Salgı Bezi
Vücuttaki çeşitli işlevler için gerekli maddeleri üreten özelleşmiş dokulara salgı bezi denir. Başlıca iki tip salgı bezi vardır. Dış salgı bezleri, ürettikleri maddeleri özel kanallar aracılığıyla doğrudan bir organın iç boşluğuna ya da vücut yüzeyine boşaltır. Örneğin tükürük bezlerinin salgıladığı tükürük incecik kanallardan geçer ve çiğneme sırasında besinlerin yumuşayıp parçalanmasına yardımcı olmak üzere ağız boşluğuna akar. Midenin ve bağırsakların içini döşeyen zarın altında da çok küçük salgı bezleri bulunur; bunların görevi, besinlerin sindirilmesine yardımcı olan çok etkili sindirim salgılarını üretip mideye ya da bağırsaklara boşaltmaktır. Derialtı dokusundaki ter bezlerince üretilen ve vücut sıcaklığının düzenlenmesinde önemli rol oynayan ter, incecik kanallardan ve gözeneklerden geçerek deriden dışarı atılır. Burnun içini döşeyen zardaki salgı hücrelerinin ürettiği sümüksü salgı ise burundan giren toz parçacıklarını ve mikropları tutarak akciğerlere giden havanın temizlenmesini sağlar. Gözyaşı dediğimiz tuzlu sıvıyı salgılayan gözyaşı bezleri ile kadınlarda doğumdan sonra süt salgılamaya başlayan meme ya da süt bezleri de birer dış salgıbezidir.
İç salgı bezleri hormon denen kimyasal maddeleri üretir ve salgısını özel kanallar aracılığıyla belirli bir organa iletmek yerine doğrudan kana boşaltır. Kan dolaşımıyla bütün vücuda taşman hormonlar gerekli organ ya da dokularca kandan emilir ve her biri değişik organlarda değişik etkiler yaratır.
En önemli iç salgıbezleri tiroit, paratiroitler, timüs, epifiz, hipofiz, hipotalamus, böbreküstü bezleri, eşey bezleri (kadındaki yumurtalıklar ile erkekteki erbezleri) ve pankreastaki Langerhans adacıklarıdır.
Tiroit bezi boynun ön bölümünde, âdemelması denen gırtlak çıkıntısının hemen altında yer alır. Gırtlağın önünde bir kalkan gibi durduğu için bir adı da “kalkanbezi”dir. Kabaca bir H harfi oluşturan iki lopu (parçası) soluk borusunu iki yandan sarar. Bu bezin salgıladığı tiroit hormonları kemiklerinin gelişmesinde ve genel olarak vücudun büyümesinde çok önemli rol oynadığı gibi biyokimyasal tepkimelerin ve hücrelerdeki enerji tüketiminin hızını da denetler.
Paratiroitler tiroit bezinin hemen yanında, ikisi sağ, ikisi sol lopunun arka yüzüne yapışık dört küçük salgı bezidir. Bunların salgıladığı paratiroit hormonu vücuttaki, özellikle kemiklerdeki kalsiyum metabolizmasını düzenler. Başka bir deyişle, bu kimyasal maddenin kandan ne kadar emilip kemiklerde ne kadar kullanılacağını yönlendiren paratiroit bezleridir.
Timüs ya da timus denen iç salgı bezi göğüste, hemen hemen kalple aynı hizada bulunur. Yeni doğmuş bebeklerde ve çocuklarda timüs bezi çok büyüktür; ergenlik çağından sonra yavaş yavaş büzülüp küçülmeye başlar ve erişkinlerde neredeyse bir kalıntıya dönüşür. Bu yüzden yakın yıllara kadar bu bezin ergenlikteki cinsel gelişme ve büyümeyle ilişkili olduğu sanılıyordu. Oysa bugün timüsün lenf sisteminin bir parçası olduğu ve bağışıklıkta önemli rol oynayan lenfositlerin üretiminde görev aldığı biliniyor. Timüste üretilen bu lenfositlere (özelleşmiş akyuvarlara), salgıbezinin ilk harfiyle T lenfositleri denir. Timüsün dölüt evresinde hızla büyüyüp ergenlikten sonra küçülmesi öbür memelilerde de aynıdır. Bu yüzden, kasaplık hayvanların “uykuluk” adıyla bilinen timüsü dana ve kuzu gibi genç hayvanlardan alınır.
Epifiz bezi beyinde bulunur ve görünümü çam kozalağını andırdığı için “kozalaksı bez” adıyla da anılır. Ama, melatonin ve serotonin gibi bazı hormonları salgılayan bu bezin işlevi henüz yeterince aydınlatılamamıştır.
