Katherine Mansfield
(1888-1923). Katherine Mansfield 34 yıllık kısa yaşamı süresince yayımladığı üç ciltlik öykü kitaplarıyla 20. yüzyılın en yetenekli öykü yazarlarından biri olarak kabul edilir. İnsan davranışlarının nedenlerini kavramakta usta olan Mansfield, Rus oyun ve öykü yazarı Anton Çehov’dan etkilenmiştir.
Asıl adı Kathleen Mansfield Beauchamp'dı. Yeni Zelanda'da Wellington'da doğdu. 1903-06 arasında Londra'da Queen's College'da öğrenim gördü. Yeni Zelanda'da iki yıllık bir müzik eğitiminden sonra 1908'de yeniden Londra’ya döndü. Orada geçim sıkıntısıyla dolu iki yıl geçirdi. İlk öykü kitabı olan In a German Pension (“Bir Alman Pansiyonunda") 1911'de yayımlandı. Aynı yıl eleştirmen John Middleton Murry'nin çıkardığı Rhythm ve The Blue Review adlı dergilerde KM imzasıyla kısa öyküler ve denemeler yazmaya başladı. 1916'da yayımlanan Prelüde (“Giriş") adlı öyküsüyle artık kendi özgün üslubunu bulmuştu.
1917'de verem olduğu anlaşılan Katherine Mansfield yaşamının son yıllarını yumuşak iklimin hastalığını iyileştireceğini umarak Fransa, İtalya ve İsviçre’de geçirdi. 1918’de John Middleton Murry ile evlendi. En olumsuz koşullarda bile yazmayı sürdürdü. En güzel öykülerini Bliss (1920; “Sevinç”) ve The Garden Party (1922; “Garden Parti”) adlı iki kitapta topladı.
Ölmeden önce kocasına yazılarını gözden geçirip en değerlilerini saklamasını, gerisini yok etmesini vasiyet ettiyse de John M. Murry, Mansfield’den ne kaldıysa zaman içinde hemen hepsini yayımladı. Yazarın son öyküleri ölümünden sonra The Dove’s Nest (1923; “Kumru Yuvası”) ve Something Childish (1924; “Çocukça Bir Şey”) adlı kitaplarda çıktı. Yayımlanmış olan beş öykü kitabında böylece toplam 88 öyküsü yer aldı. Daha sonra çeşitli yazılarını ve mektuplarını içeren Journal of Katherine Mansfield (1927; “Katherine Mansfield’in Güncesi”) ve Letters (1928; “Mektuplar”) adlı iki kitap yayımlandı. Öykülerinde son derece canlı ve inandırıcı portreler çizen, düş kırıklıklarını şiirsel ve duygu yüklü bir dille kaleme alan Katherine Mansfield, öykünün bir edebiyat türü olarak gelişmesine katkıda bulundu. Yazarın değişik yapıtlarından seçilmiş bazı öyküleri Türkçe’ye çevrilerek Ölü Albayın Kızları (Daughters of the Late Colonel) ve Seçme Hikâyeler adlı kitaplarda toplandı.