Pompeius
(İÖ 106-48). Gnaeus Pompeius, Roma Cumhuriyeti döneminin sonlarında yaşamış bir devlet adamı ve komutandır. Henüz 17 yaşındayken, Marius ve Sulla adlı iki komutan arasında Roma’da önderliği ele geçirmek için süren iç savaşa katıldı. Marius halkı, Sulla ise soyluları temsil ediyordu. Pompeius yeni soylu olmuş, zengin bir aileden geliyordu. İç savaşta Sulla’nın yanında yer aldı. İÖ 82-81’de Sicilya ve Afrika’da Marius yanlılarını yendi ve döndüğünde Sulla ona magnus (büyük) ,şanını verdi.
Sulla’nın ölümünden sonra Pompeius, o zamanlar Roma’nın bir ili olan İspanya’ya gitti. Amacı burada Marius yanlısı Quintus Sertorius'un önderliğindeki bir ayaklanmayı bastırmaktı. Pompeius İspanya’nın Roma’nın denetimi altına girmesini sağladı. Sertorius’u ise kendi adamları öldürdü. İÖ 71’de Pompeius ordusuyla Roma’ya döndü.
Pompeius ile bir zamanlar Sulla yanlısı zengin bir subay olan Marcus Crassus İÖ 70’te konsül seçildiler. Bundan sonra Pompeius soylulardan koparak halktan yana bir tutum aldı. Üç yıl sonra Akdeniz’i korsanlardan temizleyen Pompeius savaşları sona erdirmek için doğuya gitti. Suriye, Filistin ve Anadolu’nun büyük bir bölümünü ele geçirdi. Ama Roma’ya döndüğünde senato Pompeius’un doğuda yaptığı anlaşmaları onaylamadı. Pompeius, yokluğunda Roma’da güç kazanan Jül Sezar’dan destek gördü. Sezar, Pompeius ve Crassus ile birlikte “Üçler Meclisi” anlamına gelen “Birinci Triumvirlik”i kurdu ve kızı Julia’yı Pompeius’la evlendirdi.
Sezar ülkesinin sınırlarını genişletmek için fetihlere girişti. Crassus ise Anadolu’da savaşırken öldürüldü. Bu durumda Pompeius Sezar’ı kendine rakip olarak görmeye başladı. Sezar’ın halk tarafından sevilmesini ve kazandığı zaferleri kıskanıyordu.
Pompeius, Sezar’dan yetkilerini bırakıp Roma’ya dönmesini istediyse de, Sezar bunu kabul etmedi. Ordusunun başında İtalya’ya yürüdü. İÖ 49’da iç savaş çıktı. Pompeius Yunanistan’a kaçarak orada bir ordu topladı. Başlangıçta başarılı olduysa da, İÖ 48’de Tesalya’daki Pharsalos’ta (Çatalca) yenilgiye uğradı. Kurtuluşu Mısır’a kaçmakta buldu; ama karaya ayak basar basmaz öldürüldü.