Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Paris

  • Okunma : 338
Paris Resim

2.000 yıllık bir tarihi olan Paris, Fransa’nın başkenti ve dünyanın önde gelen bilim, kültür, sanat ve eğlence merkezlerinden biridir. Paris, Fransa’nın kuzey kesiminde geniş, bereketli ovaların ortasından akan Sen Irmağı’nın iki yakasında kuruludur. Irmağın kuzeyinde kalan bölüme Sağ Yaka, güneyindeki bölüme ise Sol Yaka denir. Kent, sarmal bir dönüşle merkezden çevreye birbirini izleyen 20 ilçeden oluşur.

Tarihi

Paris’in içinden geçen Sen Irmağı’nda île de la Çite ve île Saint-Louis adlarında iki adacık vardır. Paris kenti İÖ 3. yüzyılda, Parisli olarak bilinen Galyalı bir kabile tarafından bu adalardan île de la Cite’de kuruldu. İki kıyıya tahta köprülerle bağlanan kente Romalılar Lutetia adını verdi. İS 1. yüzyılda gelişmeye başlayan kent, 4. yüzyıldan sonra Paris olarak anılmaya başladı.

    Île de la Çite ortaçağ Paris’inin merkezi ve Fransa krallarının başkenti oldu. Yapımına 12. yüzyılda başlanan ve dünyadaki gotik kiliselerin en güzellerinden biri olan Nötre Dame Katedrali bu ada üzerindedir.

12. yüzyılda Paris ırmak kıyılarına yayıldı ve surlarla çevrildi. Kuzeybatıdaki bataklıklar kurutuldu ve burada Marais adı verilen bir mahalle oluştu. Bir zamanlar soyluların yaşadığı gözde bir yer alan Marais, bugün dar sokakları ve Vosges Meydam’mn çevresindeki üç katlı eski evleriyle ilginç bir bölgedir. Bu evlerin bir bölümü müzeye dönüştürülmüştür. Marais doğuya doğru Bastille Meydanı’na uzanır. Burada Paris halkının 14 Temmuz 1789’da basarak ele geçirdiği ve Fransız Devrimi’nden sonra yıktırılan ünlü Bastille Kalesi ve hapisanesi vardı.

    Irmağın güney yakasındaki Sorbonne Üniversitesi ortaçağ Paris’inin bilim merkeziydi. Yaklaşık 1257’de kurulan ve Fransa’nın en büyük yüksekokulu olan Sorbonne günümüzde, çeşitli özerk üniversiteleri barındıran Paris Üniversitesi’nin bir bölümünü oluşturur. 19. yüzyıldan başlayarak Sorbonne’un çevresi sanatçıların, yazarların ve üniversite öğrencilerinin uğrak yeri oldu. Quartier Latin (Latin Mahallesi) adıyla bilinen bu bölge bugün de yenilikçi akımların yeşerdiği bir sanat ve kültür merkezidir. Victor Hugo, Voltaire, Jean-Jacques Rousseau ve Emile Zola gibi ünlü Fransızlar’ın gömülü olduğu Pantheon adlı yapı da Quartier Latin’dedir.

    Sen Irmağı’nın kuzey yakasında yer alan Louvre Sarayı’ndaki Louvre Müzesi, sahip olduğu yapıtlar bakımından dünyanın en büyük ve zengin müzelerinden biridir. Louvre’un batısında, eskiden büyük bir sarayın bulunduğu Tuileries Bahçeleri ile dünyanın en görkemli ve güzel meydanlarından biri olan Concorde Meydanı yer alır. İki yanı ağaçlı, geniş Champs Elysees Bulvarı buradan başlayarak Charles de Gaulle Meydam’na (eskiden Etoile Meydanı) uzanır. Alanın ortasında Napolyon’un zaferlerinin anısına yaptırdığı Zafer Takı (Arc de Triomphe) bulunur. Takın altında da I. Dünya Savaşı’na katılan Fransız askerlerinin anısına dikilmiş Meçhul Asker Anıtı vardır. Batı yönünde devam eden geniş caddeler, eskiden Fransa krallarının avlanma alanı olan Boulogne Ormanı’na uzanır. Ormanda Longchamp ve Auteuil adlarında iki ünlü koşu yolu ve göller bulunur.

