Jonathan Swift
(1667-1745). Güliver’in Gezileri (Gulliver’s Travels; 1726) adlı ünlü romanıyla tanınan İrlandalı yazar Jonathan Swift İngiliz edebiyatının en büyük düzyazı yergi ustalanndan biridir.
Jonathan Swift İrlanda’da, Dublin’de doğdu. Babası o doğmadan ölmüştü. Yakın akrabalarının yanında mutsuz bir çocukluk geçirdi. Dublin’deki Trinity College’da okudu. 1688’de İngiltere’ye giderek devlet adamı
ve yazar Sir William Temple’ın yanında sekreter olarak çalışmaya başladı. Swift çok geçmeden siyasetle, dinle ve halkın sorunlarıyla ilgilenmeye başladı. Sir William Temple’ın ölümünden sonra bir süre İrlanda’da köy
papazlığı yaptıysa da, zamanının çoğunu İngiltere’de geçiriyor ve Londra’nın siyasal yaşamına gün geçtikçe daha fazla giriyordu.
Arkadaşlık ettiği kişiler arasında zamanın ünlü yazarlarından bazıları da vardı. Yazdığı denemelerde ve kitapçıklarda, küçümsediği budala insanlarla ve görüşlerle zekice alay ediyordu. Acımasız olduğu kadar ciddi yergileriyle kısa sürede edebiyat ve siyaset çevrelerinde tanındı. Swift çeşitli dinsel inançlar arasındaki çatışmayı, din ve bilimdeki yozlaşmayı gözler önüne sermek amacıyla imzasız olarak A Tale o f a Tub'ı (1704; “Teknenin Masalı”) yazmıştı. Ne var ki, okurlar alaycı üslubundan yapıtın yazarını keşfetmekte gecikmedi.
Jonathan Swift iktidarın hükümdar, soylular ve halktan temsilcilerin oluşturacağı ortak bir anayasaya dayanması gerektiğine inanıyordu. Ona göre yönetirken hiçbir şekilde zorbalığa başvurulmamalıydı. Siyasal uğraşlarının yoğunluğuna karşın, gerçek adı Esther Johnson olan, sekiz yaşından beri tanıdığı bir kıza adadığı Journal to Steila (1766-68; “Stella’ya Günlük”) başlıklı bir günlük tutmaya da zaman bulmuştu. Bu günlükte, İngiltere’de gerçekleşen değişimleri ve bu konudaki görüşleri yer alıyordu.
1713’te, Dublin’de St. Patrick Katedrali’ne başpapaz olarak atandı. Tory’lere yakınlık duyan Swift, partisi iktidardan düşünce ağır saldırılara hedef oldu. Bu nedenle bir süre toplumsal yaşamdan uzak durdu. Özel yaşamında da bazı sorunlar çıktı. Stella’nın 1728’de ölümüyle en eski ve değerli dostunu yitirdi.
Swift mutsuzluğuna ve incinen onuruna karşın, yazılarıyla, yanlış ve adaletsiz bulduğu her şeye saldırmayı sürdürdü.
Swift’in ünlü romanı Güliver’in Gezileri'nin kahramanı Lemuel Gulliver çeşitli düşsel ülkelere yolculuklar yapar. Lilliput ülkesinde altı parmak boyunda insanlarla karşılaşır. Brobdingnang ülkesindekiler ise 60 ayak boyunda devlerdir. Laputa adlı uçan adada, uyuklayan, gülünç bilginler yaşar. Güliver son olarak Houyhnhnm adındaki atların ülkesine gider. Bu ülkede, çirkin ve kötü bir hayvan durumunda olan insan, akıllı atların yönetimi altında yaşamaktadır. Aslında Swift’in böyle bir öyküyü kaleme almaktaki amacı insanların gerçek dünyadaki yanlış ve akıldışı davranışlarını sergilemek, onların rahatını kaçırmaktı. Bu yapıt Türkçe’ye 1935’ten bu yana çeşitli adlarla birçok kez çevrilmiştir. Swift’in en acımasız yergisi ise, 1729’da alaylı bir dille kaleme aldığı, yoksul çocukların ailelerine ve ülkeye yük olmalarını önlemek için zengin ailelerin sofralarında yiyecek olarak sunulmasını önerdiği, dilimize “Naçizane Bir Öneri” başlığıyla çevrilen mektuptur.
1742’de ağır bir hastalığa yakalanarak ölen Swift, Dublin’deki St. Patrick Katedrali’nin bahçesinde, Stella’nın yanı başına gömüldü.