Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Venüs

  • Okunma : 354
Venüs Resim

Venüs, Güneş’in çevresinde dolanan dokuz büyük gezegenden, Güneş’e uzaklık bakımından ikinci sırada yer alanıdır. Halk arasında Akşam Yıldızı, Çoban Yıldızı ya da Çulpan adlarıyla da anılan Venüs, Güneş’in çevresinde, ondan ortalama 107,5 milyon km uzaklıkta daireye çok yakın bir yörünge üzerinde dolanır. Venüs büyüklük bakımından Dünya’ya çok benzer. 12.100 km dolayındaki çapı Dünya’nınkinin 0,95 katıdır. Dünya’nın yoğunluğu santimetre küp başına 5,52 gr, Venüs’ ünki ise santimetre küp başına 5,24 gramdır; Venüs’ün kütlesi bizim gezegenimizinkinin 0,82 katıdır. Boyutları ve belki de iç yapısı bakımından Dünya’ya çok benzeyen Venüs başka bakımlardan ondan çok farklıdır.

    Venüs bir iç gezegen'dir, yani Güneş çevresindeki yörüngesi Dünya’nın yörüngesinin içinde kalır; bu yüzden de bu gezegen bize Güneş’ten hemen önce doğan bir sabah yıldızı ya da hemen onun ardından batan bir akşam yıldızıymış gibi gözükür. Yeryüzünün bazı kesimlerinde Venüs gündoğumundan üç saat kadar önce doğar ya da günbatımından üç saat kadar sonra batar. Venüs geceleri gökyüzünde gözlemlenen, Ay’dan sonraki en parlak gökcismidir. Eski Yunanlılar Venüs’ü bir sabah yıldızı olarak kabul etmiş ve ona Phosphoros adını vermişlerdi; Venüs bir akşam yıldızı olarak da Hesperos adıyla bilinirdi. Venüs’ün inci parlaklığındaki ışıltısına hayran olan eski uygarlıklar, bu gökcismi ile Eski Yunanlılar’ın Afrodit ve Romalılar’ın Venüs adlı aşk ve güzellik tanrıçası arasında bağıntı kurmuşlardı.

    Venüs bir iç gezegen olduğundan, Dünya’dan bakıldığında birbirini izleyen değişik biçimlerde görülür; bu biçim değişiklikleri, Ay’ın evrelerine benzer. Bu durumu 17. yüzyılın başlarında İtalyan astronom Galileo keşfetti; bu buluş, eski yer merkezli evren görüşünün yanlış, Kopernik’in savunduğu günmerkezli evren (merkezinde Güneş bulunan ve gezegenlerin Güneş’in çevresinde dolandığı sistem) düşüncesinin ise daha doğru olduğunun inandırıcı bir kanıtı olarak kabul edildi. Bir başka 17. yüzyıl astronomu olan Hollandalı Christiaan Huygens, Venüs tekerinde sürekli olarak görülebilen herhangi bir işaretin bulunmadığına dikkati çekti ve gezegenin kalın bir atmosferle örtülü olabileceğini ileri sürdü. Bugün, Huygens’ın bu görüşünün doğru çıktığını biliyoruz.

    Venüs’ün yoğun atmosferi 20. yüzyıla kadar bu gezegenin yüzeyini görebilmemizi engelledi. Ama günümüzde spektroskopi ve radar gibi bilimsel tekniklerin kullanılmasıyla, Venüs’ü saran sırlardan bazıları çözülmüştür. Buna ek olarak, 1960’larda ve 1970’lerde SSCB’nin uzaya fırlattığı Venera ve ABD’nin fırlattığı Mariner ve Pioneer dizisi uzay sondaları Venüs’ü yakından incelemiş ve bize gezegenin yüzeyine ilişkin ilk ayrıntılı bilgileri iletmiştir.

