Henri Matisse
(1869-1954). Fransız ressam ve heykelci Henri Matisse, 20. yüzyılın en önemli sanatçılarından biridir. Fransa’nın Le Cateau kentinde doğdu. Babasının isteği üzerine kısa bir süre hukuk öğrenimi gördü. 20 yaşında geçirdiği şiddetli bir apandisit krizinin ardından resim yapmaya başladı. Daha sonra çalışmakta olduğu avukatlık bürosundan ayrılarak resim öğrenimi görmek üzere Paris’e gitti. Orada dönemin genç öncü ressamlarıyla birlikte Gustave Moreau’nun atölyesinde çalışmaya başladı.
Önceleri Paris’te Louvre Müzesi’nde gördüğü klasik resimleri kopya eden genç Matisse çok geçmeden izlenimci ressamların yapıtlarıyla tanıştı, izlenimcilerden, özellikle de Camille Pissarro’dan etkilenerek yeni denemelere girişti. Eskisine göre daha parlak ve çarpıcı renkler kullanmaya başladı. Özgün üslubunu oluşturma yolundaki ilk adım sayılan Akşam Yemeği Masası adlı yapıtı sergilendiğinde şiddetli eleştirilerle karşılaştı. 1905’te karısını model alarak yaptığı Şapkalı Kadın, bir bölümü yeşil, bir bölümü kırmızı saçları, yeşil ve leylak rengi fırça vuruşlarından oluşan çarpıcı yüzüyle izleyiciler ve eleştirmenler arasında büyük bir şaşkınlık ve tepkiye yol açtı. Matisse ve arkadaşları o zamana kadar görülmemiş derecede parlak ve göze batıcı renkler, koyu ve belirgin dış çizgiler kullanıyorlardı. Bir eleştirmen, görenlerin alaya aldığı bu resimleri yapanları les fauves yani “yabanıl hayvanlar” olarak niteleyince, bu yeni akım Fovizm (Fauvisme) adıyla anılmaya başlandı.
Matisse kendi ülkesinde dışlanmakla birlikte başka ülkelerde tanınıp sevildi. New York, Moskova ve Berlin’de art arda açtığı sergiler geniş yankı uyandırdı. Fas, Cezayir, İtalya ve İspanya gezilerinde edindiği izlenimleri resimlerinde yansıttı. I. Dünya Savaşı yıllarında çalışmalarını Paris’te ve Nice’te sürdürdü. Matisse öteki fovist ressamlar gibi Dışavurumculuk ve Kübizm akımlarına ilgi duymadı.
Yaşamı boyunca renklere duyduğu tutkuyu sürdürdü. Işık gölge oyunlarına yer vermedi. Ayrıntıları yalın fırça vuruşlarıyla biçimlendirdi. Mekânları klasik perspektif kurallarının dışında, düz ve derinliksiz bir biçimde çizdi. Resimlerinin tümünde hiç elden bırakmadığı eşsiz bir yalınlık ve duyarlılık egemendi. Yaşamının son yıllarını Vence’daki villasında hasta ve yalnız olarak geçirdi. Hastalığı sırasında kendisine bakan Dominiken rahibelerinin isteği üzerine Notre-Dame du Rosaire
Şapeli’ne duvar resimleri yapmaya başladı. Hasta yatağında uzun bir sopanın ucuna takılmış pastel boyalarla yaptığı bu resimler sanat yaşamının en güzel yapıtları arasındadır (1947-51).
Çok yönlü ve son derece üretken bir sanatçı olan Matisse taşbaskı, aside yedirme ve karma baskı teknikleriyle çok sayıda resim ve desen çalışması yaptı. Stephane Mallarme, Charles Pierre Baudelaire, James Joyce gibi ünlü şair ve yazarların kitaplarını resimledi, heykeller yaptı.