Thomas Woodrow Wilson
(1856-1924). Thomas Woodrow Wilson ABD ’nin 28. başkanıdır. Avrupa’nın hızla savaşa doğru sürüklendiği bir dönemde başkan olan Wilson ulusların, görüşme yolunu açık tutarak, sorunlarına barışçı çözümler bulabileceklerine inanıyordu. I. Dünya Savaşı sırasında tarafsız kalmaya çalışarak uluslararası ilişkilerde yapıcı bir rol üstlenen Wilson, savaş bittikten sonra da barışçı bir çözüm için çaba gösterdi
Wilson, Virginia eyaletindeki Staunton’da bir rahibin oğlu olarak dünyaya geldi. Babasının katı eğitim kuralları altında yetişti ve 1875’te Princeton Üniversitesi’ne girdi. Topluluk karşısında konuşmakta çok başarılı olan Wilson, giderek üniversitenin en iyi tartışmacısı oldu. Princeton'ı bitirdikten sonra hukuk eğitimi gördü. Bir süre avukatlık yaptıktan sonra yeniden öğrenime başladı. 1886’da doktora derecesini aldı. Hukuk, siyasal iktisat ve tarih konularında uzmanlaşan Wilson, 1902’de Princeton Üniversitesi rektörlüğüne getirildi. Burada gerçekleştirdiği reformların yanı sıra ülkenin güncel siyasal konularına ilişkin yazılarıyla da ilgi topladı.
1910’da Demokrat Parti’den New Jersey valiliğine adaylığını koydu. İlerici çevrelerin desteğiyle seçimi kazanarak vali olan Wilson, öne sürdüğü yapıcı önerilerle Dem okrat Parti’nin en güçlü siyasetçilerinden biri durumuna geldi. 1912’deki Dem okrat Parti Ulus Kongresi’nde ABD başkan adaylığına seçildi. Yeni Özgürlük programıyla parçalanmış durumda olan Cumhuriyetçi Parti karşısında geniş bir destek sağlayarak seçimleri rahatça kazandı.
1913’te ABD başkanı olarak göreve başladıktan kısa bir süre sonra ülkenin para ve bankacılık sistemlerini denetleyen yasaları güçlendirdi. Yeni yasalarla gümrük vergilerini azalttı ve ilk kez bir federal gelir vergisi getirdi. Tekellerin denetlenmesi için önlemler alınırken, aldatıcı reklamcılığı ve haksız ticareti engellemek için Federal Ticaret Komisyonu kuruldu. Anayasaya, senatörlerin halkoylamasıyla doğrudan seçilmesini sağlayan bir madde eklendi. Meksika’nın diktatör Devlet Başkanı Victoriano Huerta’nın kurduğu hükümeti tanımayan Wilson yönetimi döneminde Meksika ile ABD arasında anlaşmazlıklar sürdü.
1916’da Wilson bir kez daha başkanlığa seçildi. Halk tarafından desteklenmesinin başlıca nedenlerinden biri ABD’yi Avrupa’da çıkan savaştan uzak tutmasıydı. Wilson ABD ’nin tarafsız kalmasını istiyordu. Savaşa katılan bütün devletlere, barış yolunu açık tutmaları konusundaki önerileri sonuç vermedi. Ocak 1917’de Almanya deniz savaşlarını başlatacağını ve Britanya Adaları çevresinde bulunan bütün gemileri batıracağını bildirdi.
3 Şubat 1917’de ABD ’nin Almanya ile olan diplomatik ilişkilerinin kesildiğini açıklayan Wilson, donanmaya savaşa hazır olmasını emretti. 2 Nisan 1917’de kongreden Almanya ve müttefiklerine karşı savaş ilan edilmesini istedi. Dört gün sonra ABD savaşa girdi. Rusya’da yeni Sovyet yönetimi Mart 1918’de Almanya ile barış yaptıktan sonra, ABD 4,5 milyon kişiyi silah altına aldı ve Avrupa'daki savaş için büyük ölçüde yiyecek ve savaş malzemesi sağladı. Kalıcı barış için gerekli “On Dört Madde” saptayan Wilson, bunu güvence altına alacak bir Milletler Cemiyeti’ nin kurulması için öneride bulundu.
Ekim 1918’de Almanya, Başkan Wilson’a On Dört Madde’yi temel alarak ateşkesi imzalamaya hazır olduğunu bildirdi. Wilson Müttefik devletlerin onayını aldı ve 11 Kasım’ da bir ateşkes imzalandı. Paris Barış Konferansında Müttefikler Wilson’ın ilkelerinin çoğunu reddederek ağır barış koşulları öne sürdüler. Buna karşın Wilson, Milletler Cemiyeti önerisine destek sağlamayı başardı.
Barış antlaşmasının ve Milletler Cemiyeti Sözleşmesi’nin ABD Senatosu’nca onayını sağlamak amacıyla Wilson bir yurt gezisine çıkarak 40’a yakın toplantıda konuştu. Bu ağır koşulların getirdiği gerginlik sağlığını bozdu ve Eylül 1919’da sol yanını kötürüm bırakan bir felç geçirdi. Sonunda antlaşma, 1920 başlarında Kongre’de reddedildi. Böylece ABD Milletler Cemiyeti’nin dışında kalıyordu. Wilson, ABD üye olmasa da Milletler Cemiyeti’nin kurulduğunu görecek kadar yaşadı. Aralık 1920’de 1919 Nobel Barış Ödülü’ nü alan Wilson 1921 seçim kampanyasında aday gösterilmedi. Seçim, Cumhuriyetçi Parti adayının başkanlığa seçilmesiyle sonuçlandı. Bundan sonraki üç yılını siyasal etkinliklerden uzak kalarak geçiren Wilson Washington’ da öldü.