Arnold Schönberg
(1874-1951). Avusturyalı besteci Arnold Franz Walter Schönberg bütünüyle yeni bir müzik besteleme yöntemi geliştirerek 20. yüzyıl müziğini köklü biçimde etkilemiştir. Geliştirdiği sistem, dizisel sistem ve 12 ton (ya da 12 nota) sistemi olarak bilinir. 12 notanın her birine eşit ağırlık tanıyan bu yönteme verilen bir başka ad da, Yunanca’dan türetilen dodekafonik sistemdir. Schönberg geliştirdiği bu yeni yöntemle geleneksel melodi ve armoni anlayışını köklü bir şekilde değiştirerek müzikte bir devrim yaratmıştır.
Viyana’da doğan Schönberg bir Yahudi ailesinin en büyük oğluydu. Sekiz yaşında keman çalmaya, dokuz yaşına basmadan keman için küçük parçalar bestelemeye başladı. Müzik kuramını ansiklopedilerden ve kitaplardan kendi kendine öğrendi. 20 yaşında Viyanalı orkestra şefi Alexander von Zemlinsky’den armoni, kontrpuan ve kompozisyon dersleri almaya başladı.
Bestecinin yapıtları genellikle üç döneme ayrılır. Tonal dönem, atonal dönem, 12 ton müziği dönemi.
Schönberg’in ilk yapıtları Brahms’ın ve Wagner’in etkilerini taşıyordu. Bu dönemdeki yapıtlarının en önemlisi, 1899’da bestelediği Aydınlanan Gece adlı yaylı çalgılar altılısıydı. Bunu, 1900’de başladığı ama 1913’e kadar seslendirilmeyen, koro ve orkestra için yazdığı Gurrelieder adlı şarkılar, Pelleas ve Melisande (1902-03) adlı senfonik şiir; Re Minör Birinci Yaylı Çalgılar Dörtlüsü (1904) ve Mi Majör Oda Senfonisi (1906) izledi.
Besteciliğin yanı sıra müzik öğretmenliği de yapan Schönberg, 1904’te Alban Berg ve Anton von Webern’e ders vermeye başladı. Schönberg ilk yapıtlarını Geç Romantik dönemin zengin tonal dilini kullanarak bestelemişti. Tonal sistemle artık daha ileri gidilemeyeceğini düşünen sanatçı, 1909’da tonaliteden bütünüyle yoksun olan (atonal) ilk bestesi Opus 11 Piyano İçin Üç Parça'yı yazdı.
Schönberg 1911’den 1915’e kadar Berlin’de çalıştı. I. Dünya Savaşı sırasında Viyana’ya döndüğünde askere alındı. 1917’de sağlık sorunları nedeniyle ordudan ayrıldı. Savaş yıllarında çok az beste yaptı. O dönemin başlıca atonal besteleri soprano ve orkestra için tek kişilik sahne oyunları Beklenti (1909), Uğurlu El (1913) ve Pierrot Lunaire (1912) ile 1917’de başlayıp bitiremediği Yakub’un Merdiveni Oratoryosu' dur.
Atonal dönem yapıtlarının yapısal bir temelden yoksun oluşundan kaygı duyan Schönberg, üçüncü dönem yapıtlarına damgasını vuran 12 ton tekniğini geliştirdi.
12 ton müziğinin ilk örneği olan Opus 25 Piyano Süiti’ni 1921’de yazdı. O tarihten sonra bu yöntemi tüm konçertolarında ve başyapıtı sayılan, bitiremediği Musa ve Harun operasında da kullandı.
Schönberg 1925’te Prusya Sanat Akademisi’nde öğretmenlik yapmak üzere Berlin’e döndü. Ne var ki, Nazizm’in yükseldiği bu dönemde Yahudi olduğu gerekçesiyle görevinden uzaklaştırıldı. 1933’te ABD’ye göç etti. Müzik çalışmalarının yanı sıra Los Angeles’te California Üniversitesi’nde ders verdi.
Schönberg o zamana kadar geçerliliğini koruyan geleneksel armoni, melodi ve tonalite kurallarının yetersizliğini görmüş ve geliştirdiği 12 ton sistemiyle yeni bir müzik dili oluşturmuştu. Ama, müzik anlayışı yaşadığı dönemde pek anlaşılamadığı için yapıtları oldukça sert eleştirilere uğradı.
Schönberg müzik dünyasına, besteleriyle olduğu kadar, başta 1911’de yazmış olduğu Harmonielehre (“Armoni Kuramı”) olmak üzere, müzik estetiği konusundaki kuramsal yapıtlarıyla da önemli katkılarda bulundu. Yazıldıkları dönemin müzik beğenisini zorlayan birçok yapıtını çoğu zaman makale ve mektuplarıyla savunmak durumunda kaldı.
12 ton tekniğini geniş biçimde uyguladığı üçüncü döneminde zaman zaman Yaylı Çalgılar Orkestrası İçin Süit (1934), Opus 40 Org İçin Bir Resitatif Üzerine Çeşitlemeler (1940) ve Opus 43 Bando İçin Tema ve Çeşitlemeler (1943) gibi tonal besteler de yaptı. Müzik dünyasında önemi ve büyüklüğü artık kabul edilmiş olan Schönberg’in yapıtlarına dinleyicilerin büyük çoğunluğunun hâlâ alışma sürecinde olduğu söylenebilir.