Francisco de Goya
Francisco de Goya, İspanyol ressamı (Fuendetodos, Zaragoza 1746-Bordeaux 1828). Bir yaldızcı ustasının oğlu olan Francisco de Goya (tam adı Francisco de Goya yLucientes'tır), Jose Lusau'ın atölyesinde çıraklık yaptı. Başlangıçta İtalyan sanatının ve barok üslubunun etkisinde kalıp (1770'te Roma'ya gitti), sevgiyle ilgili konular, günlük yaşamdan sahneler, halkın yaşamından sahneler işledi (Santa Barbara halı tezgâhları için yaptığı halı taslakları; vb.). 1771'de İspanya'ya dönüp seçkinler sınıfı içinde ününü yaygınlaştırarak, 1786'da kral Carlos IV'ün ressamlığına, 1789'da saray ressamlığına (pintor de camara) atandı ve ruhsal durumlarını yansıtmaya, ayrıntıları ayıklamaya özen göstererek saray büyüklerinin, eşlerinin, çocuklarının portrelerini (Don Manuel Osorio, 1787, Metropolitan Museum, New York) gerçekleştirdi.
1792'de sağır olmasıyla sonuçlanan ağır bir hastalık nedeniyle günlük yaşamdan uzaklaşıp, yalnızlık ve acı içinde, toplumun ikiyüzlülüklerinin, acımasızca alaylarının etkisiyle, insanın çare bulunmaz yoksunluğuna ilişkin görüşlerini yansıttığı, kesin bir alaycılıkla, dramatik bir yoğunlukla donanmış gravürler yaptı (Kaprisler dizisi, 1793-1799). Ama bir yandan da parlak ve özgür tekniğiyle Manet'nin öncüsü sayılan ünlü Giyinik Maya ve Çıplak Maya (Prado) tablolarını, Madrid'de San An-tonio de la Frolida kilisesinin süslemelerini (1797) ve Alba Düşesi (Hispanic Society, New York) ya da Carlos IV'ün Ailesi (1800, Prado) gibi inanılmaz yoğunlukta portrelerini yapmayı sürdürdü. Napolyon'un İspanya'yı ele geçirdiği dönemde Savaşın Yıkımları gravür dizisiyle (1810-1814) ve klasik kurallarla bütün ilgisini kopardığı İki Mayıs, Üç Mayıs (1814, Prado) tablolarıyla, şiddete ve baskıya karşı çıkıp, iç dünyasının sıkıntılarını dinsel yapıtların yanı sıra, evinin süslemelerinde (Sağırın Köşkü, günümüzde Prado'da), Uyumsuzluklar gravür dizisinde, sanrılı, karanlık, anlatımcı bir üslupla yansıttı. 1824'te, İspanya'ya egemen olan baskıcı havadan uzaklaşmak için Fransa'ya gidip (bir süre Paris'te, sonra Bordeaux'da yaşadı), taşbaskı çalışmalarına başladı (Bordeaux Boğaları) ve rengi yeniden ön plana çıkardı (Bordeauxlu Sütçü Kız, .1828, Prado).