Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Macaristan

  • Okunma : 329
Macaristan Resim

Macaristan, denize kıyısı olmayan bir Orta Avrupa ülkesidir. Batısında Avusturya, kuzeyinde Slovakya, kuzeydoğusunda Ukrayna, doğusunda Romanya, güneyindeyse Hırvatistan ve Sırbistan vardır. Tuna Irmağı ülkeyi doğu ve batı olmak üzere ikiye ayırır.

    Batı kesiminin ortasında bir dinlence yeri olan balıklarıyla ünlü Balaton Gölü yer alır. Orta Avrupa’nın en büyük gölü olan Balaton Gölü’nün uzunluğu 77 km kadardır, derinliğiyse 11 metreyi geçmez. Gölün kuzeyindeki ormanlık Bakony Dağları, kuzeydoğu yönünde Tuna Irmağı kıyısındaki Budapeşte kentinin bulunduğu tepeye kadar uzanır. Balaton Gölü’nün güneyindeki yamaçlar çok verimlidir. Ülkenin kuzeybatı ucu alçak ve bataklıktır.

    Tuna’nın doğusunda kalan bölüm, Karpat Dağları’nın eteklerini oluşturan alçak alanların bulunduğu kuzey sınırı dışında geniş, düz ve açık bir ovadır. Ağır akışlı Tisa Irmağı ile kollarının biriktirdiği alüvyonlardan oluşan bu ova Alföld (Macaristan Ovası) adıyla bilinir. Macaristan’ın iklimi oldukça serttir; kışlar soğuk, yazlar sıcak geçer. Ülkenin doğu bölümünde yağışlar batıya oranla daha azdır. Alföld, bazı yazlar çok sıcak ve kurak günler yaşar.

    Alföld’ün güneyinde toprak çok verimlidir. Ancak bazı kesimleri kumlu, bataklık ya da tuzludur. Bitki örtüsü, genellikle bozkırlarda olduğu gibi baharda çıkan, kaba otlar ve devedikenleri arasında görülen, süsengiller ve orkide türünden çiçeklerdir. Karpat Dağları’nın eteklerinde ve Bakony Dağları’nda kayın ve meşe ağaçları yetişir. Buralarda ve öteki yüksek ormanlık alanlarda geyik ve yaban domuzları yaşar. Büyük bataklık alanlarda balıkçıl, turna, kaşıkçıkuşu, leylek ve flamingo görülür.

Halk

Macarlar’m ataları Volga Irmağı ile Ural Dağları arasındaki ormanlık bölgeden göç ederek önce Don Irmağı kıyılarına, 9. yüzyılda da Tuna havzasına yerleşmişlerdir. Macarca, Fince ve Estonca ile akraba olan bir Fin-Ugor dilidir. Macarca’da alma (elma), arpa ve balta gibi Türkçe sözcüklerin yanı sıra Rusça, Almanca ve başka dillerden gelme pek çok sözcük de yer alır.

    Zengin Macar müziği, kıvrak dans müziğini, marşları ve hüzünlü halk türkülerini içerir. Dünyaca tanınmış büyük bestecilerden Franz Liszt ve Belâ Bartök Macar’dır.

    Macaristan’da soylu güzel atlar yetiştirilir. Dünya çapında pek çok binici yetiştiren Macarlar'ın husar denen hafif süvarileri öbür Avrupa ordularınca örnek alınmıştır. Macarlar eskrim, futbol, tenis ve buz hokeyini çok sever. Tuna Irmağı ve Balaton Gölü’nde yazın kürek ve yüzme, kışın da kayak, buz pateni ve kızak gibi kış sporları yapılır.

    Macaristan’da halkın üçte ikisi Katolik, geri kalanın büyük bölümü ise Protestan’dır.

Kentler ve Sanayi

Macaristan’ın başkenti, Tuna Irmağı üzerindeki Budapeşte’dir. Öbür büyük kentler, doğuda Debrecen ve Miskolc, güneyde Pecs ve Szeged, kuzeybatıda Györ’dür.