    1853-70 yılları arasında Paris valisi olan Baron Georges-Eugene Haussmann, III. Napolyon’un verdiği geniş yetkiyle Paris’e yepyeni ve modern bir görünüm kazandırdı. Kentin yarıya yakınını yıktırarak geniş caddeler ve bulvarlar açtırdı. Daha sonra bu bulvarların kentte çıkacak ayaklanmalarda göstericilerin barikatlar kurmasını engellemeyi amaçladığı yolunda eleştiriler yaygınlık kazandı. Haussmann kentin sağlık, bayındırlık ve ulaşım hizmetlerini geliştirici çalışmalar da yaptı. Bugün kenti boydan boya geçen büyük bulvarların iki yanında gösterişli mağazalar, restoranlar, tiyatrolar ve oteller sıralanır. Paris Operası ve 1960’ların sonuna değin varlığını koruyan ünlü pazaryeri Les Halleş de Haussmann zamanında kurulmuştur. Bulvarların daha kuzeyinde gece kulüpleriyle tanınan bir bölge olan Montmartre’da çarpıcı güzellikteki beyaz Sacre-Ooeur (Kutsal Yürek) Bazilikası göze çarpar.

    Sen Irmağı kıyısı boyunca resimler, eski afişler ve kullanılmış kitaplar satan sokak satıcılarına rastlanır. Irmağın güneyinde kalan Sol Yaka’da üniversitenin yanı sıra Fransız Parlamentosu’nun iki binası ve devlet dairelerinin çoğu ile Lüksemburg Sarayı ve bahçeleri yer alır. XIV. Louis’nin savaş gazileri için yaptırdığı Hôtel des Invalides (hôtel sözcüğü burada “yurt” anlamına gelir) Lüksemburg
Sarayı’nın batısındadır. “Şen kıyısında, çok sevdiğim Fransız halkı arasına gömülmek istiyorum” diye vasiyette bulunan Napolyon’un mezarı da bugün kısaca Invalides adıyla bilinen bu yapının içindedir. Daha batıda Paris’in simgesi olan ve televizyon anteniyle birlikte yüksekliği 300 metreyi geçen Eiffel Kulesi görülür.

1980lerin Paris'i

Parisliler’in çoğu genellikle altı katlı apartmanlarda oturur. Her katta çoğunlukla iki ya da daha çok daire vardır. Parisliler cafe adı verilen bulvar kahvehanelerinin önünde oturup gazete okumaktan, dostlarıyla sohbet etmekten ya da gelip geçeni seyretmekten hoşlanırlar. Kent içi ulaşım otomobil, otobüs ve metroyla sağlanır.

    Fransa’nın kara ve demiryolları Paris’ten başlayıp bütün ülkeye yayılacak biçimde planlanmıştır. Paris, Manş Denizi’ne dökülen Sen Irmağı’nın ağzından 375 km içerdedir. Ama Sen Irmağı kanallar ve akarsular yoluyla Manş Denizi ve Akdeniz’e, Almanya Federal Cumhuriyeti’ne, Belçika’ya ve Fransa’nın öbür bölümlerine bağlı olduğu için Paris bir liman kenti sayılır. Paris’te Orly ve Charles de
Gaulle adlarında iki uluslararası havalimanı bulunur.

    Sanayi ürünleri arasında otomobiller, uçaklar, lokomotifler, elektrikli araçlar, kimyasal maddeler ve ilaçlar sayılabilir. Paris aynı zamanda Fransa’nın film yapım merkezidir. Güneydeki sanayi bölgesinde tabakhaneler, çimento, bira ve tütün fabrikaları bulunur. Kentin içinde, başta giysi, mücevher, parfüm, porselen eşya ve mobilya olmak üzere birçok lüks tüketim eşyası üretilir. Modern gökdelenler
1970’lerden başlayarak Paris’e yeni bir görünüm kazandırdı. 1970’lerde ve 1980’lerde Pompidou Sanat ve Kültür Merkezi (Beauborg Merkezi) gibi birçok büyük proje gerçekleştirildi. 1986’da müzeye dönüştürülen eski Orsay Gan ile Bastille’in yanında yapılan yeni opera binası bunların en önemlileri arasındadır.

    Paris’in anakent nüfusu 10.210.059’dur (1982).

Paris Resimleri