Cezayir
Cezayir, Afrika’nın kuzeydoğusunda, Akdeniz kıyısında kurulmuş bağımsız bir cumhuriyettir. Doğusunda Tunus ve Libya, güneydoğusunda Nijer, güneybatısında Mali ve Moritanya, kuzeybatısında Fas yer alır. Batı Sahra ile batıda dar bir sınırı vardır. Az sayıda doğal limanı olan Cezayir’in Akdeniz kıyılarındaki toprakları verimlidir. Hemen bu toprakların arkasında Atlas Dağları’nın bir kolu olan Tel Atlasları uzanır. Daha iç bölgelerde ise, göller ve bataklıklarla birbirinden ayrılan yüksek ovalar bulunur. Güneye doğru gittikçe Atlas Dağları’nın bir başka kolu olan Sahra Atlasları, Sahra Çölü’nün kuzey sınırını çizer. Cezayir topraklarının üçte ikisini Sahra Çölü kaplar. Güneydeki bu geniş çorak bölge, 1956’da büyük petrol yatakları bulununcaya kadar boş ve değersizdi. Gelişen petrol ve doğal gaz sanayisi Sahra’yla birlikte tüm ülkeyi büyük ölçüde değiştirdi.
Cezayir’de taşımacılığa ve ulaşıma elverişli olmayan akarsulardan, daha çok sulamada yararlanılır. Şelif Irmağı ülkenin öbür ırmakları gibi yüksek ovalardan doğar ve Tel Atlasları arasından geçerek denize ulaşır. Cezayir genelde kurak bir ülkedir. Akdeniz’ in nemli rüzgârlarına açık olan kıyı şeridi yağmur alır. Sağanakların günlerce sürdüğü yağmur mevsimi dışında sıcak ve yağışsızdır. Tropik iklimin görüldüğü güney bölgesinde yaz ayları çok sıcak geçer. Tel Atlasları’nda yaprak dökmeyen, kalın kabuklu meşe ağaçlarından oluşan güzel ormanlar vardır. Bir çöl bitkisi olan alfa ve başka ot türleriyle kaplı yüksek ovalarda sürüler otlatılır.
CEZAYİR'E İLİŞKİN BİLGİLER
YÜZÖLÇÜMÜ: 2.381.741 km2.
NÜFUS: 23.849.000 (1988).
BAŞKENT: Cezayir.
YÖNETİM BİÇİMİ: Cumhuriyet.
DOĞAL YAPI: Verimli kıyı bölgesini çevreleyen yüksek
dağlar, ormanlar, boş alanlar ve çöller.
BAŞLICA ÜRÜNLER: Buğday, arpa, tütün, şarap, mey-
ve, şişemantarı, demir, çinko, kurşun filizi, apatit
taşı, çimento, pik, doğal gaz ve petrol.
BAŞLICA KENTLER: Cezayir, Oran, Konstantin, Annaba,
Sidi-bel-Abbes, Telemsen, Skikda.
EĞİTİM : 6-14 yaş arası çocukların yüzde 60'ı okula
gitmektedir.
Cezayir’de panter, çakal, sırtlan, yabandomuzu gibi yabanıl hayvanlar ile çeşitli ceylan türleri bulunur. Sahra Çölü’nde boynuzlu engerek yılanları ve akrepler oldukça boldur.
Nüfusun yüzde 80’ini Araplar oluşturur. En büyük azınlık olan Berberiler Cezayir’in en eski halkıdır. Gerek Araplar, gerek Berberiler Müslüman’dır. Nüfusun küçük bir bölümünü de Fransızlar, İspanyollar ve İtalyanlar oluşturur. En yoğun yerleşim kıyı düzlüklerinde ve Tel Atlasları’ndadır. Sulak olan bu bölgelerde bahçecilik ve tahıl tarımı oldukça gelişmiştir. Birçok insanın geçimini hâlâ çiftçilikle sağlamasına karşın, kentlere doğru yavaş ama sürekli bir göç vardır. Daha güneyde, Sahra Çölü’ndeki vahalarda göçebe kabilelere rastlanır. Avrupalılar’ın büyük bir bölümü, Cezayir 1962’de bağımsızlığını kazandıktan sonra, ülkeden ayrıldı. Resmi dilin Arapça olduğu Cezayir’de Fransızca da konuşulmaktadır.
Cezayir’in başlıca ürünleri buğday, arpa, yulaf gibi tahıllar ile tütün, üzüm ve zeytindir. Devlet çiftliklerinde şarapçılık yapılır ve zeytinyağı üretilir. Ayrıca incir, portakal ve kayısı gibi meyve türleri de vardır.
Fosfat, cıva, demir, çinko ve kurşun ülkenin başlıca madenleridir. Bunlardan başka zengin petrol ve doğal gaz yatakları bulunur. Başta petrol ve doğal gaz olmak üzere, bazı madenler ve şarap dış ülkelere satılır. Bunlara karşılık pamuklu ve yünlü dokumalar, demir-çelik, kömür ve işlenmiş ürünler alınır. Bu ticaretin çoğu modern bir liman kenti olan başkent Cezayir, Oran ve Annaba limanları üzerinden yapılır. Başlıca ihraç ürünü olan petrol borularla Arzev, Bejaia, Skikda ve Tunus’taki Skhira limanlarına ulaştırılır. Doğal gaz ise Arzev, Oran, Skikda ve Cezayir’e pompalanır. Demiryolları Fas sınırından Tunus’a kadar uzanır.
