Hz. Davud
Beytlehemli genç bir çobanken, İsrailoğulları’nın kralı olan Hz. Davud’un hükümdarlığı sırasında zengin ve güçlü bir krallık kuruldu. Yaklaşık 3.000 yıl boyunca adı Museviler’ce örnek bir kral, büyük bir kahraman, usta bir müzikçi ve Tanrinın sadık kulu olarak anılmıştır. Kazandığı büyük başarılar, insanların ona duyduğu hayranlık ve bağlılık Tevrat"ta dile getirilir. Kuran'da da adı, kitap gönderilen peygamberlerden biri olarak geçer. Kuran' da, dört kitaptan biri olan Zebur'un Hz. Davud’a gönderildiği, ona Tanrı tarafından krallık ve peygamberlik verildiği çeşitli ayetlerde açıklanır.
Davud dokuz erkek kardeşten en küçüğüdür. Peygamber Samuel, Tanrı’ya bağlılık göstermeyen İsrailoğullarinın ilk kralı Saul’un yerini alması için Davud’un babası Yesse’nin çocukları arasından bir kral seçmeye gelir. Davud’un kardeşlerinin hepsini görür ve hiçbirinin “seçilen” kral olmadığını anlar. Davud içeri girince Tanın’nın “İşte kral bu” dediğini duyar ve sonraki krallığının göstergesi olarak onu kutsal yağ ile ovar.
Bir süre daha hükümdarlığını sürdüren Saul yalnızca arp sesiyle yatıştınlabilen bir akıl hastalığına tutulunca, yetenekli bir müzikçi olan Davud, arp çalmak üzere Saul’ün yanma getirilir. Zamanla hastalığını yenen Saul yakışıklı ve zeki Davud’dan hoşlanmaya başlar.
Çeşitli efsanelerde Davud’un savaş yeteneği anlatılır. Bunlardan en çok bilineni Gatlı dev pehlivan Golyat’ı sapanla attığı bir çakıltaşı ile öldürmesidir. Davud’un Filistinliler ile yapılan savaşta gösterdiği büyük başarı Saul’ü kıskandırır ve onu cirit ile öldürmeye kalkar. Saul’ün kızı Mikal ile evli olan Davud karısının ve Saul’ün oğlunun yardımıyla saraydan kaçmayı başarır. Bundan sonra uzun yıllar saklanarak kaçak yaşayan Davud Saul’ü öldürme fırsatını ele geçirmesine karşın bunu yapmaz.
İÖ 1000-962 arasında İsrail’e kral olan Davud puta tapan Yebusiler’i yenerek Kudüs’ü ele geçerdi. Bu Museviler’in tarihindeki en önemli olaylardan biridir. Burayı krallığının başkenti yaptı ve Tanrı tarafından Hz. Musa’ya gönderilen emirlerin yazılı olduğu iki taş yazıtın bulunduğu sandığı kentin tapınağına koydu. Tanrı’nın varlığının işareti olduğu düşünülen bu sandık Kudüs’ü kutsal bir kente dönüştürdü.
Davud’un kurduğu krallık oğlu Süleyman’ın ölümünden sonra bölündü. Ama Kudüs’ün kutsal bir kent olarak kabul edilmesi günümüze kadar sürmüştür.