    Gelişkin bir tarım ülkesi olan Macaristan’daki çiftlikler öbür Doğu Avrupa ülkelerindeki çiftliklerden daha verimlidir. Eskiden büyük bir bölümü otlak olan Alföld’de taşkın denetimi ve akaçlama çalışmaları sonucunda büyük ölçüde toprak kazanılmıştır. Günümüzde büyük oranda ekili olan bu ovada birçok aileye iş sağlayan büyük devlet çiftlikleri bulunur. Bu bölgede çok yüksek nitelikte buğday, şekerpancarı, patates, sığır besini olarak kullanılan mısır ve meyve yetiştirilir. Ülkenin öbür bölümlerinde de büyük çiftlikler ve çok sayıda küçük aile işletmesi vardır. Buralarda tahıl ve kök bitkilerin yanı sıra kavun, paprika (etli kırmızı biber) ve tütün yetiştirilir. Balaton Gölü’nün kuzey kıyısında üzüm bağları vardır. Ama en iyi şaraplar kuzeydoğudaki Tokay tepelerinde bulunan bağlardan elde edilir.

    Macar yemeklerinde paprika, çeşitli tat ve koku verici baharat kullanılır. En gözde Macar yemeği, bir et yemeği olan gulaş'tır. Tütsülenmiş domuz etleri, sarımsaklı salamlar ve haşhaşlı kekler özgün Macar yiyecekleridir. Ünlü beyaz Tokay şaraplarının yanı sıra, kuzeydoğudaki Eger’in kırmızı bikaver şarapları dünyaca ünlüdür.

    Macaristan’da kömür, boksit, demir cevheri, petrol ve doğal gaz vardır. Bununla birlikte demir ve petrol başka ülkelerden de satın alınır. II. Dünya Savaşı’ndan bu yana sanayinin gelişmesi için büyük çaba harcanmış ve çok sayıda fabrika kurulmuştur. Bu fabrikalarda makine, traktör, otobüs, televizyon, radyo, dokuma ürünleri, giyecek, kâğıt ve kimyasal maddeler üretilir. Demir ve boksiti işleyen büyük çelik ve alüminyum tesislerinden başka bir nükleer enerji santralı da vardır.

    Budapeşte bir kara ve demiryolu kavşağıdır. Tuna Irmağı taşımacılık için önemli bir suyoludur. Açık deniz gemileri Tuna yoluyla Budapeşte’ye kadar ulaşabilir. Ülkenin başlıca havalimanı da Budapeşte’dedir.

Tarih

9. yüzyıla kadar göçebelikle geçinen Macarlar o tarihte atlarını otlatmaya elverişli, Alföld Ovası’na yerleştiler. Macarlar, yağmalama amacıyla uzun süre Fransa ve Norveç’e akınlar yaptı. Bizans İmparatorluğu’nun güçlenmesi ve 955’te Alman Kralı I. Otto’nun karşısında uğradıkları yenilgi bu akınların durmasına neden oldu.

    Macarlar 10. yüzyılda Hıristiyan dinini benimsedi. Macar Kralı I. Istvân, Macaristan’ı yönetim birimlerine ayırdı. Bu birimlerin yöneticileri bölgelerini kral adına yönetiyordu. Bunu izleyen yıllarda baş gösteren taht kavgalarına karşın Macaristan, zengin ve iyi yönetilen bir ülke oldu. 1173-96’da başa geçen III. Bela döneminde Avrupa’nın en güçlü devletlerinden biri durumundaydı. 13.
yüzyılda başlayan Moğol saldırısı Macaristan'ın nüfusunun yansını yitirmesine yol açtı. Daha sonra uzun süre yabancı hükümdarlann yönetiminde kalan Macaristan 14. yüzyılda Osmanlı akmlarmm tehdidi altına girdi. 1396’da Osmanlılar’a karşı bir Haçlı seferi düzenleyen Macarlar, Niğbolu’da yenilgiye uğradı. Osmanlılar’la çatışmalar 15. yüzyılda da sürdü. Fatih Sultan Mehmed Konstantinopolis’i (İstanbul) aldıktan sonra Avrupa’ya yöneldi. Macarlar Osmanlılar’ı 1456’da Belgrad’da ulusal kahramanlan Jânos Hunyadi’nin yönetiminde yendiler. Hunyadi’nin oğlu 1458’de I. Mâtyâs adıyla kral oldu. I. Mâtyâs hem babası gibi büyük bir asker, hem de büyük bir bilgindi.

