Kılcallık
Bir küp şeker parçası, fincandaki çayın ya da bir başka sıvının yüzeyine değdirilirse, sıvının şekerin içine emilerek yukarı doğru yükseldiğini görürüz. Kurutma kâğıdında mürekkebin, ucu suya batırılmış havluda suyun, lamba fitilinde gazyağının emilerek yukarı yükselmesi de buna benzer. Yerçekimi kuvvetine karşı gerçekleşen bu harekete kılcal etki ya da kılcallık denir.
Herhangi bir maddeyi oluşturan küçük parçacıklara molekül denir. Moleküller, birbirleri arasında etkiyen ve bağlanma kuvveti denen bir çekim kuvvetinin etkisiyle bir arada dururlar. Üstü açık bir kaptaki bir sıvının yüzeyinde yer alan moleküller, bağlanma kuvvetinin etkisiyle sıvının içine doğru çekilirler; bu da sıvının yüzeyinin bir deri gibi davranmasına neden olur. Kuru bir iğnenin batmadan suyun yüzeyinde yüzebilmesinin ya da bazı böceklerin su yüzeyinde yürüyebilmesinin nedeni budur. Sıvının kabın iç duvarlarıyla temas ettiği yerlerde bir başka kuvvet etkir. Bu, sıvıdaki moleküller ile kabın yapıldığı maddenin (örneğin cam) molekülleri arasında etkiyen ve yapışma kuvveti denen çekim kuvvetidir. Eğer cam ile sıvı molekülleri arasındaki bu yapışma kuvveti, sıvının molekülleri arasındaki bağlanma kuvvetinden daha büyükse sıvı, cama temas ettiği yerlerde yukarı doğru çekilir, bu da sıvının yüzeyinin çukurlaşmasına neden olur.
Su dolu bir cam bardağın içine ince bir cam boru (kılcal boru) daldırılırsa, borunun içine derhal su dolar ve borunun iç duvarlarındaki çekim kuvvetinin etkisiyle su, borunun içinde yükselerek kaptaki düzeyinin üstüne çıkar. Kılcal boru ne kadar inceyse, yani çapı ne kadar küçükse, duvar alanının içeri giren su hacmine oranı o kadar büyük olur; bu da suyun üzerinde etkiyen çekim kuvvetinin o denli büyük olmasına ve dolayısıyla borunun içindeki su sütununun o denli yükselmesine yol açar. Cıvayla dolu bir cam bardak ya da duvarları parafin kaplı ve içi su dolu bir kap düşünelim; bu iki durumda da yapışma kuvveti bağlanma kuvvetinden daha küçüktür ve bu nedenle bardağın ya da kabın kenar kesimlerdeki su yüzeyi aşağı doğru çekilir. Bu durumda, kaba daldırılan kılcal borudaki sıvı sütununun yüksekliği, kaptaki sıvı düzeyinin altına düşer.
Yeraltındaki su, kılcallık etkisiyle toprak parçacıkları arasındaki hava boşluklarından yukarı doğru çekilir, bu da toprağın kurumasına neden olur. Ama öte yandan, sıcak ve kurak günlerde toprak yüzeyindeki su buharlaşıp uçtuğunda, derinlerdeki suyun toprak yüzeyine doğru yükselip bitkilerin köklerine ulaşmasında ve onları kurumaktan kurtarmasında, kılcal etkinin önemi büyüktür.