Tatlı Su Canlıları
Tatlı Su Canlıları, yeryüzüne dağılmış sayısız akarsu ile göl, gölcük, bataklık ve su birikintisi gibi durgun sular birçok garip ve büyüleyici yaşam biçimlerini barındırır. Bu suların denizler gibi tuzlu olmayan büyük bölümü için “tatlı” terimi kullanılır. Ama bazı durgun sular canlı yaşamını sınırlayacak ölçüde, Lût Gölü’ndeki gibi çok daha tuzlu, Van Gölü’ndeki gibi sodalı ya da lagünlerdeki (denizkulağı) gibi yarı tuzlu olabilir.
Tatlı sulardaki yaşam biçimleri karadakiler kadar çeşitlilik gösterebilir. Kara canlılarının orman, çöl, çayır ve kır gibi yaşama ortamlarına karşılık, dağlarda çağıldayarak akan dereler, ovalarda kıvrıla kıvrıla uzanan durgun akarsular, gölcükler, derin soğuk göller ve sıcak sığ bataklıklar tatlı su canlılarına değişik ortamlar hazırlar. Değişik bitki ve hayvanlar bu yaşam ortamlarına uyum sağlamışlardır. Hızlı akan derelerde yaşayan bir canlıya ender olarak derin bir gölde rastlanabilir. Durgun suların ya da akarsuların kıyıları da canlılara büyük bir yaşama ortamı çeşitliliği sunar.
Tatlı Su Kıyılarında Yaşam
Söğüt, kavak, kızılağaç gibi nem seven ağaçlar ve saz, kamış, ayakotu gibi suyu seven bitkiler su kıyılarında ya da yakınlarında yetişir. Kökleri durgun sudan zarar gören kavaklar göl kıyılarında pek görülmezken, söğütler durgun su kıyılarının süsü olmuştur. Bu bitkiler özellikle ördek, meke, kamışçın gibi kuşlara beslenme, gizlenme ve barınma olanağı verir. Batağan gibi bazı kuşlar ise suda yüzen bitkilerin üzerinde yuvalarını yapar ve yavrularını büyütür. Su sivrifaresi, su sıçanı ve kunduz gibi memeliler kıyılardaki oyuklarda yaşar, büyük ölçüde sudaki iribaşları, kınkanatlıları ve balıklan avlayarak beslenirler.
Tatlı Su Bitkileri
Tatlı sularda yetişen bitkiler köklü ve köksüz olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Köklü olanlann (örneğin nilüferler) suyun altında uzanan gövdeleri vardır ve kökleri ile tabana tutunurlar. Köksüz olanlar ise suyun yüzeyinde ya da suyun yüzeyine yakın olarak serbestçe yüzerler; ama hiçbir yere tutunmadıkları, bu yüzden de akıntının etkisiyle kolaylıkla sürüklenebildikleri için ırmaklarda değil, çoğunlukla göl ve gölcüklerde yetişirler.
Suda yaşayan bitkiler çeşitli özellikleriyle bulundukları ortama uyum sağlamıştır. Örneğin düğünçiçeklerinden, gölcüklerde ve su arklarında yetişen Ranunculus aquatilis çalımsı ve dallanmış sualtı yapraklarına sahiptir; oysa bununla çok yakın akraba olan, ama ırmaklarda yetişen Ranunculus fluitans akıntıda yok olmayıp kolaylıkla sürüklenebilmek için, suyun akış yönünde uzanan ince, uzun yapraklar geliştirmiştir.
Tatlı sularda, köklü ve köksüz olarak ayırt edilen bu üstün yapılı bitkilerin yanı sıra gözle görülemeyecek kadar küçük bitkiler ya da bitki benzeri canlılar da yaşar. Bunların başında tekhücreli suyosunları gelir. Tekhücreli su bitkileri aynı ortamda bulunan mikroskobik su hayvanlarına besin oluşturur. Bu minik hayvanlar da daha büyük hayvanlar tarafından yenir.
