BÜYÜ VE BÜYÜCÜLÜK
Büyü ve büyücülük, insan ve doğa olaylarını, gizemli dış güçleri harekete geçirmeye çalışarak etkilemek ve yönlendirmek için yapılan eylemlerdir. Bu eylemler çoğunluk törensel bir hava taşır. Büyüye çok eski zamanlardan beri başvurulmaktadır. İnsanlar doğa olaylarından gelecek tehlikelere karşı koyabilmek, ürünlerinin iyi olması, emeklerinin boşa gitmemesi, hastalarının iyileşmesi ve akıllarının ermediği olası kötülüklerden korunmak için büyü yaparlar. Bu türden büyülere yaratıcı büyü denir. Doğrudan başkalarına zarar vermeyi amaçlayan yıkıcı büyü ise kara büyüdür. Korkulan kişinin ortadan kaldırılmasına, başarısının engellenmesine yöneliktir.
Büyü yapılırken önceden belirlenmiş birtakım kuralların uygulanmasına özen gösterilir. İS 1.-4. yüzyıllardan kalma Mısır ve Yunan papirüslerinde, büyü için yapılacak tören hazırlıklarının, büyünün etkisini artırmak için uyulması gereken koşulların ayrıntılı betimlemeleri vardır. Eski Rom a’da ise kara büyüye ve bu büyünün etkisini ortadan kaldıracak karşı büyüye önem verilmiştir.
Büyü yaparken kimi gizemli sözcükler ya da cümleler söylenir. Bunlar kuşaktan kuşağa aktarılır; doğru ve eksiksiz söylenmelerine önem verilir. Bazı toplumlarda büyünün etkili olması, bu büyülü sözcüklerin tekrarlanmasına bağlanır. Büyünün başarısızlığı ise, Melanezya ve Polinezya topluluklarında olduğu gibi, büyülü sözcüklerin yanlış söylenmiş olmasına yüklenir.
“Ali Baba ve Kırk Haramiler” öyküsünde Ali Baba’nın kardeşi kapının açılmasını sağlayan büyülü “Açıl Susam Açıl” cümlesini unuttuğu için haramilerin mağarasından çıkamaz. Herhalde en iyi bilinen büyülü sözcük aslında Latince’den gelen ve ateşli hastalıkları iyileştirdiği sanılan abrakadabra'dır. Abrakadabra sihirbazların da kullandığı bir sözcüktür.
“Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler”, “Alaeddin ve Sihirli Lambası” , “Grimm Kardeşler’in Masalları” gibi pek çok eski öykü insanlar üzerinde iyi ya da kötü etkileri olan büyücü ve cadıların çevresinde gelişir. Bu büyücü ve cadılar kimi zaman iyilik, kimi zaman da kötülük ederler.
Özel bitki kökleri ve okunup üflenmiş bakla, kıl, kemik, tahta parçaları gibi nesnelerin, büyü törenlerinin başarılı sonuç vermesi bakımından önemli olduğu düşünülürdü. Büyüde kullanılan bu gibi nesnelerin koruyucu olduğuna inanılır; bunlar boyna asılır, üstte taşınır ya da evin belli bir yerine konurdu.
“Büyü” sözcüğü aynı zamanda sihirbaz ve hokkabazların izleyicileri eğlendirmek amacıyla yaptıkları hileler için de kullanılır.