Kaju
Amerika’nın tropik kesimlerinde kendiliğinden yetişen kaju ağacının tohumlarından besin olarak yararlanılır. 16. yüzyılda Portekizli misyonerlerce Doğu Afrika ve Hindistan’a götürülerek oralarda yetiştirilmeye başlayan bu ağaç adını da Portekizce bir sözcükten alır.
Kaju (Anacardium occiderıtale) zengin topraklarda 12 metreye kadar boylanabilen bir ağaçtır. Açık yeşil renkli ve derimsi, oval yaprakları vardır. Dalların ucundan aşağıya doğru sarkan tohumların üst tarafında kırmızımsı turuncu renkli etli bir bölüm bulunur; uzaktan bakıldığında meyveye benzeyen, bu yüzden de “kaju elması” denen bu etli yapı tohumu taşıyan sapın genişlemesiyle oluşmuştur. Kaju elmaları hem taze meyve gibi yenir, hem de reçel yapılır; suyundan da genellikle, mayalandırılarak şarap hazırlanır.
İri fasulye tanelerini andıran kaju tohumları iki kat kabukla örtülüdür; dıştaki ince ve esnek, içteki sert yapılı olan bu kabukların arasında insanın derisine değdiğinde kabarcık oluşturan kahverengi bir yağ bulunur. Tohumdan özütlenerek çıkarılan bu yağ böcek ilacı ve plastik yapımında kullanılır. Tohumların dış kabuğu genellikle yakılarak, iç kabuğu ise kırılarak açılır. Kabukları ayıklanmış yağca zengin tohum içi başlıca kuruyemiş olarak tüketilir ve çeşitli yemeklere katılır; ayrıca sıkıştırılarak yemeklik yağ çıkarılır. Kaju ağacının yalnızca tohumlarından değil, odunundan ve zamkından da yararlanılır. Odunu sandık ve tekne, zamkı cila yapımında kullanılır.
Dünyada en çok kaju üreten ve satan ülke Hindistan, en çok satın alan ülke ise ABD’dir