Kimyasal terimleme
Kimyasal terimleme, Bilinen kimyasal bileşiklerin sayısı 4 milyondan çoktur; üstelik bu sayı gün geçtikçe artmaktadır. Her bileşiğe, bütün öbür bileşiklerden ayırt edilmesini sağlayacak en az bir anlaşılır ad vermek için kimyasal terimlemeden yararlanılır. Bazı güçlükler varlığını sürdürmekle birlikte, bu iş büyük ölçüde başarılmıştır. Üstelik, sistematik kimyasal terimlemenin kullanımını basitleştirmeye yönelik çalışmalar da sürdürülmektedir.
Kimyasal terimlemenin dayandığı ilke, adı bir yapıyla ilişkilendiren sistemlerin geliştirilmesidir. Kimyasal terimlemenin gelişmesinde, üç olay önemli rol oynamıştır. Bunlardan birincisi, aralarında Antoine Laurent La-voisier ve Claude Louis Berthollet'nin de bulunduğu bir Fransız kimyacılar topluluğunun, inorganik (ya da anorganik) bileşikler için 1787'de genel bir sistem önermeleridir. İkinci olay, 1892'de toplanan ve organik bileşiklerin adlandırılmasıyla ilgili ilkeleri ortaya koyan Cenevre Kongresi'dir. Üçüncü olaysa, Uluslarası Saf ve Uygulamalı Kimya Birliği'nin (İUPAC) çalışmalarında önemli bir yer tutan terimleme komisyonlarının kurulmasıdır. İlk olarak 1911'de Uluslarası Kimya Birliği (İUC)jadıyla örgütlenen İUPAC, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra 1920'de yeniden kurulmuş, Organik Terimleme Komisyonu 1930'da, İnorganik Terimleme Komisyonu'ysa 1940'ta birer kesin rapor yayınlamışlardır; bu raporların her ikisi de, o tarihten bu yana genişletilmektedir. Günümüzde kimyasal terimleme alanındaki bütün gelişmelerle İUPAC terimleme komisyonları ilgilenmektedir.
İnorganik bileşikler: Kimyacılar, birçok inorganik bileşik için, uzun süredir yapısal adların yerine stokiyometri adlarını yeğlemektedir. Bu nedenle, ikili bileşiklerde, daha elektropozitif olan bileşene elementin adı verilir, sonra daha elektronegatif olan elementin -ür olarak değiştirilmiş adı eklenir:
LİH Lityum hidrür
NaCI Sodyum klorür
Her elementin atomlarının sayısını göstermek için sayısal öntakılar kullanılır ya da değişken birleşme yeteneği bulunan elementlerin oksitlenme durumu (sayısı) belirtilir.
FeCI2 Demir diklorür
Demir (II) klorür
Oksitlerde iki ya da daha çok oksijen atomunun varlığını göstermek için per- öneki kullanılır:
K2O2 Potasyum peroksit
Bazı inorganik bileşiklerin, hidrokarbonların adlarına çok benzeyen hidrürler temel alınarak adlandırılması kolaylık sağlar.
H2P-PH2 Difosfan
H3Si-SiH2-SiH3 Trisilan
Bunlar, hidrokarbon türevlerinde olduğu gibi, yer değiştirme (ornatma) adlarına kaynak oluşturur:
(C6H5)2P-P(C6H5)2 Tetrafenildifosfan
HSİCI3 Triklorosilan
Basit birer hidrür olmayan birkaç başka bileşik de terim-lemede kaynak bileşik olarak işlem görür.
H3PO Fosfin oksit
(CH3)3PO Trimetilfosfin oksit
Bor hidrürlerinin özel olarak ele alınması gerekir; çünkü bu bileşiklerin çoğu, bor atomu kümeleri içerir. Bor hidrürlerinin adları, bor atomlarının sayısını gösteren sayısal bir öntakı, genel boran terimi ve hidrojen atomlarının sayısını gösteren parantez içinde bir doğal sayıdan oluşur.
BH3 Boran (3)
B2H6 Diboran (6)
Geniş bir asit grubunun ve tuzlarının adları, çeşitli sonekler ve önekler kullanılarak ortadaki atomun oksitlenme durumuyla genel biçimde ilişkilendirilmiş adlardır. Ama bu adlar ne stokiyometrik ne de yapısaldır:
HCI hidroklorik asit NaCI sodyum klorür
HOCI hipokloröz asit NaOCI sodyum hipoklorit
HCIO2 kloroz asit NaCI02 sodyum klorit
HCIO3 klorik asit NaCI03 sodyum klorat
HCIO4 perklorik asit NaCI04 sodyum perklorat
iyonların (yüklü atomların ya da atom gruplarının) çoğunun adları, tuzlarda kullanılan adların aynıdır:
Katyonlar Anyonlar
H+ Hidrojen H- Hidrür
Mg2+ Magnezyum CIO3- Klorat
Bir hidriire bir protonun eklenmesiyle oluşan katyonların adları, ana hidrürün kök adına -yum eklenerek elde edilir:
NH4+ Amonyum SH3+ Sülfonyum
Hidrürün bir proton yitirmesiyle oluşan anyonlara, kalan hidrojen belirtilerek ya da belirtilmeksizin, -it'le biten adlar verilir:
NH2 Amit HS- Hidrojen sülfit
NH2 imit OH- Hidroksit
KARMAŞIK BİLEŞİKLER
Karmaşık bileşikleri terimleme yöntemi, inorganik bileşikleri adlandırmanın belki de en genel yöntemidir. Bu yöntem eklemeli bir sistemdir; bağlayıcılar, merkezdeki atomu oluşturan elementin adına abecesel sırayla eklenen öntakılardır. Elementin (merkezdeki atomun) oksitlenme durumu ya da düzenleşme biriminin parantez içinde gösteriten yükü, merkezdeki atomun adına eklenir. Bileşik, anyon niteliği taşıyorsa, merkezdeki atomun adı -at eklenerek değiştirilir. Birleşik yüksüzse ya da katyon niteliği taşıyorsa, merkezdeki atomun adı değiştirilmez.