Gene kafatasının içine yerleşmiş bir başka salgı bezi de beynin tabanında bulunan hipofiz bezidir. İki bölüme ayrılan bu salgıbezinin ön lopundan büyüme hormonu ve üreme organlarını uyaran iki ayrı hormon salgılanır. Arka lop, hipotalamusun ürettiği iki hormonun depolanıp gerektiği zaman salgılandığı yerdir. Bu hormonlardan vazopresin hem atardamarları daraltarak kan basıncını yükseltir, hem de böbrekleri uyararak ne kadar idrar yapmaları gerektiğini bildirir. Ositosin denen öbür hormonun görevi ise özellikle doğum sırasında dölyatağının kasılmasını sağlayarak doğumu kolaylaştırmak ve doğumdan sonra meme bezlerini uyararak süt salgısını başlatmaktır.
Hipotalamus, beyin tabanının hemen hipofizin üstünde kalan bölgesidir ve hipofizin çalışmasını denetleyen çeşitli hormonlar üretir. Sıkı bir işbirliği içinde olan bu iki salgıbezi bir anlamda vücudun orkestra şefi sayılır. Sinir sistemi ile iç salgı sistemi (hormonlar) arasında doğrudan bağlantı kuran ve vücuttaki birçok önemli sürecin eşgüdümünü üstlenerek uyum içinde yürümesini sağlayan bu bezlerdir.
Böbreküstü bezleri, adından da anlaşıldığı gibi, böbreklerin hemen üstünde yer alır. Birer şapka gibi her iki böbreğin tepesini örten bu iki bezin kabuk ve öz bölgesinden iki ayrı hormon salgılanır. İçteki öz bölgesinde üretilen adrenalin hormonunun salgılanması, sinir sisteminin istençdışı (insanının isteği ve iradesi dışında) çalışan bölümünce denetlenir. Beklenmedik olaylara ya da korku ve heyecan gibi tedirgin edici duygulara tepki olarak salgılanan adrenalinin etkisiyle kan basıncı ve kandaki şeker miktarı hızla artar. Böbreküstü bezlerinin kabuk bölgesinden salgılanan aldosteron hormonu ise vücuttaki tuz metabolizmasını düzenler.
Eşey bezleri doğrudan cinsellik ve eşeyle ilgili salgıbezleridir. Kadınlardaki eşey bezlerine yumurtalık, erkeklerdekine erbezi ya da testis denir. Kadınlarda ve erkeklerde birer çift eşey bezi bulunur. Bir bebeğin dünyaya gelmesi, erkeğin ve kadının eşey bezlerince üretilen üreme hücrelerinin birleşmesiyle olur. Eşey bezleri, insanda ve hayvanlarda soyun sürmesini sağlayan bu üreme hücrelerinin yapımından başka, kadın ile erkek arasındaki temel farklılıklara yol açan ikincil eşeysel özellikleri belirleyen hormonları da salgılar.
Pankreas denen salgıbezi midenin arkasında, onikiparmakbağırsağına yapışık durumdadır. Salgıladığı bazı sindirim enzimlerini onikiparmak bağırsağına, Langerhans adacıkları denen bölgesinde üretilen ve eksikliği şeker hastalığına yol açan ensülin hormonunu ise doğrudan kana boşaltır. Bu nedenle pankreas hem iç, hem dış salgıbezidir. Bu iki tip salgı üretimine karaciğerde, böbreklerde ve eşey bezlerinde de rastlanır.
Özellikle boyunda, koltuk altlarında ve kasıklarda toplanmış olan lenf düğümlerine günlük kullanımda çoğu kez “lenf bezi” denirse de bunlar gerçek bir salgıbezi değil, bağışıklık sisteminin bir parçasıdır.
Salgı Bezi Hastalıkları
Bazen tiroit bezi şişerek büyür ve gereğinden fazla tiroksin hormonu salgılamaya başlar. Bu durumda çoğu zaman boyunda guatr denen bir şişkinlik belirir; hasta zayıflar, sinirlilik belirtileri gösterir ve gözleri yuvalarından dışarı fırlayarak bu hastalığa özgü bir görünüm alır. Tiroksin hormonunun normalden az salgılanması ise çocuklarda fiziksel ve zihinsel geriliğe yol açar. Bu salgı yetmezliğine erkenden tanı konulabilirse, çocuklara ağızdan tiroksin tabletleri verilerek durumun daha ağırlaşması önlenebilir.
Bazı insanlarda, böbreküstü bezlerinin kabuk bölgesinde üretilen ve vücudun strese karşı tepkilerini yöneten steroit hormonları, özellikle kortizon aşırı miktarda salgılanır. Bu hormonun etkisiyle kaslar incelip güçsüzleşir, deride parça parça lekeler belirir ve insanın yüzü şişmanlayıp genişleyerek “aydede suratı” denen tipik bir görünüm alır. Cushing sendromu ya da hastalığı denen bu belirtiler, başka hastalıkları tedavi amacıyla çok fazla kortizonlu ilaç kullanıldığında da ortaya çıkabilir.