Bilgi Diyarı

Aşağıdaki Kutu ile Sonsuz Bilgi Diyarı'nda İstediğinizi Arayabilirsiniz...

Uludağ

  • Okunma : 388
Uludağ Resim

Uludağ, Türkiye’nin kuzeybatı kesimindeki en yüksek kütledir. Marmara Bölgesi’nin Güney Marmara bölümünde yer alır. En yüksek noktası 2.543 metreye erişen Karatepe’dir. Sığınaktepe’nin yüksekliği ise 2.493 metredir. Bursa Ovası’nın hemen güneyinde birdenbire yükselen Uludağ, eskiden beri olduğu gibi günümüzde de Bursa kentinin simgesidir. Kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda 40 km kadar uzanan bu yüksek kütlenin genişliği yaklaşık 20 kilometredir. Güneydoğuda aynı doğrultuda uzanan Domaniç, Türkmen ve Emir dağlan dizisiyle bütünlük içinde olan Uludağ, yüzey şekilleri açısından aslında Ege Bölgesi’nin doğusundaki İçbatı Anadolu bölümünün bir parçasıdır. Ama Türkiye’nin bölge sınırları saptanırken Bursa kentinden ayrılmayarak Marmara Bölgesi’nin sınırları içinde bırakılmıştır.

    Uludağ, jeolojinin Birinci (Paleozoyik) ve Yakın (Senozoyik) zamanlarında oluşan bazı yer hareketleri sonucunda biçimlendi. Yüksek kesimlerinde mermer ve şist gibi başkalaşmış kayaçlar geniş alanlar kaplar. Yakın Zaman’ın Dördüncü Dönemi’nde Uludağ’ın doruk kesimi buzullar tarafından aşındırıldı. Günümüzde 2.000 metreden daha yüksek kesimlerinde rastlanan buzul izleri, o dönemde oluşan buzullaşmadan arta kalan yüzey şekileridir. Bunlardan başlıcaları buzyalakları (sirk), buzyalağı gölleri ve buzultaş (moren) yığıntılarıdır. Uludağ’ın doruk kesiminde yer alan Aynalıgöl, Buzlugöl, Karagöl ve Kilimligöl birer buzyalağı gölüdür. Uludağ’da aşınma sonucunda ortaya çıkmış olan ve iki ayrı yükselti kuşağı oluşturan dalgalı düzlükler vardır. 1.800 ile 2.000 metre yükseklikte dağın farklı kesimlerinde yer alan başlıca düzlükler Kadıyayla, Kirazlıyayla ve Sarıalan adıyla anılır. Bu yaylaların ardında duvarı andıran birkaç yüz metre yüksekliğindeki dik yamaç tırmanılınca doruk kesiminde uzanan dalgalı düzlüklere ulaşılır. Buzyalağı gölleri doruk düzlüğünün çevresinde yer alır.

    Nilüfer Çayı ile İnegöl Ovası’nı sulayan Kocadere’nin (Sölöz Deresi) bazı başlangıç kolları Uludağ’ın yamaçlarından kaynaklanır. Derin vadilerle parçalanmış olan bu yamaçlarda güzel görünümlü bir çağlayan vardır.

    Uludağ yer yer yoğunlaşan ormanlarla kaplıdır. Etek kesimindeki doğal bitki örtüsü yok edilmiş olan Uludağ’daki ormanlar değişik ağaç türleriyle farklı yükseltilerde kuşaklar oluşturur. 500 metreye kadar görülen meşe ve kestane ormanlarına bazı kesimlerde kara çamlar karışır. 600-1.600 metre arasında kayın ormanları kuşağı yer alır. 1.600-2.100 metre arasındaki orman kuşağı ise Uludağ köknarlarından oluşur. Köknar kuşağının yüksek kesimlerinde başlayan cüce ardıçlara 2.300 metreye kadar rastlanır. Daha yüksekteki düzlükler çayırlarla kaplıdır. Yabanıl hayvanlar açısından da oldukça zengin sayılan Uludağ, ortalama olarak yılda beş ay kadar karla örtülü kalır. Kışın kar örtüsünün kalınlığı bazı kesimlerinde 3 metreyi bulur. Uludağ’ın kuzey kesiminde volfram yatakları, güneydoğu kesiminde de şifalı madensuyu kaynaklarıyla ünlü Oylat Kaplıcası yer alır.