    1521’de Belgrad’ı alan, 1526’da da Mohaç’ta (Mohâcs) Macarlar’ı yenen Osmanlılar ülkenin bir bölümünü işgal etti. Ardından, ülke ikiye bölündü. Bir bölümü Habsburg hanedanından bir kralın, öbür bölümüyse Macar asıllı bir kralın egemenliğindeydi. Daha sonra ülkenin orta kesiminde üçüncü bir krallık kuruldu. 1683’te Viyana’yı ikinci kez kuşatan Osmanlı ordusu, Lehistan Kralı Jan Sobiesky’nin yönettiği birleşik Hıristiyan orduları karşısında geri çekilmek zorunda kaldı. 1699’da imzalanan Karlofça Antlaşmasıyla da Osmanlılar Macaristan’ı terk etti.

    Böylece Macaristan bütünüyle Habsburg egemenliğine girdi. Habsburglar Almanya, Avusturya ve Bohemya gibi ülkelerin de yöneticisiydi. Macaristan’ı ülkenin kendi yasalarına göre yöneteceklerine söz verdikleri halde sözlerini tutmadılar. Bunun üzerine Macarlar bağımsızlıklarını kazanmak için önce 1703’te II. Ferenc Râköczi önderliğinde, daha sonra da 1848’de Lajos Kossuth önderliğinde ayaklandı ve 1849’da Macaristan’ın bağımsızlığı ilan edildi. Bu ayaklanmayı bastırmak için Habsburg
İmparatoru Franz Joseph, Rus çarından askeri yardım istedi. Ayaklanma şiddetle bastırıldıktan sonra Franz Joseph Macarlar’a daha fazla söz hakkı verdi. 1867’de Avusturya İmparatorluğu ile imzalanan bir antlaşmayla iki ülke birleşti ve adı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu oldu. Ne var ki, Macar yurtseverleri “ikili monarşi” adı verilen bu yönetime karşıydı. Devletin eğitim ve dil politikalarının Macarlar’dan yana olduğunu ileri süren Slovaklar, Romenler ve Sırplar da bu durumdan hoşnut değildi. Bu toplulukların bir bölümü, Ruslar gibi Slav oldukları için umutlarını Rusya’ya bağlamıştı.

    Macaristan I. Dünya Savaşı’nda Avusturya’ya bağlı olarak Almanya’nın yanında yer aldı. Savaşta yenilince de ülke topraklarının büyük bir bölümü Romanya, Çekoslovakya, Yugoslavya, Avusturya, Polonya ve İtalya arasında paylaştırıldı. Böylece, 1920’de imzalanan barış antlaşmasının sonunda, Macaristan topraklarının üçte ikisinden ve nüfusunun yarısından fazlasını yitirmiş oldu. 1918’de
cumhuriyet ilan edilmiş aynı yıl kurulan Komünist Partisi’nin önderi Bela Kun 1919’da yönetimi ele geçirmişti. Ne var ki, son Habsburg İmparatoru I. Karl’ı yeniden başa geçirmeyi ve yitirilen toprakları geri almayı planlayan Amiral Miklös Horthy, komünist yönetimi devirdi. 1920’de Amiral Horthy, yeni parlamento tarafından kral naibi ve geçici devlet başkanı seçildi. 1921’de I. Kari sürgünden
döndü. Oysa krallığın geri gelmesini istemeyen çevre ülkeler ve çok sayıda Macar, Horthy’nin kral naibi olarak kalmasını yeğliyordu. Bu durum 1944’e kadar sürdü.

