Köy
Günümüzde en küçük yerleşme birimi olan köy bundan binlerce yıl önce insanın eriştiği en yüksek uygarlık düzeyinin göstergesiydi. İlk insanlar alet yapmaya, birlikte yaşamaya ve avlanmaya başladıktan binlerce yıl sonra yerleşik tarıma geçtiler; ilk köyleri kurdular. Köyler düşmanlara karşı korunmak için yüksek bir çit ve bir hendekle çevrilmişti. Bir bölümü ise göllerin dibine çakılan kazıkların üstüne kurulmuştu. Bu ilk köylerin izlerine arkeolojik kazılarda rastlanmaktadır. Daha sonra kurulan köylerin bir bölümüyse kentlerin çekirdeklerini oluşturdu.
Ortaçağa gelindiğinde Avrupa’daki tipik bir köyün nüfusu 50 kişiyi geçmezdi. Evler, saz ya da kesek damlı ahşap yapılardı. Her evin bir çit ile çevrili bir parça toprağı vardı ama o zaman sebze pek yetiştirilmediği için bahçe olarak kullanılmazdı. Köyün çevresinde sürülmüş tarlalar, çayırlar ve ağaçlıklar yer alırdı. Sürülmüş tarlalar çitlerle ayrılmış değildi, açık olarak uzanıyordu. Her köylünün belli sayıda çitle çevrilmemiş şerit halinde uzanan tarlaları vardı. Bütün köylülerin, ortak malı olan çayırdan belli miktarda saman almak hakkıydı. Ayrıca köyün korusunda belli sayıda hayvan da besleyebilirdi.
Böyle örgütlenmiş bir köy, malikâne adıyla da bilinirdi. Malikânenin başında bir lord olurdu. Köylüler tarla parçalarını bu lorddan kiralarlardı. Bazen köy toprağında lordun mülkü olan arazide çalışırlar ve bu çalışmaları kiraya sayılırdı. Bazen kira ürün olarak ödenirdi. Daha sonraları bu kira para olarak ödenmeye başlandı.
Ortaçağın sonlarına doğru bâzı lordlar ve zengin köylüler kendi topraklarını çitlerle çevirmeye başladı. Önceleri bu topraklar koyun yetiştirmekte, 18. yüzyılda da ürün miktarını artırma yöntemlerini denemek için kullanıldı. Birçok köylü çitle çevirme hareketi sırasında toprağını kaybedince büyük zarara uğradı.
18. ve 19. yüzyıllarda Sanayi Devrimi denen büyük değişimlerin ortaya çıkmasıyla köy yaşamı büyük ölçüde değişti. Köylünün satmak ya da kendi kullanmak için evinde ürettiği kumaş, mobilya ve öbür maddeler artık fabrikalarda daha ucuz ve çabuk yapılıyordu. Köylüler iş bulmak için hızla büyüyen kentlere gitmek zorunda kaldılar. Bu durum bugün birçok ülkede hâlâ sürüyor.
Türkiye'de Köy
Bugün ülkemizde köy, tüzel kişiliğe sahip en küçük yerel yönetim birimi olarak tanımlanabilir. Yasaya göre köy nüfusu 2.000’i aşmayan bu nedenle de belediye örgütü kuramayan, yönetimi halkın seçtiği ihtiyar meclisince yürütülen ve yaylak, otlak, cami gibi ortak malları bulunan bir yerleşim birimidir. Köylerde halkın temel uğraşı tarımdır. Çoğunlukla geniş ailenin yaygın olduğu köylerde kendi kendine yeterli bir yaşam sürdürülür. Satmak için ürettikleri temel ürünün dışında günlük gereksinmelerinin büyük bir bölümünü kendileri sağlarlar. Köyde halkın işleri hemen hemen aynıdır. Mevsimine göre ekim, dikim, nadas, çapalama, budama, sulama, ürün toplama, harman yapma gibi işlerle uğraşılır. Yalnızca ormancılık, balıkçılık ya da hayvancılık yapılan köyler de vardır.
Yerleşme düzenine göre köyler toplu ve dağınık diye ikiye ayrılır. Evlerin yan yana bitişik ya da küçük bahçelerle birbirinden ayrıldığı toplu köyler Marmara, Ege ve İç Anadolu’da yaygındır. Bu köylerde konutlar, cami, kahve, okul gibi tüm köyün ortaklaşa kullandığı yapıların çevresinde toplanır. Köyün etrafında ise mera ve tarlalar vardır. Birkaç evlik kümelerin ya da çok geniş bir alana yayılmış tek tek evlerin oluşturduğu köyler ise Karadeniz ve Akdeniz bölgeleri ile Doğu Anadolu’nun bazı yerlerinde yoğunlaşmıştır. Bu tür köylerde konutlar çoğunlukla tarım alanının ortasında yer alır.
Köyde yönetim organları muhtar, ihtiyar meclisi ve köy derneğidir. Merkezi yönetimin köydeki temsilcisi olan muhtar köy yönetiminin başı ve yürütme organıdır. Muhtar aynı zamanda köy tüzel kişiliğinin de temsilcisidir. Bu amaçla köyü mahkemelerde temsil edebilir; ihtiyar meclisi ile birlikte köy bütçesini hazırlar.
İhtiyar meclisi köyle ilgili yürütme kararları alan ve bunu uygulayan organdır. Çalışmalarını muhtarın başkanlığında sürdürür. Köy imamı ile öğretmeninin doğal üye olduğu ihtiyar meclisinin sayısı köyün büyüklüğüne göre değişir. İhtiyar meclisi imece yükümlülüklerini belirler, köy işlerinde üstüne düşeni yapmayanlara para cezası verir, yapılacak işleri sıraya koyar. Muhtar ve ihtiyar meclisi beş yılda bir yapılan yerel seçimlerde köy halkınca basit çoğunluk sistemine göre seçilir.
Köy derneği, seçmen niteliğini taşıyan bütün köylülerin oluşturduğu bir organdır. Köy halkının yönetime doğrudan ve eksiksiz katılımını amaçlar. Köy yönetiminin organlarını seçmenin dışında zorunlu işleri saptamak, bazı köy görevlilerinin ücretlerini belirlemek gibi işleri yerine getirir. Köyün kamu görevlileri köy korucusu, köy kâtibi ve imamdır.
Köyde yapılan işleri yasalar “zorunlu” ve “isteğe bağlı” olarak ikiye ayırmıştır. Güvenlik, sağlık, temizlik, bayındırlık, yol, su, tarım işleri ve okul yapımı zorunlu işlerdir. İsteğe bağlı olanlar ise hamam, çarşı yapımı gibi işlerdir. İsteğe bağlı işler köy derneğinin kararı ve mülki amirin onayıyla zorunlu işler durumuna getirilebilir. Zorunlu işleri yapmayan köylüler cezalandırılır.