George Bernard Shaw
(1856-1950). İrlanda’nın Dublin kentinde, yoksul düşmüş bir ailenin oğlu olarak doğan George Bernard Shaw, yazdığı komediler, denemeler ve eleştirilerle çağdaş edebiyat ve siyasete büyük katkılarda bulunmuştur. Çocukluğunda ailesinin yakın çevresinde bulunan müzik öğretmeni, ona müzik sevgisini aşılayarak daha sonra başarılı bir müzik eleştirmeni olmasını sağladı. 16 yaşında okulu yarım bırakarak bir emlak komisyoncusunun yanında çalışmaya başlayan Shaw, yaşamını yazar olarak kazanmak için 1876’da annesiyle birlikte Dublin’den Londra’ya gitti. Burada, yarım kalan eğitimini British Museum’un kütüphanesinden yararlanarak kendi çabasıyla tamamlamaya çalıştı. Bu dönemde yazdığı romanlar başarısız oldu.
1880’lerde siyasetle ilgilenmeye başlayan Shaw, yönetimde değişimin ve reformun gerekliliğine inanarak sosyalist oldu. Bu düşüncelerin geniş kitlelere ulaşmasını ve daha iyi anlaşılmasını sağlamaya çalışan Fabian Derneği’ne katıldı. 1880’lerin başında İngiltere’de kurulan Fabian Derneği günümüzde de etkinliğini sürdürmektedir. Demokratik bir sosyalizmi amaçlayan dernek, bu hedefe ulaşmada eğitimin önemine inanır. Konferanslar, tartışmalar ve toplantılarla görüşlerini yaymaya çalışır.
Shaw’un ilgi alanı yalnızca siyasetle sınırlı değildi. Güzel sanatları, müziği, tiyatroyu seviyordu. 1885’ten sonra birçok gazete ile dergiye kitap, resim, müzik ve tiyatro eleştirileri yazmaya başladı. Çeşitli konularda çok net ve açık düşünceler üretebilme yeteneği olan Shaw, başka insanların da olayları aynı biçimde görebilmesini sağlamaya çalıştı. Bunu yapabilmenin en iyi yolunun oyun yazarlığı olduğu düşüncesiyle komediler yazmaya başladı. İlk oyunu 1892’de sahnelendi. Toplumsal içerikli ve insanların gerçekleri açıklıkla görebilmesini sağlayacak oyunlar yazarı Shaw, bunları ağır bir dille değil, eğlenceli komediler biçiminde sundu. Shaw, oyunlarında bir öykü anlatmanın yanı sıra, kendi görüşlerini de kanıtlamayı amaçladı. Bu görüşler insanların inançlarını altüst ediyor, rahatsız ve tedirgin olmalarına yol açıyordu. Bu yüzden kısa sürede birçok eleştiriye hedef oldu, ama çarpıcı bir dille ve akıllıca yazılmış bu oyunlar izleyicilerce beğenilmekte gecikmedi. Birçoğu İngiltere’nin yanı sıra Avrupa ve Amerika sahnelerinde de büyük başarılar elde etti. Türkçe’ye de çevrilen önemli yapıtları arasında, Silahlar ve Kahraman (Arms and the Man; 1894), Kandida (Candida; 1897), Hiç Belli Olmaz (You Never Can Tell; 1899), Caesar’la Kleopatra (Caesar and Cleopatra; 1901); İnsan, Üstün İnsan (Man and Superman; 1903) ve Bir Kadın Yarattım (Pygmalion; 1913) sayılabilir. Shaw’un, daha sonra özgün adıyla da Türkçe’ye çevrilen Bir Kadın Yarattım adlı komedisi 1938’de sinemaya uyarlandı ve Shaw bu filmle senaryo dalında Oscar kazandı. Oyun 1964’te My Fair Lady adıyla müzikal olarak yeniden filme çekildi. Ülkemizde de Benim Tatlı Meleğim adıyla gösterildi.
I. Dünya Savaşı’nda (1914-18) savaş karşıtı görüşleri yüzünden eleştirilere hedef olan Shaw, bu dönemde İngiltere ile yandaşlarının da Almanlar kadar suçlu olduklarını, barış konusunda hızla çalışmalara başlamak gerektiğini savundu. Savaşın ardından daha iyi bir dünya kurabilmek için eski düşünce ve yöntemlerin değiştirilmesi gerektiği düşüncesi toplum içinde de ağırlık kazanmaya başladı. Böylece, Shaw’un insanları düşünmeye yönelten oyunları güncellik kazandı. Başyapıtlarından biri olan Jan Dark (Saint Joan; 1923) ilk kez 1924’te sahnelendi. Zamanının en iyi oyunu olarak kabul edilen bu yapıtta Shaw, kendine özgü anlatımıyla Jan Dark’ın kahramanca yaşamını ve ölümünü öyküleştirmiştir. Oyunun kazandığı başarı üzerine-, 1925’te Nobel Edebiyat Ödülü Shaw’a verildi, ama o bu ödülü geri çevirdi.
Bernard Shaw 94 yıllık yaşamının sonuna kadar yazmayı, düşünsel ve siyasal yaşama katkıda bulunmayı sürdürdü. Shaw’un Türkçe’de yayımlanmış öbür yapıtları arasında şunlar sayılabilir: Androcles ile Aslan (Androcles and the Lion; 1912), Kırgınlar Evi (Heartbreak House; 1920), Bir Çuval İncir (Apple Cart; 1929), Kara Kız (The Adventures of the Black Girl in Her Search for God; 1932), Milyoner Kadın (The Millionairess; 1936).