Çekirge
Sıcak yaz günlerinde hiç durmadan öten, ürkütüldüğünde uzun arka bacakları üzerinde yaylanarak birdenbire sıçrayan çekirgeler kırların ve çayırların en alışılmış konuklarıdır. Ama renkleri genellikle yeşil ya da kahverengi olduğu için bu böcekler otların arasında kolay kolay seçilemez; yalnızca gün boyu süren “şarkıları” duyulur.
Aslında bu vızıltılı sesi çıkarmak hemen hemen yalnızca erkek çekirgelere özgüdür. Erkek çekirgeler arka bacaklarındaki diş gibi çıkıntıları sert ve derimsi ön kanatlarına sürterek çıkardıkları bu sesle genellikle dişileri çiftleşmeye çağırırlar. Çekirgeler olağanüstü sıçrama yeteneklerinin yanı sıra otların arasında yürüyebilir, hatta türlerin çoğu kıtaları aşacak kadar uzun mesafelere uçabilir. Yakın akrabaları olan cırcırböcekleri etçil olduğu, yani böceklerle beslendiği halde çekirgeler yalnızca bitki yiyen otçul böceklerdir.
Sonbahar gelince dişi çekirgeler uzun ve esnek olan karın bölütlerindeki yumurta borusunu toprağa sokarak yumurtalarını yerdeki bir deliğe bırakırlar. Bazı türlerin dişisi yumurtaların sudan zarar görmemesi ve başka böceklere yem olmaması için, yumurta topaklarının üstünü zamk gibi yapışkan bir maddeyle kaplar. Kışı toprağın altında geçirerek ertesi ilkbaharda yumurtadan çıkan ve kanatsız olmaları dışında ana babalarının küçük birer kopyası olan larvalar yaz sonunda erişkin duruma gelir. Erişkinlerin uzunluğu bazı tropik türlerde 11 santimetreyi aşar.
Böceklerin düzkanatlılar (Orthoptera) takımından olan çekirgeler, başlarındaki duyargalarının uzunluğuna ve başka bazı özelliklerine dayanarak iki ayrı familyada toplanır: Acrididae familyasını oluşturan kısa duyargalı çekirgeler ve Tettigoniidae familyasından uzun duyargalı çekirgeler.
Kısa duyargalı çekirgelere kır çekirgesi ya da tarla çekirgesi denir. Gerçekten de bu gruptaki çekirgeler daha çok yarı kurak bölgelerdeki kırlarda yaşar ve içlerinden bazıları çok kalabalık sürüler halinde göç, ederek tarlaları yağmalar. Kır çekirgeleri arasında göç etmeyen ve zararlı olmayan türler de vardır. Ama milyonlarcası bir araya toplanarak bir bulut halinde göç eden ve geçtikleri yerlerde bütün ekili alanları yağmalayan bazı göçmen çekirgeler çiftçilerin en korkulu rüyasıdır. Bu zararlı türlerin en tanınmışlarından biri Afrika’dan Hindistan’a kadar uzanan kurak bölgelerde dağılmış olan çöl çekirgesi (Schistocerca gregaria), öbürü de Afrika’dan bütün Asya, Avustralya ve Yeni Zelanda’ya kadar geniş bir dağılım gösteren Afrika göçmen çekirgesidir (Locusta migratoria). Sudan çekirgesi olarak da bilinen çöl çekirgesi sürüleri zaman zaman Türkiye’ye de gelerek yalnız tahılları değil bütün bitki örtüsünü yok edecek kadar zarar verir.
Göçmen çekirgelerin yaşam çevriminde yalnız ve toplu olarak yaşadıkları iki ayrı evre gözlenir. Yalnız yaşama evresindeki bir nemf, yani henüz kanatları çıkmamış olan çekirge yavrusu yaşadığı ortam a uyum sağlamak için renk değiştirebilir, çok yavaş hareket eder ve türdeşleriyle bir araya toplanmaz. Toplu yaşama dönemindeki nemfler ise kara, turuncu ve sarı renkleriyle kolayca ayırt edilebilir. Üstelik bu evredeki bir nemf çevreye göre renk değiştiremez, çok hareketlidir ve kalabalık topluluklar halinde yaşamayı seçer. Toplu yaşama evresindeki nemfler olgunlaşıp erişkin çekirgelere dönüştüğünde hızla üreyip çoğalmaya başlar. Sonunda, bulundukları ortamdaki besin kaynakları giderek kalabalıklaşan bu topluluğa yetmez olur. Böylece bütün çekirgeler kalabalık sürüler halinde uçarak kendilerine yeni bir yaşam alanı ve yeni besin kaynakları bulmak üzere göç etm ek zorunda kalır. Günlerce yol alarak çok uzak yerlere kadar ulaşan çekirge sürüsü konakladığı yerlerdeki bütün yeşil bitkileri yiyip bitirdikten sonra yeniden göç eder. Bu yüzden çekirgeler en büyük tarım zararlılarından biridir. Bu zararları azaltmak için sürülerin bıraktığı yumurtaları ve nemfleri yok etm ek, sürülere uçakla ilaç sıkmak gibi önlemler almaktan başka çare yoktur.
Uzun duyargalı çekirgeler genellikle yeşil renklidir ve daha çok çayırlarda, ağaçlık yerlerde yaşamayı seçerler. Bu yüzden bu familyanın üyelerine yeşil çekirge ya da çayır çekirgesi denir. Bu gruptaki türlerden bazıları yalnız bitki değil, ara sıra böcekleri de yerler. Damarlı ve yeşil kanatları yaprağı andırdığı için çayır çekirgeleri bitkilerin arasında kolayca gizlenebilir. Bu çekirgelerin işitme organları ön bacaklarındadır; oysa kır çekirgeleri karınlarının iki yanında bulunan ve kulak zarını andıran oval biçimli iki zarla sesleri algılarlar.
Çekirgeler bazı ülkelerde sevilen bir yiyecektir. Ayrıca kuşların, kurbağaların ve yılanların da bu böcekleri yemesi, çekirgelerin aşırı çoğalmasını bir ölçüde engeller.
Değnekçekirgesi adıyla bilinen böceklerin bu adla anılmaları dışında gerçek çekirgelerle hiçbir yakınlığı yoktur; bunlar ayrı bir takım dandır. Ayrıca, çekirgeye benzedikleri için bazı uzmanlarca aynı takımda sınıflandırılan peygamberdeveleri de aslında çekirgelerle değil hamamböcekleriyle akrabadır.