Güdümlü Balon
Güdümlü Balon, havadan daha hafif bir gazla doldurulmuş olan, motoru, dümeni ve yolcu kabini bulunan çok büyük bir balondur. Havada yükselen güdümlü balon, motoru ve dümeni kullanılarak yönlendirilir. 1930’lara kadar, hava gemisi adıyla da bilinen güdümlü balonların uçaklara rakip olduğu düşünülüyordu. Atlas Okyanusu’nu aşan güdümlü balonlar yolcuları çok rahat koşullarda taşıyordu. Ama yapım giderlerinin yüksek, hızlarının düşük olması ve hava koşullarından çok etkilenmesi nedeniyle güdümlü balonların yapımı zamanla terk edildi. Son yıllarda ilginin yeniden canlanmasına karşın, 1930’lardan bu yana çok az güdümlü balon yapılmıştır. Yapımında modern teknolojinin kullanılması ve yanıcı olmayan helyum gazıyla doldurulması, güdümlü balonları günümüzde daha güvenli duruma getirmiştir.
19. yüzyıl boyunca insanlar havaya yükselmek için balonlardan yararlandılar. İlk güdümlü balonlar yapıldığı zaman da hava ulaşımının tek yolunun bu olduğu düşünülüyordu. Üç tür güdümlü balon vardır: Omurgasız, yarı omurgalı ve omurgalı. Her üçünün de dört ana bölümü bulunur: İçine gaz doldurulan, puro biçiminde bir balon; balonun altında bulunan mürettebat ve yolcu kabini; pervaneleri döndüren motorlar; hava gemisini sağa sola, aşağı yukarı yöneltmek için kullanılan, yatay ve düşey dümenler.
Omurgasız güdümlü balonlar, kabinin balona kablolarla tutturulduğu basit balonlardı. Eğer gaz kaçarsa balon sönerdi. Yarı omurgalılarda, balon dokumasına tutturulan metal bir iskelet güdümlü balonun kabinini taşırdı. Eğer gaz kaçarsa balon pörsür, ama bütün yapı çökmezdi. Omurgalılarda, genellikle alüminyum kirişlerden yapılmış hafif bir iskelet vardı. Gaz geçirmeme özelliği olmayan bir dokumayla kaplanan bu iskeletin içinde, içleri gazla dolu çok sayıda balon bulunurdu. Hava gemisinin yükselmesini bu balonlar sağlardı. Bu tür bazı büyük güdümlü balonlarda, her biri ayrı ayrı doldurulup boşaltılabilen 12 ya da 16 balon vardı. Dümenler güdümlü balonun arka bölümünde olur, motorlar da genellikle ayrı bir kabinde yer alırdı. Omurgalı güdümlü balon gazla dolu olsa da olmasa da biçimi değişmezdi.
Güdümlü balonlarda kullanılan gazlar, genellikle hidrojen ve helyumdu. Hidrojen doğadaki en hafif gaz olmakla birlikte, çok yanıcı olduğu için büyük kazalara neden oluyordu. Helyum hidrojen kadar hafif değildi, ama yanıcı olmadığı için kullanılması daha güvenliydi.
İlk Güdümlü Balonlar
Yalnızca rüzgârın estiği yönde hareket edebilen balonları hava ulaşımında kullanabilmek için onları yönlendirebilecek bir aygıt bulmak gerekiyordu. Önceleri yelken ve dümen takılarak, hatta kürek çekilerek balonların yönlendirilebileceği düşünüldü, ama Fransız Jean-Pierre Blanchard ve Napolili Vincenzo Lunardi’nin yaptığı deneyler, sorunun böyle çözülemeyeceğini kısa zamanda ortaya koydu. 1785’te Fransız generali J. B. M. Meusnier, omurgasız güdümlü balona oldukça benzeyen bir balon tasarımı yaptı. 1800’lerin başlarında birçok mucit, gereken enerji bulunabilse hemen çalışabilecek durumda olan güdümlü balon tasarımları ve modelleri yaptılar. Bazıları bu amaçla insan gücünden yararlanmayı bile düşündü; insanların çevireceği kollar pervaneleri döndürecekti. Ama böyle bir sistemin işlemeyeceği kısa zamanda anlaşıldı.
Başarıya ilk yaklaşan, Fransız mühendis Henri Giffard oldu. Giffard 160 kg ağırlığında ve 3 beygir gücünde bir buhar makinesi yaptı. Bu makineyi, 43 metre uzunluğunda ve 12 metre çapında, hidrojenle dolu, silindir biçiminde bir torbanın altına taktı ve onunla 24 Kasım 1852’de Paris’ten havalanıp 30 km uzaklıktaki Trappes’a uçtu. Böylece, makine gücüyle ilk uçuş gerçekleşti. 1883’te iki Fransız kardeş, Albert ve Gaston Tissandier elektrik gücüyle hareket eden bir güdümlü balon yaptılar ve başarıyla uçurdular. Ertesi yıl başka iki Fransız, Charles Renard ve A. C. Krebs benzer bir güdümlü balon yaptılar ve La France adını verdikleri bu balonla havalandıktan sonra kalkış noktasına geri döndüler.