Merkezdeki atomla birden çok noktada bağlanmış bağlayıcılar (çelat bağlayıcıları), tek çıkıntılı gruplar olarak ele alınır:
İki atomdan'biri (ya da üç olası atomdan herhangi ikisi vb.) aracılığıyla düzenleşme oluşturabilen CN , N02 ve SCN' gibi bağlayıcılarda, düzenleşmenin oluşmasını sağlayan atomlar, simgeleri italik yazılarak gösterilir:
Bazı bileşikler, sergiledikleri davranıştan dolayı, "katılma bileşikleri" diye tanımlanır. Formülleri şöyle yazılır: CaCI2-6H20; (CH3)3N.BF3; CrCI3.6NH3. Tuzların suyla oluşturduğu katılma bileşikleri çoğunlukla "hidrat" diye amonyakla oluşturduğu katılma bileşikleriyse "amonyat" diye adlandırılır. Bu tür bileşiklerin sistematik adları şöyledir:
Na2C03.10H20 Sodyum karbonat-su (1/10)
CaCI2.8NH3 Kalsiyum klörür-amonyak (1/8)
ORGANİK BİLEŞİKLER
Organik bileşikler terimlenirken, ana bileşiklerde bulunan hidrojen atomlarının yer değiştirmesi (ornatılması) kavramı temel alınır. Halkasız (ya da alifatik) bileşikler, sistemin temelini oluşturur. Dallanmamış hidrokarbon zincirlerinin ve bunlarla ilgili köklerin temel adları şöyledir:
Hidrokarbon Kök
CH4 Metan CH3- Metil
CH3CH3 Etan CH3CH2- Etil
CH3CH2CH3 Propan CH3CH2CH2- Propil
CH3(CH2)2CH3 Bütan CH3(CH2)2CH2- Bütil
CH3(CH2)3CH3 Pentan CH3(CH2)3CH2- Pentil
CH3(CH2)4CH3 Heksan Heksil
vb. vb.
Pentanla başlayarak, sayısal öntakılar karbon atomlarının sayısını belirtir. Dallanmış hidrokarbon zincirleri, dallanmamış hidrokarbon zincirlerinin ornatma türevleri sayılır; ornatma konumları doğal sayılarla gösterilir:
Çoklu bağlar, tanımlayıcı -en ve -in sonekleriyle gösterilir; bunların zincirdeki konumu, doğal sayılarla belirtilir:
Önce en düşük doğal sayılar doymamış bağlara, sonra da yer değiştiren zincirlere verilerek, zincir boyunca kesin sayılama elde edilir.
Aşağıda anlatılan aromatik sistemler dışındaki doymuş hidrokarbon halkaları, aynı sayıda karbon atomu bulunan dallanmamış hidrokarbon zincirinin önüne yapısal öntakılar konularak adlandırılır. Siklo-, bisiklo-, trisiklo-vb. önekleri, halka sayısını gösterir; spiro, dispiro vb. önekleriyse, iki halkada ortak atomu bulunan sistemleri ve böyle atomların sayısını belirtir. Halkasız hidrokarbonlarda, -en ve -in sonekleri doymamışlığı gösterir ve sistemin tanımlanmış sayılarına uygun en düşük doğal sayılar çoklu bağlara verilerek kesin sayılama elde edilir.
Son derece önemli bir halkalı hidrokarbon grubu "aromatik bileşikler" diye adlandırılır. Bunlar, çoğunlukla almaşık çift ve tek bağlarla gösterilen yöresizleşmiş pi- bağlanma sistemi bulunan doymamış yapılardır. Temel halka sistemleri, uzun süredir ornatma türevlerinin ve öbür halkalı sistemlerin adlandırılmasına kaynaklık eden gelişi güzel adlarla bilinmektedir:
Halka yapısı içinde karbon atomlarından başka atomlar içeren halka sistemlerine "karma halkalar" denir. Bunların birçoğu, uzun süredir, türevlerin ve öbür karma halkalı bileşiklerin adlandırılmasına kaynaklık eden gelişigüzel adlarla bilinmektedir.
KÖKİŞLEVSEL TERİMLEME
Organik bileşiklere verilen bütün adlar mutlak ornatma kökenli değildir. En yaygın kullanılan farklı uygulamalardan biri, kökişlevsel terimlemedir. Burada bir işlevsel grup türü seçilir ve çok sözcüklü bir adın son sözcüğü olarak kullanılır:
İkinci tür polimerler adlandırılırken, polimeri, tepkenlerin monomer ürünündeki halka açıklığının oluşturduğu dikkate alınır.
Doğrusal polimerleri adlandırmakta kullanılan resmî (İUPAC) yöntemde, yinelenen en küçük yapısal birimin sistematik adı temel alınır.