İklimleme
İklimleme, Kapalı yerlerde sürekli elverişli hava koşulları ve düzenli temiz hava akımı sağlanması. İklimleme (klimatizasyon da denir) yönteminin ortaya çıkışıyla yapı tasarımcıları, ışık ve hava kaynağı olarak yalnızca pencerelere bağımlı olmaktan kurtulmuşlardır. İklimleme, yeraltı ulaşım şebekelerinde, sinema ve tiyatrolarda, büyük mağazalarda, hastanelerde, yüksek işyerlerinde ve iklim koşullarına duyarlı birçok sanayi dalında zorunlu duruma gelmiştir.
Kullanılan yöntemler. Ortamın gerektirdiği koşullara göre arıtılan, ısıtılan (ya da soğutulan) ve nemlendirilen (ya da kurutulan)hava,|sacdan yapılan ya da yapım sırasında duvar içine açılan kanallardan, bütün binayı dolaşır.
Büyük bir iklimleme sisteminde çeşitli bölümler vardır. Her sistemde bütün bölümler bulunmaz. Bütün sistemlerde bulunması zorunlu olan bölümlerse, televizyon alıcısı büyüklüğündeki bir kutuya sığabilir.
Temiz hava önce, binanın içini dolaşmış olan havayla karışacağı bölüme girer. Orada, temiz havanın yalnızca küçük bir bölümü gereklidir. Karışmış hava, iki aşamalı bir filtre bölümüne gider. İlk aşamada, yalnızca iri taneli tozlar tutulur. Ham pamuk yapısında lifli bir ortam olan ilk filtre, kirlendiğinde değiştirilebilen bir levha biçiminde olabileceği gibi, elektrikle çalışan döner tipte de olabilir. Bunu, genellikle elektrostatik türde olan ve sigara dumanı gibi ince tanecikleri süzen ikinci filtre izler. İkinci filtrede toz tanecikleri yüksek gerilim verilerek yüklenir ve karşıt kutuplu bir plakada toplanır.
Sıcaklığın düzenlenmesi, havanın iki boru grubu arasından geçirilmesiyle sağlanır. Bir grup boruya sıcak su ya da buhar, öbür gruba da soğuk su ya da soğutucu bir sıvı verilir. Havalandırılan odada, istenen sıcaklık derecesine ayarlanmış (genellikle elektrik rezistanslı) bir termostat vardır. İstenen sıcaklık derecesi ile gerçek sıcaklık derecesi arasındaki fark, sıcak ya da soğuk boruların otomatik olarak devreye sokulmasını sağlar.
Bundan sonraki bölümde koku filtreleri bulunur. Etkinleştirilmiş karbondan oluşan bu filtre, havadaki koku moleküllerini soğurur. Filtrenin, içinde biriken artıklardan arındırılması için, zaman zaman ısıtılarak yeniden etkinleştirilmesi gerekir.
Son olarak, havadaki nem derecesini ayarlamak için nemlendirme işlemi yapılır. Bu işlem, havaya ya buhar ya da çok küçük damlacıklı su püskürtülerek gerçekleştirilir. Nemlendirme işlemi, elektriksel direnci havadaki nem oranına göre değişen bir aygıtın ortama yerleştirilmesiyle denetlenir. Havanın nemini azaltmak gerekiyorsa, sıcaklığı ayarlama aşamasında, hava önce soğutulur, sonra yeniden ısıtılır. Bu süreç sırasında nem, soğutma borularında yoğuşup kalır.
Havanın sistemde akışı, genellikle, motoru su çarkını andıran bir radyal vantilatörle sağlanır. Pervanenin ortasından giren hava, yanlardan savrulur. Bu tür bir pervane, sistem büyük ve çok kanallı da olsa, oldukça bol miktarda havayı harekete geçirir.
Sistemin çalışırken çıkardığı gürültünün duyulmaması için, pervanenin önüne susturucular takılır. İklimleme sisteminde susturucular, çoğunlukla ses soğurucu bir malzemeden yapılmış, kapalı odacıklardan oluşur.