Su Böcekleri
Birçok su böceği ıslanmadan suyun yüzeyinde yürüyebilir. Bunlardan bazıları yavaş, bazıları çok hızlı hareket eder. Dönerböcek ya da fırıldakböceği denen kınkanatlılar suyun yüzeyinde daireler çizerek dolaşır.
Her hayvanın yaşam için oksijene gereksinimi vardır. Tümüyle suda yaşamaya uyarlanmış canlılar solumak için suda erimiş oksijeni kullanırlar. Öbürleri soluk almak için yüzeye çıkmak zorundadır. Tatarcık, sivrisinek, süprüntüsineği gibi böceklerin larvaları suyun yüzeyinden aldıkları havayla solurlar.
Süprüntüsineklerinin, boksineği ya da lağımsineği (Eristalis tenax) adıyla tanınan türü, durgun sularda geçirdiği larva evresinde oksijen gereksinimini uzun bir solunum borusu aracılığıyla yüzeyden aldığı havayla karşılar. Su ne kadar sıcaksa içinde o kadar az oksijen çözünür; ne kadar durgunsa o kadar az oksijen içerir. Bu nedenlerle su birikintilerindeki sıcak ve durgun sularda çok az oksijen vardır. Boksineğinin kirli beyaz gövdeli ve yaklaşık 2 cm uzunluğunda olan larvaları arka uçlarından çıkan teleskop gibi bölmeli soluk borusunu 15 cm kadar uzatıp havayla ilişkisini hiç kesmez.
Hızlı akan serin sularda yeterli oksijen bulunur. Ama buralarda da akıntının sürükleme gücüyle baş etmek gerekir. Bu işi en iyi becerenler arasında taşsineklerinin (Perla cinsi ve akrabaları) larvaları sayılabilir. Taşsineği larvasının gövdesi yassılaşmıştır. Güçlü ve yanlara doğru çıkan bacaklarıyla akarsu dibindeki kayalara ya da çakıllara tutunabilir.
Suda yaşayan yanmkanatlıların çoğu usta birer yüzücü ve dalıcıdır. Bunlardan Notonecta cinsinin üyeleri sandal biçiminde, iri yapılı böceklerdir. Suda ters dönerek yüzerler. Küreği andıran uzun ve saçaklı arka bacakları yüzmeye çok iyi uyum sağlamıştır. Solunum boruları yoktur. Buna karşılık yüzeye çıkıp aldıkları havayı gövdeleriyle kanatları arasındaki boşlukta depolarlar. Oldukça güçlü kanatları başka göl ve gölcüklere uçmalarını sağlar.
Dev suböceği de iyi bir uçucu ve arka bacakları kürek biçiminde gelişmiş usta bir yüzücüdür. Bitkice zengin durgun sularda yaşar. Erkeğin kanat örtüleri (kınkanatları) düz, dişininkiler kabartılıdır.
Tatlı sularda yaşayan başka pek çok böcek vardır. Genellikle aylar ya da yıllar boyunca süren larva ve pupa evrelerini suyun içinde geçiren bu böcekler yalnız birkaç günlük ömrü olan erişkinlere dönüşerek sudan çıkarlar.
Öbür Tatlı Su Hayvanları
Tatlı sulardaki hayvan yaşamı böceklerle sınırlı değildir. Öbür tatlı su hayvanlarını KEREVİT, KURBAĞA, SALYANGOZ, SOLUCAN, SÜLÜK gibi sayfa başlıkları altında bulabilirsiniz.
Daphnia ve akrabaları, suyun içinde sıçrayarak ilerlemelerinden ötürü supiresi adıyla tanınan küçük kabuklulardır. Bunların birçoğu ancak büyüteç altında görülür. Dikkatle bakıldığında suda hareket eden bazı kahverengi lekelerin Daphnia sürüsünden oluştuğu görülebilir. Dişiler, içlerindeki yumurtalar seçilebilecek ölçüde saydamdır.
Bu küçük canlıların iyice tanınabilmesi için mikroskop altında incelenmesi gerekir. Tatlı sular çıplak gözle görülmeyen hayvanlarla doludur. Şaşırtıcı güzellikte biçim ve desenlerde olan bu hayvanlar arasında rotiferler, hidralar ve amipler sayılabilir.