Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Midhat Paşa

  • Okunma : 399

(1822-1884). I. Meşrutiyetin ilan edilmesinde, etkili rol oynayan Midhat Paşa Tanzimat döneminin ünlü bir devlet adamıdır.

    İstanbul’da doğdu, özel öğrenim gördü. O zamanın geleneği uyarınca 12 yaşındayken 1834’te Divan-ı Hümayun kalemine girdi. Burada yetiştikten sonra çeşitli devlet dairelerinde kâtiplik yaptı. 1846’da divan kâtibi olarak önce Konya’ya ardından Kastamonu’ya gitti. 1849’da İstanbul'a dönünce daha yüksek görevlere atandı. Çeşitli kurullarda çalıştı. Sadrazam Kıbrıslı Mehmed Emin Paşa’nın güvenini kazandı. 1861 ’de onun tarafından paşalığa yükseltilerek Niş (bugün Yugoslavya’da) valiliğine atandı. Bu görevde kazandığı başarı dolayısıyla 1864’te yeni kurulan Tuna vilayeti valiliğine getirildi. Burada Tanzimat döneminde yönetim alanında yapılan en köklü değişiklikleri başarıyla uyguladı. Tarım, bayındırlık ve eğitim alanında önemli atılımlar gerçekleştirdi. 1868’de İstanbul'a çağrılarak yeni kurulan Şura-yı Devlet'in (Danıştay) başkanlığına getirildi. Tanzimat reformlarıyla ilgili yeni tüzük ve yönetmeliklerin hazırlanmasını üstlendi. 1869-71 arasında
Bağdat valiliği yaptıktan sonra 1872'de sadrazam oldu. Ama Padişah Abdülaziz ile anlaşmazlığa düştüğünden üç ay sonra sadrazamlıktan alındı. 1873'te bir süre adliye nazırlığı (adalet bakanlığı) yaptı. 1873-75 arasında Selanik valiliğinde bulunduktan sonra 1875’te gene kısa bir süre adliye nazırı oldu.

    1875-76 yıllarında Osmanlı Devleti büyük bir bunalım içindeydi. Dış borçlarını ödeyemez duruma düşmüş, içte çeşitli huzursuzluklar hatta ayaklanmalar ortaya çıkmıştı. Balkanlar’da savaş belirtileri gözükmeye başlamıştı. Bu ortamda Sadrazam Mütercim Rüşdü Paşa, Şura-yı Devlet nazırlığına getirdiği Midhat Paşa ve serasker Hüseyin Avni Paşa ile birlikte harekete geçerek artık devlete zararlı olduğuna inandıkları Abdülaziz'i 30 Mayıs 1876'da tahttan indirip yerine V. Murad’ı padişah yaptılar. Bu olaydan birkaç gün sonra Abdülaziz intihar etti. Abdülaziz'in tahttan indirilmesi üzerine Avrupa'da sürgünde bulunan aydınlar yurda dönerek meşrutiyetin ilanı için Midhat Paşa ile birlikte çalışmaya başladılar. Ama yeni Padişah V. Murad'ın ruh sağlığı yerinde olmadığından Midhat Paşa ve arkadaşları meşrutiyeti ilan etme sözü aldıkları II. Abdülhamid’i padişah yaptılar (31 Ağustos 1876). II. Abdülhamid 17 Aralık'ta Midhat Paşa'yı sadrazamlığa getirdi, 23 Aralık'ta da kanun-ı esasiyi (anayasa) yani meşrutiyeti ilan etti. Ama II. Abdülhamid Midhat Paşa'nın gücünden korkuyor, meşrutiyet rejimini de istemiyordu. Bu yüzden önce Midhat Paşa'nın yakın çevresinde bulunan Namık Kemal, Ziya Paşa gibi aydınları birer görevle İstanbul'dan uzaklaştırdı. Şubat 1877'de de Midhat Paşa'yı sadrazamlıktan alarak yurtdışına sürgüne gönderdi. 1878 sonlarında affedilen Midhat Paşa önce Suriye, 1880'de de Aydın (İzmir) valiliğine atandı. Ama II. Abdülhamid Midhat Paşa'nın gücünden hâlâ çekiniyordu. Abdülaziz'in intihar etmeyip, Midhat Paşa ve arkadaşlarınca öldürtüldüğü iddiasıyla dava açtırdı. İstanbul'da Yıldız Sarayı bahçesinde kurulan bir çadırda yapılan yargılama sonunda Midhat Paşa ölüm cezasına çarptırıldı. Ama II. Abdülhamid dış ülkelerin baskısı üzerine cezayı ömür boyu hapse çevirdi ve Midhat Paşa Taif'e (bugün Suudi Arabistan'da) gönderildi. Bununla da yetinmeyen II. Abdülhamid 1884’te Midhat Paşa’yı burada öldürttü. Kemikleri 1951’de İstanbul’a getirilerek Hürriyet Tepesi’ne gömüldü.