Fuzuli
Fuzuli, Türk şairi (Kerbela ya da Hille ?- Irak 1556). Yaşamı konusunda çok az bilgi bulunan Fuzuli'nin (asıl adı Mehmet' tir), Süleyman adlı bir Türkün oğlu olduğu bilinir. Kanuni Sultan Süleyman Bağdat'ı alınca Geldi bur-i evliyaya Padişah-ı namdar (991) tarihini taşıyan dizenin bulunduğu kasideyi padişaha sunduğu ve günde 9 akçalık bir gelir bağlandığı, ama evkaf dairesindeki yolsuzluklar nedeniyle bu parayı da alamayarak, Nişancı Celalzade Mustafa Çelebi'ye ünlü Şikâyetname’yi yazdığı da bilinmektedir. Orduyla birlikte Bağdat fethine katılan Hayali, Taşlıcalı Yahya gibi o dönemin ünlü şairleriyle tanışıp, dostluk kurduğu, Hille, Kerbela ve Bağdat çevresinde sıkıntılarla ve geçim zorluklarıyla dolu bir yaşam sürdüğü, "Diyar-ı Rûmu gözet terk-i hâk-i Bağdat et" demesine karşın Irak bölgesinden ayrılamadığı kendisinin verdiği bilgilerden anlaşılmaktadır.
Aşkının çeşidi ne olursa olsun, Fuzuli'nin şiirleriyle yarattığı dünya, hattâ ünlü Leyla ve Mecnun mesnevisi, biraz da kendi öyküsüdür. Şiiri duygusal planda nasıl Mecnun ile Kerbela şehidi Hüseyin'e bağlanırsa, düşünce açısından da tasavvufla beslenir. Sıkıntı, acı, ayrılık, tokgözlülük, yoksulluk, gözyaşı,döğünme -ama bununla birlikte dünya nimetlerinden sıyrılma-düşüncesi şiirinin özünü oluşturur. Sarayda değil, toplumsal kargaşanın sürüp gittiği, iktisadi bir çöküntünün egemen olduğu Irak'ta yaşamış olması, mersiyelerindeki acı ve yakınmayı açıklayabilir. Ben sözcüğünün neredeyse her beyitte karşımıza çıkması bireysel bir tavra büründüğünü göstermez. Tersine, Fuzuli'nin ben'i, ortak bir kaderin yansıdığı toplum psikolojisinin bileşkesidir. Şiirinde kendi perişanlığını yansıtmış olsa da, yüzyıllar ötesinden günümüze seslenebilmesi, genel anlamda insanı bir yanından yakaladığını gösterir.
Başlıca yapıtları: Türkçe Divan (1851, Abdülbaki Gölpınarlı tarafından 1961'de yayınlandı), Farsça Divan (Hasibe Mazıoğlu tarafından 1962'de yayınlandı), Arapça Divan (yazma nüshası Petersburg'dadır), Leyla ve Mecnun (mesnevi, N. H. Onan tarafından 1956'da yayınlandı), Hadikat üs-Süeda (Kerbela olayını konu alan ve manzum parçalar eklenmiş düzyazı yapıt, 1869), Beng ü Bâde (500 beyitlik Farsça mesnevi. Esrar ile şarap arasındaki tartışmayı konu alan bu simgesel yapıtın birçok yorumu yapılmış, bilimsel basımı Kemal Edip Kürkçüoğlu tarafından 1936'da gerçekleştirilmiştir), Heft Cam (Sakiname adıyla tanınır. Yedi bölümlük bu yapıtın her bölümünde, şair, bir müzik aracıyla tartışır), Hüsn ü Aşk (Sıhhat ve Maraz adıyla da bilinir. Bu Farsça düzyazı yapıtı, ilk kez 1856'da çevrilmiştir). Şikâyetname, Tercüme-i Hadis-i Erbain (manzum 40 hadis çevirisi), Enisül-Kalb(Farsça kaside; Farsça metin ve Türkçe çevirisiyle birlikte 1944'te basıldı), Türkçe Mektupları (Abdülkadir Karahan tarafından 1948'de yayınlandı).