Barbaros Hayrettin Paşa
Barbaros Hayrettin Paşa, Türk denizcisi (Midilli 1467-İstanbul 1546). Sipahizade Yakup Ağa'nın oğlu olan Barbaros Hayrettin Paşa (asıl adı Hızır'dır), gemilerle ticaret yapıp, Rodos şövalyelerine tutsak düşen ağabeyi Baba Oruç'u kurtarmak için çaba harcadı. Selim l'in kardeşi Korkut'un yurt dışına kaçmasını engellemek için ticaret gemilerinin Türk limanlarına girip çıkmasını yasaklaması üstüne, ağabeyiyle birlikte Cerbe adasına yerleşip, Tunus sultanı Ebu Abdullah Muhammet V'e vergi ödemeyi kabul ederek Tunus limanı ağzındaki Halk el-Vad kalesinde barınma izni aldı. İki kardeş korsanlığa başlayıp, ünlü Türk reislerini çevrelerine toplayarak, Yavuz Sultan Selim'e armağanlar gönderdiler (1515); karşılığında donatılmış iki kadırga aldılar. Şerşel (Cecel) ve Cezayir'i ele geçirdiler (1516); Tlemsen'i geçici olarak işgal ettiler. Oruç Reis'in, Tlemsen'de, Araplar ve İspanyollarla yapılan savaşlar sırasında şehit düşmesinden sonra, Hızır Reis, Cezayir emiri olup, Yavuz Selim'e yeniden hediyeler göndererek Osmanlı devletinden yardım istedi (1519). Emirlik beratı, sancak, hilat, biraz asker ve araç gereç gönderilerek, Anadolu kıyılarından asker toplama izni verildiyse de, Cezayir Arapları arasında isyanlar başlayınca, kara savaşlarıyla uğraşmak istemeyip, Cezayir'i bırakarak, Şerşel'e çekildi (1524) ve 40 gemilik bir donanma oluşturarak, Avrupa kıyılarına dehşet saçmaya başladı. Çok geçmeden Kuzey Afrika'daki bazı kentleri de yönetimine alıp, Cezayirlilerin bir bölümünü yanına çekerek Cezayir'i yeniden denetimine aldı (1527). İspanyolların elindeki Adakale'yi (Penon) ele geçirip (1530), İspanya'da hıristiyan baskısı altında yaşayan 70 bin Endülüslü müslümanı Cezayir kıyılarına taşıdı. Andrea Doria'nın, OsmanlIlardan inebahtı, Koron, Balgabadra (Patras) kalelerini alması üstüne, Kanuni Sultan Süleyman tarafından İstanbul'a çağırılıp, Cezayir'in yönetimini evlatlığı Hasan Ağa'ya bırakarak, güçlü bir donanmayla yola çıktı ve Avrupa kıyılarını yağmalayarak Navarin'de Kaptanı Derya Kemankeş Ahmet Paşa'yla buluştu. İstanbul'a gelerek büyük bir törenle karşılandı (1533). Cezayir beylerbeyliği hilatı giydirilip, kaptanı deryalık verilmesinden sonra, Tunus'u ele geçirmek için yola çıkarak (1534), İtalya kıyılarını yağmaladıktan sonra Tunus kentini aldı. Tunus Beyi Hasan'ın Karl V'ten yardım istemesi üstüne kurulan Haçlı donanması Halk el-Vad adasını işgal edince, Tunusluların ihanetine uğradı ve büyük kayıplar vererek Cezayir'e çekilmek zorunda kaldı. Kısa süre sonra, 32 gemiyle Ispanyol kentlerini ve kalelerini yakıp yıkarak, İspanyolların Tunus'tan aldıkları müslüman tutsakları kurtardı. İstanbul'a dönüp, 1536'da yeni bir donanmayla Akdeniz'e açıldı ve Akdeniz'deki birçok adayı ele geçirdi ya da yakıp yıktı. Bunun üzerine Papalık, Venedik, Ceneviz, Malta, İspanya, Portekiz'in birleşerek oluşturdukları ve yeniden Andrea Doria'nın komutasına verdikleri donanmayı Preveze deniz savaşında bozguna uğratarak (Eylül 1538), Akdeniz'deki Osmanlı egemenliğini kesinleştirdi. İmparator Karl V'in yeni bir donanmayla Cezayir'e düzenlediği saldırıyı (1541) da püskürtüp, Kanuni'nin, Karl V'e karşı Fransa kralı François l'e yardım etmeye karar vermesi üstüne, 114 gemilik donanmasıyla Akdeniz'e açıldı (40 gemilik Cezayir donanması da ona katıldı). Messina, Reggio ve Gaeta'yı yakıp yıkarak, Roma'nın iskelesi Ostia'yı ele geçirdi ve Cenevizlilerin elinde tutsak bulunan Turgut Reis'i kurtardıktan sonra Marsilya'ya ulaştı (1543). Fransız donanmasıyla işbirliği yaparak Nice'i alıp (20 Ağustos 1543), Karl V'i, François I ile Crépy antlaşmasını imzalamak zorunda bıraktı. İstanbul'a dönüp (1544), iki yıl sonra öldü ve Beşiktaş'taki türbesine gömüldü.