    II. Dünya Savaşı’nda Macaristan yitirdiği toprakları yeniden almak umuduyla bir kez daha Almanya’nın yanında yer aldı. Macaristan’ın savaşa katılmasında ülkede Nazi yanlısı siyasal örgütlerin kurulması ve Yahudi düşmanlığının gelişip güçlenmesi de etken olmuştu. Savaş süresince Alman ordusu Macaristan’ı denetim altında tuttu. Almanlar 1944’te Amiral Horthy’yi naiplikten ayrılmaya zorlayıp kendi yandaşlarını yönetime getirdiler. 1945’te SSCB orduları Macaristan’a girerek Alman işgaline son verdi. 1947 barış antlaşmasıyla Macarlar 1920 antlaşmasındaki sınırlarla yetinmek durumunda kaldılar.

    1945’ten başlayarak güçlenen komünistler giderek yönetimi tümüyle ellerine geçirdiler. 1949’da Macaristan Halk Cumhuriyeti’nin kurulduğu ilan edildi. Kilise ile devlet birbirinden ayrıldı. Cumhuriyetin ilanına karşı çıkan Macaristan’ın en büyük din adamı olan kardinal ömür boyu hapse mahkûm edildi. Fabrikalar, bankalar ve çiftlikler kamulaştırıldı.

    1953’te başbakanlığa gelen Imre Nagy döneminde siyasal ve ekonomik alanlarda bazı reformlar yapıldı. Nagy, 1955’te görevinden alındıysa da kamuoyunun hoşnutsuzluğu üzerine sonraki yıl yeniden başbakanlığa getirildi. 1953-55 arasında başlatılan reformlar Macar halkınca da benimsenmişti. 1956 Ekim’inde ülke çapında bir ayaklanma başladı ve ancak SSCB birliklerinin Budapeşte’ye girmesiyle bastırılabildi. Ayaklanma sırasında 170 bin dolayında Macar batı ülkelerine
sığındı. 1956’dan 1988’e kadar parti önderi olan Jânos Kadar, ülkenin ekonomik yaşamındaki devlet tekelini azaltan ve özel mülkiyetin payını artıran reformların yanı sıra seçim sistemine de değişiklikler getirdi. Batıyla geniş bir ekonomik işbirliğine geçildi. Buna bağlı olarak ülkenin dış borçları yükseldi. Bu dönemde kilise de eski güçlü konumuna sahip oldu.

    Macaristan, özellikle 1980 sonrasında büyük ve önemli gelişmelere sahne oldu. SSCB’de Mihail Gorbaçov’un başlattığı açıklık (glasnost) ve yeniden yapılanma {perestroyka) politikalarının da etkisiyle bütün Doğu Avrupa ülkelerinde başlayan gelişmeler Macaristan’da da kendini gösterdi. 1989’da yeni siyasal partiler kuruldu. Çok partili ve serbest seçimli bir siyasal yaşama geçilmesi yönünde önemli adımlar atıldı. Yapılan ara seçimlerde, 40 yıldır iktidarda olan Macaristan Sosyalist İşçi Partisi’nin halk desteğini büyük ölçüde yitirdiği görüldü. Kendisini yenilemek gerektiğini gören parti, aynı yıl yapılan olağanüstü kongresinde adını Macaristan Sosyalist Partisi olarak değiştirdi. Yapılan reformların SSCB’den destek görmesi de Macaristan’daki değişimi hızlandırdı.

Macaristan’a İlişkin Bilgiler

Yüzölçümü: 93.036 km2.

Nüfus: 10.580.000 (1989).

Yönetim: Cumhuriyet.

Doğal Yapı: Ülke, iki büyük ırmakla sulanan büyük bir ovadır. Tuna'nın batısında Çekoslovakya sınırı boyunca tepeler bulunur. Batıdaki Balaton Gölü, Orta Avrupa'nın en büyük gölüdür.

Başlıca Ürünler: Buğday, mısır, arpa, çavdar, patates, şekerpancarı, kereste, çimento, çelik, dökme demir, boksit, demir cevheri, alüminyum, pamuklu dokuma, deri, şarap, gübre.

Dışarıya Satılan Ürünler: Makine, yol yapım araçları, yiyecek maddeleri, petrol ürünleri, demir çelik.

Önemli Kentler: Budapeşte, Miskolc, Debrecen, Pecs, Szeged, Györ.

Eğitim: 6-14 yaşları arasında zorunlu ve parasızdır.

Macaristan Resimleri