Alfred Tennyson

• Okunma : 381

(1809-1892). İngiliz yazar Lord Alfred Tennyson Victoria döneminin en önemli şairidir. Duygu yüklü şiirleriyle büyük bir üne kavuşan Tennyson henüz 20 yaşındayken “Timbuctoo” adlı şiiriyle altın madalya kazandı. Çok sayıda hayranı vardı, ama çekingen bir kişiliğe sahip olan şair bu yüzden fırsat buldukça Surrey’deki evine sığınarak yalnız kalmayı yeğlerdi.

    Bir papazın 12 çocuğundan biri olan Alfred Tennyson, Lincolnshire’da doğdu. Okul yaşamı kısa sürdü. Edebiyata merakı çok küçükken başladı. Eğitimini babası üstlendi. Alexander Pope, Sir Walter Scott ve John Milton’ın üslubunda şiirler yazmaya başlayan Alfred, 12 yaşındayken 6.000 dizelik bir şiir kaleme almıştı.

    1828’de kardeşi Charles ile birlikte Cambridge Üniversitesi’ne girdi. Çevresinde zamanla kendisine “büyük bir şair ve ağabey” gözüyle bakan bir grup oluştu. Şiirleri yayımlanmaya başlamıştı. Ne var ki, en iyi arkadaşı Arthur Hallam'ın ani ölümü onu derinden sarstı. Onun anısına adadığı In Memoriam (1850; “Anısına”) adlı şiirini bu dönemde yazdı. Bu olaydan sonra birkaç yıl dünyadan elini eteğini çekerek yalnız bir yaşam süren Tennyson, 1842’ye kadar başka şiir yazmadıysa da, sonradan dönemin en önde gelen İngiliz şairi kabul edildi. 1850’de 10 yıldır nişanlı olduğu kızla evlendi. Aynı yıl Kraliçe Victoria ona “baş şair” sanı verdi. Bu tarihten sonra yaşamını kent dışında, önce Wight Adası'nda, ardından Surrey’de Haslemere yakınlarında geçirdi. Sık sık Avrupa’ya gitti. Kral Arthur’un sarayındaki şövalyeleri ve soylu kadınları konu alan The Idylls of the King (1859-85; “Kralın İdilleri”) gibi şiirler yazan Tennyson her şiiriyle daha da ün kazandı. Ününe karşın insanlardan uzak yaşamayı yeğleyen şaire 1884’te “lord” unvanı verildi. Tennyson 80 yaşını aşıncaya kadar yazmayı sürdürdü ve şiirin yanı sıra oyunlar da yazdı. 1892’de öldü ve Londra'daki Westminster Abbey’ye gömüldü.

    Özellikle şiirlerindeki betimlemelerin güzelliğiyle tanınan Tennyson’ın ünlü şiirleri arasında “Morte d'A rthur” (“Arthur’un Ölümü”), “The Lady of Shalott” (“Shalott Leydisi”), “The Lotos-Eaters” (“Hayal Aleminde Yaşayanlar"), “Ulysses” , “The Charge of the Light Brigade” ("Hafif Süvari Tugayı'nın Hücumu”) ve “Revenge” (“Öç”) sayılabilir.