Susturucudan çıkan hava, metal kanallar aracılığıyla odadaki "dağıtıcı"lara gelir. Dağıtıcılar çeşitli biçimlerde yapılabilir: Duvara açılmış ince yarıklar ya da ızgaralar; tavan kenarındaki ağızlar; tavana delinmiş delikler; vb.
İklimleme sistemleri. En küçüğünden en büyüğüne kadar, bütün iklimleme sistemlerinde aynı ilkelerden yararlanılır. Oda tipi küçük birimler (klima aygıtı) yıkanabilir filtre, soğutucu kompresör ve elektrikli ısıtıcıdan oluşur.
Daha büyük hacimlerde daha güçlü sistemler kullanılır ve soğutucu bölüm (kompresör ve yoğuşturucu), binanın dışına yerleştirilir. Büyük binalarda başlıca üç sistem kullanılır: Tüm havalı; sulu-havalı; tüm sulu. Tüm havalı sistemde, iklimleme santralı, istenilen miktarda havayı belli bir sıcaklıkta verir. Ayrıca, binanın çeşitli odalarına ya da bölümlerine, son sıcaklık denetimi için yerel kanal ısıtıcıları yerleştirilir. Bir başka seçenek de, biri sıcak biri soğuk hava ileten iki kanal kullanmaktır. İki kanaldan gelen hava karıştırılarak, istenen sıcaklığa getirilir. "Değiştirilebilir hacim" sistemindeyse, üflenen havanın sıcaklığı yerine, miktarının ayarlanmasıyla sıcaklık denetimi yapılır.
Sulu-havalı sistemde santral, yalnızca havalandırma için gerekli olan temiz havayı sağlar. Ayrıca, her odada, soğuk ya da sıcak suyla çalışan ısıtıcı ya da soğutucular vardır.
Sulu sistemde santral, yalnızca soğutma ya da ısıtma suyunu sağlar. Temiz hava, odalardaki havalandırma panjurlarından elde edilir.
Sulu-havalı ve sulu sistemler daha küçük kanallıdır, daha ekonomiktir ve daha sessiz çalışırlar; ama, bütün havanın sürekli denetlendiği tüm havalı sistemler kadar verimli değillerdir.
Günümüzde iklimleme. Günümüzde iklimleme, daha çok, ana sorunun yazları yapıların serin tutulması olduğu büro, mağaza, süpermarket, lokanta ve eğlence yerlerinde kullanılmaktadır. Söz konusu yapılarda, lambaların verdiği ısı, insanlar ve büyük pencerelerden giren güneş nedeniyle, rahatsız edici bir sıcaklık oluşur. Oldukça serin olan bazı ülkelerde, yazın pencerelerden giren güneş ışığı, dışarda 16 °C olan sıcaklığı, içerde 32 °C'a çıkarabilmektedir.
Yapay aydınlatmanın yarattığı ısı, bazı binaların kışın gereksindiği ısıyı sağlayacak düzeydedir. Bu nedenle, bu tür binaların planı, özel olarak bu işleve uygun biçimde yapılır; Lambaların oluşturduğu sıcak hava toplanarak iklimleme sistemine verilir.
İklimleme, ameliyathanelerde de büyük önem taşır. Ameliyathanelerdeki havanın, mikroptan ve tozdan arındırılması gerekir. Sanayi alanındaysa iklimleme, üretim sürecinin ya da ürünün gerektirdiği ortamı yaratmak bakımından önemlidir. Sözgelimi, transistor üretiminin yapıldığı yerlerde hava, doğada olabileceğinden çok daha temizdir.
İklimleme dalında, gelecekte, üstü kapalı kentlerde ısıtma ve soğutma yapmak ve yer altında uygun yaşam koşulları oluşturmak gibi tasarımlar üstünde çalışılmaktadır.