Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Kemal Tahir

  • Okunma : 373
Kemal Tahir Resim

Kemal Tahir (1910-1973), roman anlayışıyla, romanlarındaki yorum ve düşünceleriyle dikkati çeken, tartışmalara yol açan bir yazardır. Soyadı Demir olan Kemal Tahir İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’ni bitirmeden ayrıldıktan sonra avukat kâtipliği, Zonguldak Kömür İşletmeleri’nde ambar memurluğu yaptı. 1932’de gazeteciliğe başladı, çeşitli gazete ve dergilerde çalıştı. 1938’de siyasal bir suç nedeniyle 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı; Çankırı, Çorum, Nevşehir, Malatya cezaevlerinde 12 yıl yattı. 1950’deki genel af yasasından yararlanarak özgürlüğüne kavuştuktan sonra İstanbul’a döndü. Ölümüne kadar verimli bir yazarlık yaşamı sürdürdü.

    Edebiyat yaşamına toplumsal konuları işleyen şiirlerle giren Kemal Tahir, ilk öykülerini 1941’de yayımladı, daha sonra romana geçti. Kemal Tahir’in romanları iki kümeye ayrılabilir: Köye yönelik olanlar ve çeşitli tarihsel dönemleri konu alanlar. Genellikle Çorum ağzını kullandığı, köye yönelik romanlarında Çankırı ve Çorum yörelerinin toplumsal sorunlarını, uzun cezaevi yaşamından tanıdığı insanları ele aldı. Birbirini tamamlayan Sağırdere (1955) ve Kör duman (1957) romanlarında Ankara’ya çalışmaya giden bir gencin gurbetteki ve köyüne döndükten sonraki yaşamını anlattı. Yediçınar Yaylası (1958), Köyün Kamburu (1959), Büyük Mal (1970) üçlüsünde Tanzimat’tan (1839) cumhuriyetin ilk yıllarına kadar uzanan bir zaman içinde kırsal kesimdeki toplumsal değişmeyi konu aldı. Toprak ağalığının ortaya çıkış nedenleri üzerinde durdu. Eşkıyalık sorununu işlediği Rahmet Yollan Kesti'de (1957) eşkıyayı bir kahraman olarak gösteren görüşe karşı çıktı. Köy Enstitüleri’ne eleştirel bir gözle bakan Bozkırdaki Çekirdek (1967) romanı dolayısıyla olumlu ve olumsuz eleştiriler aldı. Kelleci Memet’te (1962) yanında çalıştığı ağayı kaza kurşunuyla öldüren bir gencin hikâyesini anlattı. Bu çerçevede cezaevi yaşamını gerçekçi biçimde canlandırdı. Ölümünden sonra yayımlanan Namusçular (1974), Karılar Koğuşu (1974), Damağası (1977) romanlarında da kırsal kesim insanlarını ve cezaevi yaşamını konu aldı. Bütün bu yapıtlarda kırsal kesime özgü, çoğunlukla çarpık insan ilişkilerini sergiledi, dikkat çekici tipler yarattı.

    Tarihsel dönemleri ele alan romanlarına bir temel oluşturan Devlet Ana'da (1967), Osmanlı Devleti’nin kuruluş serüvenine eğildi. Devletin hangi temeller üzerine kurulup gelişebildiğini açıklamaya çalıştı. Esir Şehrin İnsanları (1956) ve Esir Şehrin Mahpusu (1962) romanlarında düşman işgali altındaki İstanbul’u anlattı. Yorgun Savaşçı ‘da (1965) I. Dünya Savaşı’ndan yenilgiyle çıkan subayların içine düştükleri durumu, yılgınlığın giderek direnmeye dönüşmesini, Kurtuluş Savaşı’nın ilk evrelerini yansıttı. Kurt Kanunu'nda (1969) Atatürk’e karşı düzenlenen İzmir suikastı çevresinde, Kurtuluş Savaşı’nı kazanan kadro ile İttihat ve Terakki yandaşları arasındaki hesaplaşmayı dile getirdi. Yol Ayrımı’nda (1971) Serbest Cumhuriyet Fırkasının kuruluş yıllarını ele aldı. Bu çerçevede Esir Şehir dizisi, Yorgun Savaşçı ve Kurt Kanunu'nda bir kavganın içinde olan kişilerin, ulaşılan noktadaki düş kırıklıklarını sergiledi.

    Kemal Tahir’in bazı roman kişileri aracılığıyla dile getirdiği tarihsel toplumsal görüşleri geniş tartışmalara yol açmıştır. Türk toplumunun batı toplumlarından daha değişik bir gelişme çizgisi izlediğini ileri sürmüştür. Buna bağlı olarak insan ilişkileri de batıdan değişiktir; bundan dolayı Türk romanı da değişik olmak zorundadır.

Kemal Tahir Resimleri