Akdamar Adası’dır. Bunun nedeni, Akdamar Kilisesi adıyla anılan eski bir dinsel yapının bu adada bulunmasıdır. 10. yüzyılın ilk yarısında yapılan kilisenin mimarı keşiş Manuel’dir. Akdamar Kilisesi yüzyıllar boyunca Van yöresinde yaşamış olan Ermeniler’in kültür ve sanat yapıtlarından başlıcasıdır. Dış duvarları ile iç mekânlarında bezeme ve heykel sanatının etkileyici örnekleri görülen bu çnemli ortaçağ mimarlık anıtı her yıl çok sayıda turist tarafından ziyaret edilir. Van Gölü çevresinde turistik açıdan önem taşıyan öteki yerler Van Kalesi, Ahlat’taki mezar taşlan, Gevaş’taki kümbetler ile Bendimahi Çağlayanı’dır.

    Gerek yolcu, gerek yük taşımacılığı açısından Urartular döneminden beri Van Gölü’nden yararlanıldığı bilinmektedir. Eskiden suyolu ulaşımında kullanılan yelkenli teknelerin yerini 19. yüzyılda küçük buharlı gemiler aldı. Göl kıyısındaki yerleşim yerleri arasında düzenli gemi işletmeciliği ilk kez işgal sırasında Ruslar tarafından başlatıldı. Cumhuriyetten sonra bu işletmenin etkinliği devlet eliyle sürdürüldü. Günümüzde Van Gölü İşletmesi adını almış olan bu işletme Türkiye Denizcilik İşletmeleri adlı bir kamu kuruluşu tarafından çalıştırılmaktadır. İşletme Van Gölü kıyılarındaki iskeleler arasında yolcu, yük, tren vagonu ve öteki taşıtların ulaşımını sağlar. Feribotla Tatvan’daki iskeleden Van’ın iskelesine yaklaşık 3,5 saatte ulaşılır. Gölde çalışan teknelerle gemilerin yapım ve onanmıyla uğraşan Tatvan’daki atölye de bir başka kamu kuruluşuna aittir. Ayrıca düzgün bir karayolu Van Gölü kıyısı ile kıyı yakınında yer alan kent ve kasabaları birbirine bağlar.

Van Gölü Resimleri