Hz. Süleyman
(İÖ 970-931). İsrailoğulları peygamberi Hz. Süleyman Hz. Davud’un oğludur. Hz. Süleyman’ın yaşamına ilişkin
bilgiler Kutsal Kitap’ın Eski Ahit bölümünde yer alır.
İsrailoğulları’nın en büyük hükümdarı sayılan Hz. Süleyman babasından, sınırlan Mısır’dan Fırat Irmağı’na kadar uzanan güçlü bir krallık devralmıştı. Karşıtlarını sindirerek, bölgedeki pek çok kralın kızı ya da kız
kardeşiyle evlenip dostluklar kurarak konumunu güçlendiren Hz. Süleyman ticarete de büyük önem verdi. Onun döneminde Filistin ile Mezopotamya arasındaki yollarda düzenli ticari seferler başladı. Çeşitli yerlerde koloni kentler kuruldu. Filistin limanlarından Akdeniz’e yayılan geniş bir ticaret ağı oluşturuldu. Başkent Kudüs baştan başa yeni yapılarla donandı. Etrafı surlarla çevrildi. Museviler’in ilk büyük tapınağı da, bugün Mescid-i Aksa’nın bulunduğu yerde Hz. Süleyman döneminde yapıldı.
Hz. Süleyman 12 kabileden oluşan İsrailoğulları’nı güçlü bir merkezi yönetim altında birleştirdi. Ülkesini, her ay bir bölgenin çeşitli yükümlülükleri üstlendiği 12 yönetim bölgesine ayırdı. Ama ağır vergiler koyması ve halkı yapı işlerinde zorla çalıştırması büyük hoşnutsuzluklara yol açtığı gibi, kendi kabilesi Yahuda’yı kayırması ondan sonra başa geçen oğlu Rehoboam döneminde ülkenin İsrail ve Yahuda olarak ikiye bölünmesine yol açacak süreci başlattı.
Hz. Süleyman’ın yaşamı üstüne, efsane niteliğinde birçok öykü anlatılır. Bunlardan en ünlüsü Sebâ Melikesi Belkıs’la ilgili olanıdır. Öyküye göre, Hz. Süleyman’ın ününü duyan Belkıs onu görmek için Kudüs’e gider. Güç sorularla Hz. Süleyman’ın peygamberliğini sınar, verdiği bilgece yanıtları çok beğenir, sarayının görkemine hayran olur. Bu öykü Museviler ve Hıristiyanlar arasında, çeşitli öğeler eklenerek değişik biçimlere bürünmüştür. Museviler, Habeşistan (bugün Etiyopya) kraliçesi olarak kabul ettikleri Belkıs’ın Hz. Süleyman’la evlendiğini ve bu evlilikten Makeda adlı bir erkek çocukları olduğunu ileri sürerler. Habeşler de bu öykünün doğruluğuna inanır ve hükümdar soylarının Menelik adını verdikleri Makeda’dan geldiğini kabul ederler.
Hz. Süleyman’ın Belkıs’la olan ilişkisi Kuran'da da yer alır. Kuran'a göre Hüdhüd adlı kuş Hz. Süleyman’a Sebâ ülkesinde bir kadın hükümdar bulunduğunu, onun ve halkının güneşe taptığını bildirir. Bunun üzerine Belkıs’a Hüdhüd’le bir mektup gönderen Hz. Süleyman onu Tanrı’ya inanmaya çağırır. Çağrısının yanıtsız kalması üzerine Sebâ ülkesine karşı sefere çıkmaya karar verir. Belkıs bunu öğrenince Hz. Süleyman’la görüşmek amacıyla Kudüs’e gider. Bu arada her şeyi önceden görüp önlemini almasıyla ünlü olan Hz. Süleyman’ın veziri Asaf, Belkıs’ın tahtım Kudüs’e getirtir. Belkıs sarayın tabanı cam döşeli salonuna girince yeri suyla kaplı sanarak eteklerini toplar. Aslında Hz. Süleyman Belkıs’ı burada kabul etmekle ona gerçekle gerçek olmayan arasındaki farkı kavrayamadığını göstermek istemiştir. Durumu anlayan, ayrıca tahtının da sarayda olduğunu gören Belkıs Hz. Süleyman’ın gücüne inanır ve ona iman eder.
Hz. Süleyman’ın doğaüstü yetenekleri olduğu da anlatılır. Kuşlarla, karıncalarla konuşur, cinlere söz geçirir, rüzgâra, akarsulara, denizlere istediği gibi yön verir, hükmedermiş. Eski Ahit’te bilgeliği ve yöneticiliği üstünde de durulur; onun olduğuna inanılan bilgece sözlerin yer aldığı bölüm “Süleyman’ın Meselleri” başlığını taşır. Sert olmakla birlikte ölçülü, dengeli, haksever bir yönetici olarak tanıtılan Hz. Süleyman’ın bu yönü İslam ülkelerinin edebiyatına da yansımış, doğruluğun simgesi olarak yüceltilmiştir. Hz. Süleyman şairliğiyle, besteciliğiyle de tanınmıştır. Bestelediği şarkıların sayısının 1.000’in üstünde olduğu söylenir.