ALEV
Gazların ısı ve ışık verecek biçimde birleşmesi yanma denen kimyasal bir tepkimedir {bak. Yanma). Bu tepkimede yanan gazlar, alev denen sıcak ve parlak bir gaz kütlesine dönüşür. Bir gazocağında yanan bütan gazının, bir kalorifer brülöründe yanan doğal gazın, bir mumun ya da bir kömür ateşinin çıkardığı titrek mavi ve sarı diller birer alevdir. Bütün bu yanma olaylarında gazlann birleşmesiyle öylesine büyük bir ısı açığa çıkar ki gazlar akkor haline gelerek parlak bir ışık saçmaya başlar. Her alevde bir yanıcı gaz, bir de bu gazın tutuşmasını sağlayan yakıcı gaz vardır. Örneğin bir gaz brülörünün alevinde, doğal gazın temel bileşenleri olan hidrojen ve metan gazları yanıcı, havanın oksijeni ise yakıcı gazdır {bak. OKSİJEN). Mum alevinde de yanıcı olan parafin buharlan gene havanın oksijeniyle birleşerek akkor haline gelir. Ama bazen birleşen iki gazdan hangisinin yanıcı olduğunu ayırt etmek güçtür. Nitekim şekil l ’deki cam küreye alttan hava ve gaz gönderildiğinde gazla birleşen hava yanar; kürenin dışında ise borudan çıkarak havaya karışan gaz alevlenir.
Gaz brülörlerinde (şekil 2) küçük memelerden basınçla püskürtülen hava ve gaz karışımı çok sıcak bir alevle yanar. Alman kimyacı Robert Wilhelm Bunsen’in 1855’te bir laboratuvar aygıtı olarak geliştirdiği Bunsen beki bu püskürtme yönteminin ve bugünkü brülörlerin öncüsüdür. Şekil 3’te, bir Bunsen bekinde gaz ile havanın nasıl karıştığı görülüyor. Aslında bugün kullanılan gaz brülörleri, bir araya toplanmış çok sayıda Bunsen bekinden başka bir şey değildir. Bunsen bekinin alevinin ortasında mavi renkli bir bölge vardır; bu bölgede henüz yanmamış olan soğuk gaz ile hava bulunur. Bir tahta parçası birkaç saniye süreyle aleve tutulursa (şekil 4), odunun iki yanındaki küçük birer bölgenin kömürleştiği, buna karşılık alevin mavi bölgesine rastlayan kesimde hiçbir değişiklik olmadığı görülür. Bu da alevin merkezinin sıcak olmadığını gösterir. Bunsen bekinin hava deliği kapatıldığında ortadaki mavi bölge yok olur ve tümüyle parlak, sarı bir alev kalır (şekil 5). Çünkü, gazın tam olarak yanmasını sağlamaya yetecek kadar hava yalnızca alevin çevresinde vardır.
Mum alevinde de küçük renksiz bir bölge vardır. Fitile yakın olan bu bölge yanmamış parafin buharlarıdır. Alevin geri kalan bölümleri ise parafinin bileşimindeki karbon parçacıklarının yanmadan akkor sıcaklığına ulaşması nedeniyle sarıdır. Mum alevine tutulan düz bir cam parçası kısa sürede islenerek kararır; bu da alevin içinde bol miktarda karbon bulunduğunu gösterir. (Aynca bak. Karbon.)
B azı m ad d eler kızgın bir alevde buharlaştığı (gaz haline geçtiği) zam an alevi değişik bir renge boyar. Ö rneğin b ak ır bileşikleri yeşil, sodyum bileşikleri p arlak sarı, kalsiyum ve stronsiyum bileşikleri ise kırm ızı alev verir. P atlark en ren k ren k ışıklar saçan havai fişekler bu m addelerle yapılır (bak. HAVAİ FİŞEK). K im yada, özellikle “ nicel çözüm lem e” denen lab o ratu v ar yö n tem lerin d e alev testlerinin özel bir önem i vardır. (Aynca bak. KİMYA.)