Taş Balığı
Güneydoğu Asya, Avustralya ve Büyük Okyanus’un batısındaki adaları çevreleyen sığ ve sıcak sularda taş balığı denen birkaç balık türü yaşar. Yaklaşık 30 cm uzunluğundaki haliç taşbalığı (Synanceia trachynis) Avustralya’nın kuzey ve batısındaki koy ve haliçlerde bulunur. Resif taşbalığı ya da şeytan balığının (Synanceia verrucosa) uzunluğu 45 santimetreye ulaşabilir. Bayağı taşbalığının (Synanceia horridus) uzunluğu ise haliçlerde yaşayan yakın akrabası kadardır. Bu tür Hindistan’dan Filipinler’e kadar uzanan kıyı sularına yayılmıştır.
Taş balıklarının görünüşü bulundukları çevreden ayırt edilmelerini son derece güçleştirir. Kahverengi ve gri benekli pulsuz derisinde kabartılar, etli çıkıntılar bulunur. Kayalar ve mercanlar arasında dururken, bulunduğu ortamın doğal bir uzantısı gibidir. Geniş başı kuyruğa doğru incelir. Yanlarında yüzgeçler bulunur. Üstünde deniz bitkileri, küçük deniz şakayıkları ve deniz salyangozları barındırdığından görünüşü taşı andırır. Saatlerce kımıldamadan durur ve yaklaşan küçük bir balığın üstüne ansızın saldırır.
Taş balığının kusursuz kamuflajı insanların ölümüne de yol açar. Sığ sularda yürüyen insanlar farkında olmadan, son derece zehirli olan bu balıkların üstüne basabilir. Taş balığı bu durumda kendini savunmak için, sırtı boyunca uzanan bir dizi keskin dikeni birdenbire dikleştirir. Dikenlerin dibindeki bezlerden üretilen zehir diken içinde uzanan kanal boyunca akarak dikenin saplandığı yere boşalır.
Lastik tabanlı ayakkabı ya da paletleri kolayca delerek deriye giren dikenden akan zehir çok geçmeden ayaktan başlayarak tüm vücuda yayılan dayanılmaz ağrılara yol açar. Bunu uyuşma, solunum güçlüğü ve kalp atımlarında düzensizlik izler. Geliştirilen bir panzehir ancak erken uygulamalarda yararlı olur; bunun sağlanamadığı durumlarda ölüm olayına sık rastlanmaktadır.