    Ne var ki, Venüs’e ilişkin bilgiler, bu gezegenin görünümüne hayran olanları hayal kırıklığına uğratmıştır. Venüs, canlılar açısından Güneş sisteminin en düşman gezegenlerinden biridir. Yoğun atmosferinin yüzde 96’dan fazlası karbon dioksitten, yüzde 3,5’i azottan ve eser miktarda da su buharı, argon ve neondan oluşur. Atmosferin üstü tümüyle, derişik sülfürik asit bulutlarından oluşan bir katmanla kaplanmış durumdadır; bu katmanın altında ise yoğun kükürt dioksit gazı ile katı ve sıvı kükürt bulutları yer alır. Buradaki kimyasal tepkimeler şimşeklere ve başka elektrik çalkantılarına neden olur. Karbon dioksit “sera etkisi”yle güneş ısısını geri yansıtmayıp tutar. Bu nedenle Venüs’ün yüzeyinde sıcaklık yaklaşık 460°C’dir, yani bu gezegen cehennem gibi kaynayan bir yerdir.

    SSCB’nin “Venera 9” ve “Venera 10” uzay sondalarının 1975’te Dünya’ya gönderdiği görüntüler, Venüs’ün yüzeyinin, bazılarının çapı 254 milimetreden büyük, kenarlan keskin ya da yuvarlaklaşmış kayalarla ve taşlı çöllerle kaplı olduğunu ortaya koydu. Yeryüzündeki radyoteleskoplann ve ABD uzay aracı “Pioneer Venüs 2”nin (1978) aracılığıyla radar tekniklerinden yararlanılarak çıkarılan yüzey haritalan da, Venüs’te birbirinden kopuk, yüksek sıradağlann ve derin çanaklann bulunduğunu açığa çıkardı. Venüs’ün bilinen en yüksek dağı, 11.000 metre yüksekliğindeki Maxwell Dağı’dır. Venüs’ün yerçekimi Dünya’nınkinin onda dokuzu kadardır; ama yoğun ve zehirleyici atmosferinin yarattığı basınç bizim gezegenimizde deniz düzeyindeki geçerli olan normal hava basıncının 94 katından fazla olduğu için, insanların Venüs’te yaşaması olanaksızdır. Dahası, oradaki kayalann akkor hale gelecek kadar sıcak olabileceği gerçeğini de buna katmak gerekir; kısacası Venüs, bizim kafalarımızda canlandırdığımız cehennemin bir benzeri olarak düşünülebilir.

    Venüs’ün kendi çevresindeki dönme düzlemi ile Güneş çevresindeki dolanım düzlemi arasındaki açı (eksen eğikliği) yalnızca 3° kadar olduğu için bu gezegenin üzerinde Dünya ve Mars’taki gibi mevsim değişiklikleri olmaz. Venüs’ün Güneş çevresindeki dolanma süresi yaklaşık 225 gün, evre çevriminin tamamlanma süresi ise 584 gündür. Buna karşılık, kendi ekseni üzerindeki bir tam dönüşünü en az 243 günde tamamlar. Güneş sistemindeki öbür gezegenlerle karşılaştırıldığında dikkati çeken bir başka nokta da, Venüs’ün geriye doğru, yani doğudan batıya doğru dönüyor olmasıdır. Venüs’te bir “gün” ya da bir başka deyişle iki öğle arası, 118 Dünya günü sürer. Venüs’ün dönmesinde Dünya’nın oynadığı rol ilginçtir. Güneş sistemindeki bütün gezegenler içinde, Dünya’nın 42 milyon km kadar yakınına gelerek ona en çok yaklaşan Venüs’tür. Bunun tuhaf yanı, Venüs yörüngesi üzerinde ne zaman Dünya’ ya en yakın olduğu noktaya gelse, hep aynı yüzünün bize dönük olmasıdır. Belki de bu, bizim gezegenimizin Venüs üzerindeki kütleçekimi etkisinden kaynaklanmaktadır.

Venüs Resimleri