İspinozgiller
İspinozgiller, yeryüzüne dağılmış en geniş kuş familyalarından biridir (Fringillidae) . Sayısı 120’yi aşan türünden biri ya da birkaçı hemen her ülkede görülebilir. Çeşit çeşit renklerle alacalanan, güzel ötüşleriyle doğayı şenlendiren bu kuşlar çok eskiden beri insanların dikkatini çekmiştir. Birbirine yakın türler için bile verilen değişik adlar ispinozgillere duyulan ilgiyi ve gösterilen dikkati açıkça ortaya koyar. Gerçekten bu gruptaki kuşların yalnız birkaçı ispinoz adıyla tanınırken, öbürleri çeşitli adlar almıştır. Özellikle iskete, saka, florya ve kanarya gibi kuşlar yaygın biçimde tanınırlar. Çoğu serçe iriliğinde, gagaları kısa ama güçlüdür. Gaga yapıları tohumları kırıp yiyebilmelerini sağlar. Birçoğu tohumların yanı sıra böceklerle de beslenir.
Avrupa’da çok bol bulunan, bazı yerlerde serçeden bile daha sık rastlanan bayağı ispinozun (Fringilla coelebs) üreme bölgesi Afrika’nın kuzeyine, Asya’nın orta kesimlerine kadar yayılmıştır. Erkeklerin renkleri parlak, tepeleri mavimsi bozdur. Hem erkeklerin, hem de dişilerin kanatlarında enine beyaz bantlar vardır. Çmıltılı, şakrak ötüşleri içinde vurgulu bir “pink pink” sesi sık sık duyulur. Nisandan başlayarak çalılara ve ağaç dallarındaki çatallara yaptıkları yosunla döşenmiş özenli yuvalarına dişiler 4-5 yumurta bırakır. Kahverengimsi olan bu yumurtaların üstünde koyu mor ile kahverengi karışımı benekler ve çizgiler vardır. Kışın oluşturdukları geniş topluluklarda, dağ ispinozuna (Fringilla montifringilla), öbür ispinozgillere ve serçelere rastlanabilir. Dağ ispinozunun kuyruksokumu beyaz, sırtı ve başı koyu renktir. Avrupa ve Asya’nın kuzey kesimlerinde ürer. Türkiye’de göç sırasında ve kışın görülür.
Mavi ispinoz (Fringilla teydea) Kanarya A dalan’nın yüksek kesimlerinde yaşar. Dişilerin tüyleri erkeklerinki gibi parlak mavi değil, sırtta kahverengimsi yeşil, altta kül rengidir.
Aynı familyanın Galâpagos Adalarinda yaşayan 14 türü ünlü bilgin Charles Darwin’e düşüncelerini kanıtlama olanağı vermiştir. Sonradan Danvin ispinozu ya da Galâpagos ispinozu adıyla tanınan bu kuşlar üç cins altında toplanan koyu ya da kara renkli yakın akraba türlerdir. Ama evrim süreçleri boyunca çevrenin zorlamasıyla farklılaşan beslenme tercihleri, davranış ve yapılarını etkilemiş, beslenme yöntemlerinden gaga yapılarına kadar birbiriyle ilintisiz türler ortaya çıkmıştır.
Serçeden biraz daha küçük olan saka (Carduelis carduelis) çok güzel öter. Erkek ve dişinin yüzü kırmızı, yüzünün yanları ve kuyruksokumu beyaz, tepesi ve kuyruğu siyahtır. Siyah renkli kanatlarındaki geniş ve parlak sarı renkli birer bant uçarken belirgin bir biçimde görülür. Dişiler mayıs ya da haziranda, genellikle meyve ağaçlarına bayağı ispinozunkinden daha özenli bir yuva yapar. Yosun, ot ve yünlerin, örümcek ağlarıyla birbirine bağlandığı yuva, kıllar ve meyve artıklarıyla döşenir. Yuvaya bırakılan yumurtalar 3-4 tane kirli beyaz renkli ve az sayıda kahverengi beneklidir. Bunlar Türkiye’nin bütün bölgelerinde ürer.
Daha küçük yapılı ve 12 cm uzunluğunda olan iskete (Carduelis spinus) Asya’nın doğusu ile Avrupa’da yaşar. Türkiye’de yalnız Karadeniz Bölgesi’nde üremektedir. Erkeğin tepesi, alnı ve gaga altı siyah, göğsü, kanat bantları, yüzünün ve kuyruğunun yanları sarıdır. Dişinin kanatlarında benzer desenler görülürse de başı ve gövdesi daha soluk renklidir. Özellikle iğneyapraklı ormanlarda yaşar, tohumla beslenirler. Cıvıltılı sesleri kışın ve göç sırasında Türkiye’nin hemen her yerinde duyulabilir.
Şakrakkuşu (Pyrrhula pyrrhula) 16 cm uzunluğunda ve tombul görünüşlüdür. Islığa benzer bir sesle öter. Üst bölümleri siyah ve boz, kuyruksokumları beyaz, alt bölümleri erkeklerde kırmızı, dişilerde soluk kahverengidir. İskete gibi Türkiye’de yalnız Karadeniz Bölgesi’nde ürer, ama kışın isketeden farklı olarak Karadeniz, Marmara ve Ege bölgeleri dışında görülmez. Üreme mevsiminin dışında küçük sürüler halinde bir araya gelebilirler.
Coğrafi dağılımı Asya’nın bir bölümünden Avrupa’ya ve Kuzey Afrika’ya uzanan florya (Carduelis chloris) Anadolu’nun doğu ve güneydoğu kesimleri dışında Türkiye’nin tüm yörelerinde üremektedir. Erkek, dişiden daha iri ve daha parlak renkli, alt bölümleri sarımsı yeşil, üst bölümleri daha koyu renkli olmasıyla dikkat çeker. Zengin ve cıvıltılı ötüşü uçarken ve tünemişken başka başkadır.
Ketenkuşu (Acanthis cannabirıa) Türkiye’ nin her yerinde görülen oldukça soluk renkli bir türdür. Ama baharda üreme mevsimi yaklaşırken erkeğin tepe ve göğüs tüyleri kızarır, melodik sesi duyulmaya başlar.
Çaprazgagalar (Loxia cinsi) iğneyapraklı ağaçlara yuvalanır ve bu ağaçların tohumlarıyla beslenir. Uçları birbirlerine doğru kıvrılarak çapraz oluşturan güçlü gagaları kozalakların açılıp tohumların çıkartılmasını kolaylaştırır.
Kuş meraklılarının gözdesi olan kanarya (Serirıus canaria) 400 yıl kadar önce evcilleştirilmeye başlanmış, günümüzde renk ve ötüş özellikleri farklı birçok kanarya soyu elde edilmiştir.
Kocabaş (Coccothraustes coccothraustes) 18 cm uzunluğuyla ispinozgillerin büyükleri arasındadır. Çok iri olan gagası özellikle dikkat çeker. Bu güçlü gaganın kıramayacağı tohum kabuğu yok gibidir. Avrasya ve Kuzey Afrika’da oldukça yaygındır. Türkiye’de Marmara Bölgesi’nde ürer, göç sırasında ve kışın Anadolu’nun batısında görülebilir.
Orta Amerika ülkeleri, Meksika ve ABD’nin yerli kuşlarından olan kardinalkuşunun (Cardinalis cardinalis) erkeği tepeliğinden kuyruk ucuna kadar parlak kırmızı tüylüdür. Yalnız yüzünde siyah bir leke görülür. Dişilerin tüyleri soluk ve kahverengimsidir.