Güdümlü balonculuğun en ünlü öncülerinden biri Fransa’da çalışan bir Brezilyalı olan Alberto Santos Dumont’tur. Santos-Dumont, içten yanmalı bir motorla donatılmış ilk güdümlü balonu yaptı ve uçurdu. Santos-Dumont havadan daha ağır hava taşıtları yapımına geçmeden önce, 1898-1904 arasında 14 güdümlü balon daha yaptı.
Uçağın icadı balon ve güdümlü balonlara duyulan ilgiyi giderek azalttıysa da, yüzyılımızın başlarında birçok ülkede özellikle hava ve deniz kuvvetleri için güdümlü balonların yapımı ve geliştirilmesi sürdü.
Omurgasız Güdümlü Balonlar
Omurgasız güdümlü balonlar I. Dünya Savaşı sırasında çok kullanıldı. Konvoy halinde giden ticaret gemilerini korumak ve denizaltıları avlamak için bunlardan yararlanıldı. I. Dünya Savaşı’ndan sonra İngiltere’de güdümlü balon yapımı durduruldu, ama ABD’de iki dünya savaşı arasında gezi ya da reklamcılık amacıyla yüzlerce güdümlü balon yapıldı ve kullanıldı.
Yarı Omurgalı Güdümlü Balonlar
İlk gerçek yarı omurgalı güdümlü balon 1902’de Fransa’da ortaya çıktı ve bunu izleyen 10 yıl içinde Avrupa ve ABD’de yaygınlaştı. Walter Wellman’ın Kuzey Kutbu’nu ve Atlas Okyanusu’nu geçmek için giriştiği başarısız denemelerde kullandığı America, ABD’deki yan omurgalı güdümlü balonların en ünlüsüdür. Bu tür güdümlü balonların yapımında uzmanlaşan Italyanlar’ın I. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’ye sattığı Roma adlı güdümlü balon, 1922’deki deneme sırasında patlayarak birçok kişinin ölümüne neden oldu.
Güney Kutbu’na ulaşan ilk insan olan Roald Amundsen’i ve General Umberto Nobile’yi taşıyan Norge adlı başka bir İtalyan güdümlü balonu, 1926’da Kuzey Kutbu üzerinde uçtu. Amundsen ve Nobile bu yolculuklarına Norveç’teki Spitzberg’den başlamış ve üç gün sonra Alaska’daki Teller’e inmişlerdi. Nobile 1928’de Italia adlı başka bir güdümlü balonla Kuzey Kutbu üzerinde uçtu, ama dönüşte balonu düşüp parçalandıysa da kendisi kurtarıldı. Amundsen ise uçakla kaza yerine giderken yaşamını yitirdi.
Omurgalı Güdümlü Balonlar ya da Zeplinler
Omurgalı güdümlü balonların en başarılı yapımcısı Kont Ferdinand von Zeppelin adlı bir Alman’dı. Von Zeppelin kendi adıyla anılan ilk güdümlü balonu 1900’de yaptı ve aynı yılın 2 Temmuz’unda onunla uçtu. Yapılan birçok zeplin patladı, yandı ya da fırtınada düştü, ama 1912-14 arasında bunlardan birkaçı yolcu taşımacılığında başarıyla kullanıldı. Dünyadaki ilk ticari havayolu Almanya’da zeplinlerle gerçekleştirildi.
Almanlar I. Dünya Savaşı’nda Paris ve Londra’yı bombalamak için zeplin kullandılar ve bunu etkili bir hava savunma sistemiyle karşılaşana kadar sürdürdüler. Daha sonra zeplinler uzun menzilli devriye ve keşif uçuşlarında kullanıldı. Doğu Afrika’da kuşatma altındaki bir Alman garnizonuna yardım için yapılan başarısız bir girişimde, bir zeplin 6.500 kilometrelik uçuşu hiç durmadan 95 saatte gerçekleştirdi. 1916’da İngiltere’de Essex yöresine düşen ve çok az hasar gören bir zeplinin tasanmından yararlanan İngilizler, R-33 ve R -34 adlı güdümlü balonları yaptılar. I. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’nın bazı zeplinleri İtilaf Devletleri’ne verildi.