    İlkçağda kutsal sayılan Uludağ, Olympos adıyla anılırdı. Ama o çağda bu adla anılan birçok dağ vardı. Uludağ Anadolu’daki Misya (Mysia) bölgesinde yer alıyordu. Öteki Olympos’larla karışmaması için daha sonra Uludağ’a Eski Yunanca’da “Misya’daki Olympos” anlamında Olympos Mysios adı verildi. Mitolojiye göre, 12 tanrı burada oturur, tüm evreni Olympos’tan yönetirlerdi. Osmanlı döneminde Keşiş Dağı olarak anılan dağın adı cumhuriyetin ilk yıllarında Uludağ biçiminde değiştirildi.

    Çeşitli ve zengin doğal değerleriyle efsanelere konu olan Uludağ, Marmara Bölgesi’nin Ege Bölgesi sınırı yakınında eşsiz güzellikler sunan bir doğa parçasıdır. Eskiden Bursalılar kışın Uludağ’daki ormanlardan elde edilen odunlarla ısınırdı. Uludağ’daki yüksek yaylalar Bursa ile çevre köylerde yaşayanlar tarafından yazın sayfiye ve mesire yeri olarak değerlendirilirdi. Buz üretiminin ve daha sonra da buzdolabı kullanımının yaygınlaşmasından önce Uludağ’dan getirilen karlar yazın Bursalılar’ın sularım ve şerbetlerini serinletirdi. Günümüzde ise çeşitli eğlenme ve dinlenme olanakları sunan birçok konaklama ve hizmet tesisiyle donatılmış olan Uludağ, ülkemizin en çok ilgi gören turizm merkezlerindendir. İstanbul gibi büyük bir kente yakın olmasının da etkisiyle önemli bir kış sporları merkezi haline gelen Uludağ, özellikle kışın canlı bir iç turizm etkinliğine sahne olur.

    Uludağ’daki 11.338 hektarlık bir alan 20 Eylül 1961’de ulusal park olarak koruma altına alınmıştır. Uludağ Milli Parkı’nda yer alan Bakacak, Çobankaya, Kirazlıyayla, Sanalan ve Yılankaya yörelerinde orman içi dinlenme yerleri vardır. Bunlardan Çobankaya’daki orman içi dinlenme yerinde 200 çadırlık, Sarıalan’da ise 300 çadırlık kamp alanı vardır. Oteller yöresindeki konaklama tesislerinin yatak kapasitesi 3.000 kadardır. Ulusal park alanında kurulmuş olan danışma birimleri Uludağ’a gelenlere hizmet verir. Park alanı içinde bir de geyik üretme istasyonu vardır. Kışın kayak meraklılarından büyük ilgi gören oteller yöresinde oteller ile yüksek kayak alanları arasında çalışan teleski ve telesiyejler kurulmuştur. Kayakseverlerin yanı sıra eğlenme ve dinlenme amacıyla oteller yöresine gelenler Cennetkaya, Fatintepe ve Kuşaklıkaya gibi tepelerde kurulmuş olan kafelerle kafeteryalara teleski ya da telesiyejlere binerek çıkarlar. Sarıalan ile Bakacak yöresi arasında da telesiyej çalıştırılır. Yürüyüş için Uludağ’a çıkanlar doruk kesimi, Çobankaya ve Cennetkaya Tepesi’ne ulaşan patikalarla Bakacak’ı Softaboğandere vadisine bağlayan patikadan yararlanır. Bu yürüyüşler sırasında Uludağ’ın eşsiz güzellikleri izlenebilir. Bursa’dan Uludağ’ın Kadıyayla ve Sarıalan yörelerine teleferikle çıkılabildiği gibi oteller yöresine kadar karayoluyla da ulaşılabilir. Teleferikle Sarıalan’a ulaşmak yaklaşık yarım saat sürer.

Uludağ Resimleri