Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Beyincik

  • Okunma : 364
Beyincik Resim

Beyincik, Beynin altında yer alan beyincik, kaslarımızın uyumlu biçimde hareket etmesinden ve vücudun dengesinden sorumludur. Özellikle hızlı ve karmaşık hareketler ile yürüme, yazma ya da dikiş dikme gibi öğrenilmiş hareketlerin yönetilmesinde beyin kabuğuna yardımcı olur.

Beyincik de asıl beyin gibi iki yarımküreden oluşur. Ama yüzeyi beyin kabuğu gibi iri kıvrımlarla değil, incecik kırışıklarla kaplıdır. Beyincikte de vücudun değişik bölümlerini denetleyen belirli alanlar vardır. Gözleri hareket ettiren kaslar da beyinciğin denetimi altındadır.

Beyincikte bilinçli algılama yetisi bulunmadığı için, beyinciğin yıkıma uğraması ya da kesilerek tümüyle çıkarılması duyularda ve zekâda herhangi bir bozukluğa yol açmaz. Ama ayakta durmak ve yürümek güçleşir; denge bozuklukları ve hareketlerde sarsaklık görülür.

Beyin Sapı

Beyin yarımkürelerini ve beyinciği omuriliğe bağlayan bölüme beyin sapı denir. Varol köprüsü ve soğanilik gibi iki temel bölümden oluşan beyin sapı, iç organlar ile beyin arasındaki bağlantıyı sağladığından beynin çok önemli bir bölümüdür. Refleks hareketlerin, kalp atımlarının ve solunum hızının denetiminden beyin sapı sorumludur. Hem beyinden baş ve boyun kaslarına (örneğin çiğnemeyi, yutkunmayı ve konuşmayı sağlayan kaslar), hem de görme, işitme ve koklama duyularından beyne giden kafatası sinirleri de beyin sapından geçer.

Bir yazıyı okurken gözlerimiz sözcüklerin üzerinde odaklanır ve beynimiz ne gördüğümüzü algılar. Göz kaslarımız sözcük sözcük, satır satır bütün sayfayı tarayacak biçimde gözlerimizi hareket ettirir. Daha önce gördüğümüz her sözcüğü tanırız ve belleğimiz o sözcüğün ne anlama geldiğini bize söyler. Sözcükleri tanıyan, beynin konuşma merkezidir. Sözcükleri yüksek sesle okuyacak olursak, konuşma merkezi her sözcüğün nasıl seslendirileceğini gırtlak ve dil kaslarımıza bildirir. Sözcükleri yazmak istediğimizde de beynimiz her harfi yazmak için el kaslarının nasıl kasılması gerektiğini söyler. Bütün bunlar biz farkına varmadan gerçekleşir; çünkü beyin bunları otomatik olarak yapmayı öğrenmiştir.

Hayvanlar da koşar, sıçrar ve yüzerken hareketlerini büyük bir ustalıkla denetleyebilirler. Ama bir tavşanın ya da köpeğin beyni insan beyninden oldukça farklıdır. Bu hayvanlarda da asıl beyin, beyincik ve soğanilik vardır; yalnız tavşanın beyin kabuğu hiç kıvrımsız, köpeğinki ise insanınkinden daha az kıvrımlıdır. Buna karşılık, tavşanlarda ve köpeklerde koku duyusu çok önemli olduğundan bu hayvanların beynindeki koku lopu insanınkinden daha fazla gelişmiştir.

Kişilik ve zekâyı yaratan düşünce ve duyguların merkezi olan beyin, aynı zamanda büyümeyi ve hücrelerdeki kimyasal tepkimelerden çoğunu düzenleyen hormonların yapımını da yönetir. Bu hormonların bir bölümü, beyin tabanına bir bezelye tanesi gibi asılı duran hipofiz bezince salgılanır ve gene beyin tabanındaki hipotalamus bölgesince denetlenir (bak. Hormonlar). Hipotalamus ayrıca kalp, akciğerler, bağırsak ve böbrek sinirlerini de yöneten önemli bir merkezdir.

Beyin Hastalıkları

Beyin çok karmaşık bir organdır; ama duyu sinirleri olmadığı için “ağrımaz”. Baş ağrısı dediğimiz ağrı duyumu genellikle beyin zarlarından, öbür dokulardan, kafatası damarlarından ya da baş, boyun ve yüz kaslarının fazla gerilmesinden ileri gelir. Örneğin genellikle başın yalnızca bir yanında duyulan ve çok şiddetli bir baş ağrısı olan migrenin kaynağı kafatası damarlarıdır. Beyni ve omuriliği saran zarların iltihaplanması demek olan menenjit de şiddetli baş ağrısı yapabilir (bak. MENENJİT).

Bütün öbür organlar gibi beynin yaşaması da kanın taşıdığı oksijene ve öbür besin maddelerine bağlıdır. Beyne giden kan akımı birkaç dakika için bile kesilse, beynin bazı bölümleri ölebilir. Bu durumda, o bölümün yönettiği duyu ve hareketler aksar ya da tümüyle durur. Buna felç denir. Beyin dokusunda doğuştan ya da sonradan olan herhangi bir bozukluk da vücudun bazı bölümlerinin hareket edememesiyle, yani felçle sonuçlanabilir (bak. Felç).

Beyin ile hareket ve duyu sinirleri arasındaki iletişim, nörondan nörona atlayan elektrik darbeleriyle gerçekleşir. Bu iletideki herhangi bir bozukluktan kaynaklanan başlıca hastalıklar sara ve Parkinson hastalığıdır. Sarada, nöronlar arasındaki sinir iletisi kesildiği anda hastada genellikle şiddetli kasılmalarla birlikte bilinç yitimi görülür (bak. Sara). İleri yaşlarda görülen Parkinson hastalığının nedeni ise, nöronlar arasındaki sinir iletisine yardımcı olan kimyasal maddelerden dopamin salgısının eksikliğidir. Bu hastaların başı ve elleri istemdışı olarak sürekli titrer; hastalık ilerledikçe yürümeleri ve konuşmaları da güçleşir.

Duygu ve düşünceler beyinde “banndığı” için, şizofreni ya da ağır ruhsal çöküntü (depresyon) gibi bazı ruh hastalıklarının nedeni beynin çok karmaşık olan kimyasal yapısına bağlanabilir. Ama beynin nasıl çalıştığı ve işlev bozukluklarının nasıl ortaya çıktığı bütün ayrıntılarıyla anlaşılıncaya kadar, bu konuda öne sürülen her görüş bir varsayım olarak kalacaktır.

Beyincik Resimleri