Son İngiliz Güdümlü Balonları
İngiltere’de tasarımcılar omurgalı güdümlü balonları yolcu taşımada kullanmak için çaba gösterdiler. 1919’da, R-34 adlı güdümlü balon Atlas Okyanusu’nu aşarak New York’a ulaştı ve geriye döndü, ama ABD’nin siparişi üzerine yapılan R-38 havada ikiye bölündü ve 44 kişinin ölümüne yol açtı. Bunun üzerine İngiltere’de, R-100 ve R-10Vin yapıldığı 1929’a kadar hiç güdümlü balon yapılmadı. 1930 Temmuz’unda R-100 Kanada’ya uçtu ve ertesi ay geri döndü. 5 Ocak 1930’da Hindistan’a gitmek için yola çıkan R-101, Fransa’da Beauvais yakınlarında düşüp parçalandı. 40’tan fazla insanın öldüğü bu felaketten sonra, R-100 de sökülerek parçalandı ve daha sonra 40 yıl süreyle İngiltere’de hiç güdümlü balon yapılmadı.
Amerikan ve Alman Güdümlü Balonları
Güdümlü balonların ABD’deki tarihi başarısızlıklarla doludur. Almanlar’ın yaptığı Los Angeles dokuz yıldan uzun bir süre ABD donanmasında çeşitli görevlerde kullanıldı, ama ABD yapımı güdümlü balonların hiçbirinin ömrü iki yılı geçmedi.
ABD’de yapılan ilk omurgalı güdümlü balon olan Shenandoah ilk kez 1923’te uçtu, ama 1925 Eylül’ünde bir kasırgada, Ohio üzerinde parçalandı. Daha büyük iki güdümlü balon olan Akron ve Macorfun tasarımları 1928’de yapıldı. Akron 1933’te bir fırtına sırasında, taşıdığı 70’ten çok insanla birlikte denizde kayboldu. Yapımı 1933’te tamamlanan Macon 1935 Şubat’ında Büyük Okyanus’a düşüp parçalandı. Bu iki felaketten sonra ABD yönetimi güdümlü balonların geliştirilmesi için yapılan harcamaları durdurdu. Günümüzde, her tür hava koşulunda radar denetimini sürdürmek için ABD’de kimi zaman güdümlü balonlardan yararlanılmaktadır.
I. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’nın hava taşıtı yapması bir süre yasaklanmıştı, ama 1926’da Zeppelin Şirketi güdümlü balon yapımına yeniden başladı. İlk yapılan Graf Zeppelin 1929’da dünya çevresini 20 günde dolandı; Avrupa ile ABD arasında yolcu ve yük taşımasında kullanıldı. Daha büyük bir güdümlü balon olan, 245 metre uzunluğundaki Hindenburg, 1936’da Atlas Okyanusu’nun iki yakası arasında 10 kez yolcu götürüp getirdi. Ama 1937’deki ilk uçuşunda New Jersey’ye inerken ateş aldı ve hidrojenle doldurulmuş olduğu için iki dakikadan kısa bir sürede yok oldu.
Almanya’da son zeplin 1938’de yapıldı; II. Dünya Savaşı’nm patlamasıyla Alman hükümeti güdümlü balon yapımını durdurdu.
Güdümlü Balonların Dönüşü
Hindenburg felaketiyle güdümlü balonların sonu gelmiş gibiydi. 1950’lerde ilk jet yolcu uçakları hizmete girdi; bunlar güdümlü balonlarla karşılaştırılamayacak kadar hızlı hava taşıtlarıydı.
Ama, hız her şey demek değildir, başka özellikler de önem taşır. Güdümlü balonlar yavaştır; ama çok yakıt harcamadan ağır yükleri çok uzaklara taşıyabilir. Günümüzde yeni güdümlü balonlar yapılmaya başlanmıştır. Daha güvenli olduğu için hidrojen yerine helyumla doldurulan bu araçların yapımında ağırlığı azaltmak için plastik kullanılmakta ve yeni mühendislik yöntemlerinden yararlanılmaktadır. înip kalkması için büyük bir havaalanına gerek duyulmaması da güdümlü balonların bir başka üstünlüğüdür. Yolu ve havaalanı olmayan uzak bölgelere güdümlü balonlarla yük taşınabilir.
Geleceğin güdümlü balonları, dünyanın pek az havaalanı bulunan bölgelerine uçuşta, çöllerin bir ucundan öbür ucuna yük taşımakta ve denizler üzerindeki uzun devriye görevlerinde yararlı bir rol oynayabilir. Güdümlü balonun bir başka üstünlüğü, helikopter gibi belli bir nokta üzerinde havada durabilmesidir; üstelik helikopter gibi gürültülü de değildir. Bu nedenle güdümlü balonlar haritacılık, yabanıl yaşamın izlenmesi ve turistik geziler için çok elverişlidir.