Tarih
Fenikeli tüccarlar İÖ 1200’de Cezayir’in Akdeniz kıyılarına yerleştiler. Bugün Tunus sınırları içinde kalan Kartaca Fenikeliler’in en önemli kentiydi; daha sonra Kartaca İmparatorluğu’nun başkenti oldu. Kartaca’yı ele geçiren Romalılar Cezayir’i denetimleri altına aldılar. Roma İmparatorluğu 5. yüzyılda çökünce, Vandallar ve Bizanslılar bölgeyi ele geçirdi. Böylece Kuzey Afrika’nın bu kesimi Hıristiyanlık etkisine girdi. Ne var ki, İS 7. yüzyılda A raplar’ın gelmesiyle İslam dini yaygınlaştı. 16. yüzyılda Oruç Reis ve kardeşi Hızır Reis’in katkısıyla Osmanlı egemenliğine giren Cezayir 300 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun bir eyaleti oldu. O yıllarda, Cezayir kenti başta olmak üzere, kıyılar Berberi korsanların egemenliğindeydi. Berberi korsanlar özellikle 17. yüzyılda güçlenerek Cezayir’i bir köle ticareti merkezi durumuna getirdiler. Ama bunların gücü zamanla kırıldı. Cezayir 1830’da Fransızlar’ın eline geçti ve 1848’de Fransız toprağı ilan edildi. Fransızlar ile Cezayirli yurtseverler arasında kanlı çatışmalar oldu. Yıllarca süren bu çatışmalarda çok sayıda insan öldü, birçok Cezayir köyü yakılıp yıkıldı. Zamanla kıyı şeridinde oturanların çoğunluğunu Avrupalı Hıristiyanlar oluşturdu. Fransızlar yerli halk üzerinde ekonomik, siyasal ve toplumsal baskı kurdular. Cezayir’in Fransız kültüründen etkilenmesine ve Fransa ile kurulan sıkı bağlara karşın, 20. yüzyılın ortalarına doğru Cezayir yurtsever hareketi hız kazandı.
Cezayir Bağımsızlık Savaşı 1954’te başladı. Fransız ordusuna karşı girişilen kanlı savaşlarda 150 bin kişi öldü. 1958’de Cezayir sorunu nedeniyle Fransa’da yaşanan siyasal bunalım, General de Gaulle’e başbakanlığın, bir yıl sonra da cumhurbaşkanlığının yolunu açtı. Savaşın sürmesini isteyen bazı Fransız generalleriyle göçmenlerinin kurduğu Gizli Ordu Ö rgütü ülkede acımasız bir kıyıma girişti. De Gaulle Cezayir’e iki seçenek tanıdı: Bağımsızlık ya da Fransa’ya bağlılık. 1962’de yapılan referandumda 6 milyon kişi bağımsızlıktan yana, 16 bin kişi ise bağımsızlığa karşı oy verdi. Bundan sonra Fransa ile olan bağlantılar azaldı, ama iki ülke arasındaki ticaret ilişkileri bugün de sürmektedir. Uzun yıllar bağımsızlığı için savaşmış olan Cezayir, bağımsızlıklarını yeni kazanan öbür Afrika ülkeleriyle yakın ilişkiler içindedir. Sömürge döneminde baskı altında tutulan Arap kültürünün canlandırılmasına, okuma yazma oranının çok düşük olduğu ülkede okuryazar sayısının artırılmasına çalışılmaktadır.
Cezayir’de bugüne kadar, tarım, sanayi ve sağlık hizmetlerini kapsayan büyük değişiklikler olmuştur. Devlet başkanı ile devrim konseyi tarafından yönetilen bu ülkede sanayi kuruluşlarının büyük bir bölümü devletçe işletilmektedir.
Başkent: Cezayir
Cezayir’in başkenti ve en önemli limanı olan aynı adlı kent, Cezayir Körfezi ile Sahel Tepeleri arasındaki dar alanda kuruludur. Cezayir limanından dış ülkelere şarap, portakal, sebze, demir cevheri ve fosfat satılır. Güneyinde bulunan Hassi R ’Mel’de dünyanın en büyük doğal gaz yatakları vardır. Gaz buradan bir boruhattı ile kente ulaştırılır.
Araplar ve Berberiler’den oluşan halkın büyük çoğunluğu Müslüman’dır. Cezayir bağımsızlığına kavuşmadan önce, Avrupalılar kentin körfez boyunca uzanan modern bölümünde yaşarlardı. Eski kent tepelerin eteklerinde kuruludur. İç içe geçmiş evleri, dar ve dolambaçlı, taş döşeli sokakları vardır. 11. yüzyıldan kalma Maliki Camisi ile Fransızların katedrale dönüştürdüğü, Osmanlı döneminden kalma Keçava Camisi ilgi çekicidir. Fenikeliler’in Afrika kıyılarında kurdukları ilk kolonilerden biri olan Cezayir çeşitli istilalar sonucu yıkıldıktan sonra, 10. yüzyılda Berberiler tarafından yeniden kuruldu. 1518’de Türkler’in eline geçti. Sonraki 300 yıl boyunca ticaret gemilerini soyan korsanların ana üssü oldu. 1830’da Cezayir’i alan Fransızlar, kenti 1962’ye kadar ellerinde tuttular.
Bağımsızlık savaşında Fransa’ya karşı girişilen ayaklanmanın merkezi oluşu, Cezayir’in önemli çatışmalara sahne olmasına yol açtı. Kentin nüfusu 1.483.000’dir (1987).