Feodalizm
Avrupa’da ve Asya’nın bazı yörelerinde kapitalizm öncesinde soylu toprak sahiplerinin egemenliğine dayanan bir toplum düzeniydi. Feodalizm Avrupa’da Roma İmparatorluğu’nun yaklaşık 1.500 yıl önce yıkılmasından sonra ortaya çıktı ve yaklaşık 1.000 yıl sürdü. Bu dönem ortaçağ olarak adlandırılır.
Feodalizm’de toplum bir piramit gibi örgütlenmişti. Piramidin en tepesinde yörenin en büyük soylu toprak sahibi ya da kralı vardı. Kral topraklannın bir bölümünü askeri hizmet ve belli vergileri ödeme gibi koşullarla soylulara verirdi. Soylular da bu topraklan daha küçük unvanlı soylulara benzer koşullarla devrederlerdi. (Toprağı veren soylulara “senyör”, alanlara “vasal” denir.) Bunlar da piramidin en altında yer alan serflere ya da toprak köleleri denen üreticilere geçimlerine yetecek kadar toprağın kullanım hakkını, gene belli koşullar karşılığında verirlerdi.
Serfler topraklarını ve beylerini terk edemezlerdi. Haftanın belirli günlerinde beylerin malikâne topraklannda ücretsiz çalışmak zorundaydılar (angarya). Ayrıca ürünlerinin bir bölümünü beylere toprak kirası olarak verirlerdi. Her türlü özel ilişkilerinde beylerden izin almak zorundaydılar. Ayrıca beylerin onları yargılama hakkı da vardı. Buna karşılık beyler de onları öteki soyluların saldırılarından korurlardı. Ortaçağ Avrupa’sında kilise de büyük bir feodal bey konumundaydı.
Köle ile serfin farkı ise kölenin yalnızca görevlerinin olmasına karşılık, serfin görevlerinin ve belli haklarının bulunmasıydı. Ayrıca serfler görevlerini yerine getirdikleri sürece topraklarından koparılıp satılamazlardı.
Ortaçağ boyunca güçlü merkezi krallıkların kurulamaması ve sürekli savaşlar, güçsüzlerin daha güçlülerin koruması altına girmesinde bir etken olmuştur.
16. yüzyıldan başlayarak ticaretin gelişmesi ve güçlü ulusal merkezi devletlerin kurulmasıyla birlikte feodal toplum düzeni giderek zayıfladı ve yerini kapitalizme bıraktı. Feodalizm dünyada ilk sanayileşen ülke olan İngiltere’de 14. yüzyılda; Rusya’da ise 19. yüzyılın sonunda çözüldü.